100 yıl önce imam yoktu ama Huber Köşkü'nün önündeki bu pano vardı
Önce bu fotoğrafa iyi bakın…
Cep telefonunuzun veya iPad’inizin ekranında iki parmağınızla büyütüp şöyle yakından bakın…
Yanda göreceğiniz pano, dün başlayan Cumhuriyetimizin 100’ncü yılının ilk karesidir.
10 OCAK’TA AÇILACAK BİR SERGİNİN EN BÜYÜK KARESİ
İstanbul Araştırmalar Enstitüsü 100’ncü yıl anmalarını bir fotoğraf sergisi ile başlatıyor…
Serginin adı şu:
“Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat”
Bu sergi 10 Ocak günü açılıyor…
Şimdi bu karede gördüğümüz şeyi yakından, çok yakından inceleyelim.
İNGİLİZCE BİLENLERİNİZ ÇEVİRSİN NE YAZIYOR BURADA
Ne yazıyor o panoda?
Ne yazık ki 21’inci yüzyılda doğmuş bir Türk vatandaşı olarak ne yazdığı hakkında ancak İngilizce veya Fransızcanız varsa bir fikir edinebilirsiniz.
Çünkü panonun üzerinde Latin harfleri ve bugünün Türkçesi ile yazılı hiçbir şey yok.
İsterseniz yukardan aşağı İngilizcesinden tercüme edelim:
Boğaz’da çekilmiş bir fotoğraf bu.
YUNAN ALFABESİ İLE YAZILDIĞI İÇİN TEK KELİME OKUYAMIYORUZ
Diyor ki pano:
“Motorlu araçların hız limiti 8 mil…”
Altında Fransızcası da var.
O da 12 kilometre olarak veriyor.
Üçüncü sıradaki ise Yunan alfabesi ile yazıldığı için okuyamıyoruz.
En altta, Arap harfleri ile yazılmış bir yazı var.
Herhalde o da Türkçesi diye düşünüyoruz...
BEYLER BURASI 1453’TE FETHETTİĞİMİZ İSTANBUL
Burası İstanbul.
Biz Türklerin 1453 yılında fethettiği şehir.
İşte o şehirde konuştuğu dili, dördüncü sıraya düşürülmüş bir milletin efradısınız artık...
Ve siz anlı şanlı Osmanlı Paşaları olarak, her gün biraz ilerdeki Dolmabahçe Sarayı’na bu utanç panolarının önünden geçerek gidebiliyorsunuz…
BEYLER NANKÖRCE AŞAĞILADIĞINIZ BU CUMHURİYETİN KURUCULARI KİMDİR ANLADINIZ MI?
Beyler…
Küçümsediğiniz, neredeyse yok saydığınız, yıllardır aşağıladığınız, “Ayyaş” dediğiniz, “Tek kurşun atmadılar” diye tarihi bile ayaklar altına alıp nankörce karaladığınız insanlar 100 yıl önce ne yaptı biliyor musunuz?
Bu panoyu oradan kaldırıp tarihin çöp tenekesine attılar.
Bu ülkede yaşayan Müslümanların, Türklerin, Kürtlerin, Yahudilerin, Rumların, Ermenilerin anlayacağı bir dille, yani Türkçemizle yazılmış panoyu diktiler oraya bir bayrak gibi.
Bugün 141 caminizde günde beş vakit ezan sesi duyuyorsanız eğer…
O insanların, Atatürk, İnönü ve arkadaşlarının, 100 yıl önce başlattığı bu büyük mücadele sonunda yeniden kurduğu bu Cumhuriyet sayesindedir.
DİLİ VE DİNİ EN ALTA YAZILMIŞ BİÇARE BİR MİLLETİN FOTOĞRAFI
Çok laflar işittik Cumhuriyetimizin 100 yıllık mazisi üzerine…
“Bizden önce bulaşık makinası, buzdolabı, çamaşır makinası yoktu” bile dendi.
“Bizden önce cenaze yıkayacak imam yoktu” bile dendi…
Bırakın siz onları, 100 yıl önce ezan okumak için camiye çıkmasına izin verilecek imamınız bile yoktu.
Bu fotoğrafa iyi bakın…
Bugün günde 100 kere telaffuz ettiğiniz “Milli ve Yerli” olan ne var bu fotoğrafta…
Hiçbir şey…
Dili en alt sıraya atılmış, lütfen yazılmış biçare bir milletin fotoğrafı bu beyler…
Sadece bu bile onu çok ama çok büyük yapmaya yeter…
Cumhuriyetimizin 100’ncü yılı kutlu olsun.
ÇIKTIK AÇIK ALINLA 100 YILDA HER SAVAŞTAN
Bundan 90 yıl önce “Çıktık açık alınla 100 yılda her savaştan” demiştik.
Yüzüncü yılda bunu daha da göğsümüzü gere gere söyleyebileceğimiz bir noktadayız.
Geçmiş yüzyılı karalayanlara ise şunu söylemek isterim... Karalamayın… Nankörlere uymayın...
Bu 100 yılda hepimize çok çok yetecek kadar gurur ve onur duyulacak işler yapıldı.
Onlar da yaptı. Menderesler, Demirel’ler, Ecevit’ler, Erbakanlar, Türkeşler, Özal’lar da yaptı.
Siz de yaptınız... Hem de çok büyük işler yaptınız.
O nedenle, paylaşın bu 100 yılın gururunu…
Hep birlikte kutlayalım.