Kansere bağlı ölüm oranlarında yüzde 31 düşüş yaşanıyor

Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü’nün verilerine göre son 30 yılda kansere bağlı ölüm oranı toplam yüzde 31 geriledi. En büyük düşüş ise akciğer kanserinde görüldü.

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği ve Siemens Healthineers Türkiye tarafından Akciğer Kanser Farkındalık ayı kapsamında yapılan bilgilendirmede Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, “Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü’nün verilerine göre son 30 yılda kansere bağlı ölüm oranı toplam yüzde 31 geriledi. En büyük düşüş ise akciğer kanserinde görüldü” dedi.

 Kanser türlerinin görülme sıklığı bakımından dünyada erkeklerde ilk, kadınlarda ise 3. sırada gelen akciğer kanseri, tüm kanserler arasında yüzde 11’in üzerinde bir oranda bulunuyor. Türkiye’de 75 yaş öncesi her 4 kişiden biri kansere yakalanma riskiyle karşı karşıya geliyor ve ortalama her yıl 27 binden fazla kişiye akciğer kanseri tanısı konulurken, 2020’de bu rakamın 41 binin üzerine çıktığı görülüyor.

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit ve sağlık sektöründe faaliyet gösteren teknoloji şirketlerinden Siemens Healthineers Türkiye Genel Müdürü Enis Sonemel, Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle akciğer kanserinde son gelişmeler ve tedavi yöntemleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 Kanserden ölenlerin oranı yüzde 31 azaldı

 Son yıllarda tanı ve tedavide yaşanan gelişmeler sonucunda kansere bağlı yaşam kayıplarının azaldığına dikkat çeken Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, şu bilgileri aktardı:

“Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü’nün yayınladığı rapora göre ABD’de kansere bağlı ölüm oranlarında her geçen yıl gerileme görülüyor. 1991’de kanserden ölüm oranları zirvedeyken geçen 30 yılda kanserden ölenlerin oranı toplam yüzde 31 azaldı. Kanser kaynaklı can kayıplarının azalmasında, en yaygın görülen dört kanser türü olan akciğer, kolerektal, meme ve prostat kanserinde uzun vadeli düşüşler rol oynuyor. Raporda akciğer kanseri ölüm oranındaki genel gerilemenin kaynağı olarak sigara içmenin azalması, radyoterapi ve ilaç tedavilerindeki gelişmeler gösteriliyor. Ancak bu umut verici gelişmeye rağmen, raporun da dikkat çektiği gibi akciğer kanseri ABD’de erkeklerde ve kadınlarda en sık teşhis edilen ikinci kanser türü olmaya devam ediyor. Akciğer kanseri diğer ülkelerde de en sık teşhis edilen kanser türlerinden biri olmaya devam ediyor.”

COVID-19 için çekilen tomografiler akciğer kanserinde erken tanıları arttırmış olabilir

Genelde belirti göstermeden ilerleyen akciğer kanserinin teşhis ve tedavisinde görüntüleme cihazlarının hayati önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Özyiğit, akciğer kanseri tümörlerinin genelde tarama ve kontrollerde ortaya çıktığına dikkat çekerek, “Akciğer kanserinde en önemli risk faktörü sigara içmek. Ülkemizde sigara kullanım oranı Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yaklaşık yüzde 26 seviyesinde bulunuyor. Pandemi döneminde Kovid -19 şüphesi nedeniyle çok sayıda hastaya akciğer tomografisi çekildi. Bu sayede henüz ilk evrelerinde olan akciğer tümörleri bazı hastalarda teşhis edilebildi. Hastalar için erken tanı ve tedavi imkânı sunan bu durum, ilerleyen zamanlarda akciğer kanserinden kaynaklanan ölüm sayısının düşmesinde etkili olabilir” dedi.

Tanı için görüntüleme yöntemleri uygulanıyor

Uzun yıllardır sigara içen 55 yaş üstü bireylerin, herhangi bir sağlık şikâyeti olmasa da düzenli olarak akciğer kanseri taraması yaptırması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Gökhan Özyiğit şöyle devam etti:

“Herhangi bir belirti vermeyen akciğer nodülleri, genellikle bilgisayarlı tomografi veya daha az sıklıkla akciğer grafisi sonrasında tesadüfen fark ediliyor. Akciğer kanseri tanısı için şüpheli durumlarda PET-BT gibi daha ileri görüntüleme yöntemleri kullanılıyor. Şüpheli bölgeden alınan biyopsinin ardından sonuca göre hastanın tedavisi planlanıyor. Hastaların sağlıklarına kavuşması için cerrahi müdahaleler, radyoterapi ve kemoterapi gibi tedavi yöntemleri uygulanıyor.”

 “Kanser tanı ve tedavisinde başarı şansını yükseltmek için çalışıyoruz”

 Siemens Healthineers Türkiye Genel Müdürü Enis Sonemel, Kasım ayının Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı olması nedeniyle Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği ile akciğer kanserinde erken teşhisin önemine ve bunu sağlayan teknolojilere dikkat çekmek istediklerini belirterek şu açıklamada bulundu:

 “Akciğer kanseri tüm dünyada en sık görülen ikinci kanser türü. DSÖ (WHO) verileri, 2020 yılında dünyada 2 milyon 200 binin üzerinde kişinin akciğer kanseri teşhisi aldığını bildiriyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'deki ortalamalar yılda 27 binden fazla insana akciğer kanseri teşhisi konulduğunu gösteriyor. Dünya genelinde 2020'de akciğer kanserine bağlı 1,8 milyon ölümün gerçekleştiği tahmin ediliyor. Ancak, şu anda yüksek ölüm oranına sahip bir hastalık olsa da ilk evrelerde yakalandığında uzun vadeli olumlu bir prognoza sahip olduğu biliniyor. Bu konuda da en önemli desteği yenilikçi teknolojilerden alıyoruz. Düşük dozda göğüs (toraks) bilgisayarlı tomografi çekimi, yüksek riskli hastalarda hastalığın erken teşhisine yardımcı oluyor.”

Yapay zeka teknolojisiyle tanı koyma süreci destekleniyor

Kanserin erken teşhisi ve tedavisi için Siemens Healthineers tarafından geliştirilen çözümler hakkında bilgi veren Enis Sonemel, “Siemens Healthineers olarak sağlık hizmetlerini ihtiyacı olan herkesin erişimine sunmak ve sağlık hizmetlerinde tüm toplumlara katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Bunun için hastalık ve tedavi sürecinde yaşam kalitesini artıracak ileri teknolojiye sahip sağlık çözümleri geliştiriyoruz. Yapay zekâ yazılımlarımızla doktorların karar verme ve tanı koyma süreçlerini destekliyor, doktorların ve radyologların iş yükünü azaltıyor, tanı doğruluğunu artırıyoruz. Sunduğumuz ürün ve hizmetlerle, tedavi sürecine en yüksek katkıyı sağlayarak, başarı şansını yükseltiyoruz. Bu doğrultuda radyasyon onkolojisi ve ilgili yazılımlara yönelik inovatif çözümleriyle kanser tedavisi alanında önde gelen şirketlerden Varian’ı bünyemize kazandırmamız bu çalışmalarımızı daha da güçlendiriyor. Varian ile birleşmemiz, kanserle mücadeleye yönelik çalışmalarımızdan dünya genelindeki insanların yararlanmasına ve küresel sağlık hizmetlerini güçlendirmemize önemli bir katkıda bulunacak. Onkoloji alanında hastalık bazlı uzmanlığa odaklanmayı ve tüm hasta yolculuğu boyunca çoklu hastalık yaklaşımını takip etmeyi sağlayan çözümlerimizle kanserle mücadeleye destek olmaya ve kanserin olmadığı bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Sonraki Haber