10 Kasım’dan sonra yaşananlar…

Bugün 10 Kasım.

Ulu Önderimizi Atatürk’ün ölümünün 84'üncü yıl dönümü.

O’nu her zamankinden daha fazla özlem minnet ve rahmet anıyoruz.

***

Peki biz 10 Kasım sonrası hakkında neler biliyoruz?

O güne bir uzanalım mı?

***

Doktorlar heyeti 8 Kasım’da bir rapor düzenledi.

Raporu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği açıkladı.

 “Riyaset-i Cumhur Umumî Kâtipliğinden

1- Bugün ikinci teşrinisaninin (Kasım) 8. Salı günü saat 23'te Reisicumhur Atatürk’ün sıhhi vaziyetleri hakkında müdavi ve müşavir tabipleri tarafından verilen rapor ikinci maddedir.

2- Bugün saat 18.30'da hastalık birdenbire normal seyrinden çıkarak şiddetlenmiş ve sıhhi vaziyetleri yeniden ciddiyet kesbetmiştir. 

Hararet derecesi 36.4, Nabız: Muntazam – 100, Nefes:22 dir.”

Yani Atatürk’ün aslında 10 Kasım’dan önce öldüğü ve ölümünün 10 Kasım 9'u 5 geçe açıklandığı vesaire lafları safsatadan ibarettir.

***

Dedikodularla kirletilmeye çalışılan cenaze namazına gelelim.

Atatürk’ün namazı kılındı mı?

Elbette kılındı.

Dolmabahçe’den alınıp Ankara’ya gönderileceği gün olan 19 Kasım 1938 günü Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesinde cenaze namazı kılındı. Namazı İslam Tetkik Enstitüsü Başkanı (daha sonradan da Diyanet İşleri Başkanlığını yürüten) Şerafettin Yaltkaya kıldırdı.

Ezan Türkçe okundu.

***

Dolmabahçe’de dev bir katafalk hazırlandı…

Halkın büyük bir ilgisi oldu.

Katafalkın önünden geçen halkın yürüyüşü sırasında izdiham yaşandı.  

11 kişi ezilerek hayatını kaybetti.

***

Bu arada…

Atatürk’ün ölümünden tam 26 saat sonra yeni Cumhurbaşkanımız seçildi.

Hem de meclisteki oyların tamamını alarak.

İşte burası çok ilginç.

İsmet Paşa, Atatürk’ün ölümünden itibaren tam bir yıldır ortalıkta yoktu. 1937 Eylül'ündeki o ünlü kavgadan sonra yolları ayrılmış, sağlık sorunlarıyla boğuşan Atatürk’le hiç görüşmemişti.

Hatta o kadar ki; Atatürk'ün hastalığının son evresinde İsmet İnönü’nün görüşme talebine dahi cevap verilmemişti.

Atatürk’ün son bir yılda çevresinde kümelenen grup Hasan Rıza Soyak, Şükrü Kaya, Tevfik Rüştü Aras ve Recep Zühtü Soyak olası bir ölüm durumunda İsmet Paşa’nın Atatürk’ün yerine geçmesini engellemeye çalışıyorlardı.

Eğer İstanbul ziyareti olursa ve Atatürk’le görüşmeye gelirse suikast düzenleneceği haberleri dolaşmaya başladı.

İsmet Paşa, Atatürk’le ölüm döşeğinde görüşemedi.

***

Ama her ne olduysa oldu ve ölümden tam 26 saat sonra yapılan Meclis oturumunda İsmet İnönü bütün milletvekillerinin oyunu alarak (348 oy) cumhurbaşkanı seçildi. 

Peki ne oldu da son günlerinde Atatürk’le görüşmeyi dahi beceremeyen İnönü bütün oyları alarak cumhurbaşkanı seçildi?

Onu öldürtmeye kalkan milletvekillerinden birkaçı dahi muhalefet etmedi ve oturuma katılan milletvekillerin oylarının tamamını aldı?

***

Devam edelim.

Atatürk öldükten sonra Dolmabahçe Sarayı'ndan Ankara’ya yapılan uğurlama töreni ve cenaze namazına Cumhurbaşkanı İnönü katıldı mı?

Hayır, katılmadı.

İsmet Paşa belki cumhurbaşkanı seçilmişti ama iktidar savaşında halen kendini güvende hissetmiyordu.

İstanbul’a gelmedi.

***

Atatürk’e uygun bir kabir yapma girişimi ise İnönü’nün 12 yıllık iktidarında uzadıkça uzadı.

Tarih tarih gidelim.

Anıtkabir’in yerinin tespiti için bir komisyon kurulmasına 1941 yılında karar verildi.

Aynı yıl bir de uluslararası bir proje yarışması açıldı. Yarışma sonucunda Türk mimarlar Emin Onat ve Orhan Arda’nın eserleri layık görüldü ve inşaata 1944 yılında başlandı.

Tam altı yıl Atatürk için yapılacak kabirin inşasına başlanamamıştı.

1945'de mozole ve tören meydanını kapsayan ikinci kısım inşaatına başlandı.

Giriş kuleleri, çevre düzenlemesi ve ağaçlandırılması ise 1950 yılına gelindiğinde halen bitmemişti.

***

İsmet İnönü, 1950 seçimleriyle birlikte koltuğunu Celal Bayar’a devrettiğinde, Atatürk’ün ölümü üzerinden 12 yıl geçmesine karşın Anıtkabir inşaatı bitmemişti.

Celal Bayar ise Atatürk’ün aziz hatırasına yapılan saldırıları engellemek için önce Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkarttı (1951). Ardından da bütün hızıyla yarım kalmış Anıtkabir inşaatını bitirdi. Hatta 1951 yılında projenin bir an önce bitirilebilmesi bir tadilat bile istedi. Mimarlar mozole bölümünde değişiklik yapıp kısa sürede inşaatı bitirdiler.

Ve 1953 yılında Ulu Önder Atatürk ebedi istirahatgâhına defnedildi. 

***

Yani…

Demokrat Parti yıllarındaki günahlarını bir tarafa bırakın…

Ulu Önderimize bağlılık konusunda Bayar bambaşka bir yerdedir.