15 Temmuz gecesi Kılıçdaroğlu darbe başarısız olduğu için mi üzgündü?
Bakırköy eski Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile 15 Temmuz darbe gecesini konuşmuştuk. Önceki gün bu sohbeti olduğu gibi, meslek ilkeleri gereğince hiç yorum yapmadan yayınladım.
Sebebini hatırlatayım.
Kerimoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu 15 Temmuz gecesi 22.45’de Atatürk Havalimanı’nda karşılamış ve Florya’daki evine götürmüştü. Kılıçdaroğlu da Erdoğan’ı bekleyen on binlerce vatandaşın ve havalimanını tutmuş olan tankların önünden adeta sıvışarak Kerimoğlu’nun evine gitmiş, sabaha kadar suskun, bitkin, üzüntülü ve şoka uğramış biçimde televizyon izlemişti.
Hiç konuşmamıştı.
Yazının altına yorum yapanlar “Üzgündü ve şoka uğramıştı çünkü darbenin başarılı olacağını sanıyordu ve hayal kırıklığına uğradı” mealinde yorumlar yazdı.
Hiç lafı uzatmadan kendi fikrimi ifade edeyim.
Çok farklı düşünmüyorum.
15 Temmuz sonrasında düzenlediği Taksim mitinginde tek kelimeyle bile olsa darbeci FETÖ terör örgütünü kınamaması, tam tersine hükümeti ve Erdoğan’ı kıyasıya eleştirmesi, tüm siyasi parti liderlerinin davetli olduğu Yenikapı mitingine zar zor, kerhen katılması ve konuşmasında hiçbir şey söylememeyi başarması, aradan bir ay geçtikten sonra 40 yıllık hazırlığı bir gecede berhava olan FETÖ terör örgütü elebaşının BBC ve benzeri yayın organlarına verdiği röportajlarda söylediği “Bizden birileri katılmış ama bizim işimiz değil, tiyatro. Kontrollü darbe” şeklindeki kuyruklu yalanlarını aynen kabullenip dolaşıma sokması, ülkede olağanüstü hâl ilan edilince de “20 Temmuz darbesi” nevinden iftiralarını sürdürmesi onun nerede durduğunun net bir göstergesiydi.
“Kontrollü darbe” yalanındaki tek amaç FETÖ’yü temize çıkarmaktı:
Başarısız olmuşlardı ve örgütü ayakta tutmak için bu yalana sığındılar. FETÖ darbe yapmamıştı, hükümet, Genelkurmay, MİT ve yargı iş birliği yaparak “kontrollü bir darbe” ile darbeyi onların üzerine yıkmıştı(!)
15 Temmuz gecesi dostlar alışverişte görsün kabilinden “darbelere karşıyız” bildirisi yayınlanmıştı ama cılız bir ses olarak kaldı. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun makarna ve ATM kuyruklarındaki CHP seçmenini darbeye karşı direnmeye çağırması ancak güçlü bir etki yaratabilirdi.
Ama 15 Temmuz darbesinden öncesi de vardı.
Ergenekon ve Balyoz gibi darbe davalarını sulandırarak kumpasa dönüştüren FETÖ, kurunun yanında yaşı yakarak onlarca masum insanı cezaevlerine tıkmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu bu davalara sahip çıkar göründü ama hep hükümeti suçladı. Sanki bu kumpas davalarını “Cemaat” kurgulamamıştı. Tek kelime etmedi onların aleyhine. Savcı Zekeriya Öz’ün “Çok değerli bir savcı” olduğunu söyledi. 17-25 Aralık yargı darbesinden sonra FETÖ’nün tüm “kurgulanmış ses kayıtları” ile sahte belgelerini Meclis grup toplantısında dinletti ve yayınladı. Hatırlayın, geçen yıl önce bu ses kayıtlarının ve belge diye sunulan paçavraların fake, yani yalan-uydurma olduğunu bizzat kendisi itiraf etti.
FETÖ’nün yayın organları hakkında kapatma kararı verildiğinde CHP milletvekillerini o televizyon ve gazetelerin önüne göndererek polisin önüne barikat kurdurdu. Bugün FETÖ elebaşının yanındaki en sağlam adamlardan biri olan firari FETÖ’cü Ekrem Dumanlı’yı Zaman gazetesinde ziyaret ederek “demokrasi ve insan hakları” ile ilgili ortak açıklamalar yaptı. Henüz kapatılmadığı sıralarda, 2014 ve 2015 yıllarında FETÖ yayını STV televizyonuna çıkarak “Erdoğan yurtdışına kaçacak” yalanını uydurdu. Çünkü FETÖ’cüler o sırada bu yalanı servis ediyorlardı.
Bu arada Ekrem Dumanlı’dan alınan MİT tırları görüntüleri medyaya servis edildi. İhanetin vesikaları CHP eliyle yayılıyordu.
Sonra 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin “kontrollü darbe” olduğu yalanını belgeleyeceğini, bunun için dosya hazırlanacağını açıkladı. Bir yıl sonra, Mayıs 2017 tarihinde açıklanan dosyadaki en büyük argümanları, benim 2 Nisan ve 21 Nisan 2016 yılında yazdığım FETÖ’nün darbe hazırlığı yaptığına dair yazılarım oldu.
Böylece koca bir dosya dolusu kepazelikle baş başa kaldılar. CHP’den “Kontrollü darbe” yalanına karşı çıkan tek kişi, 15 Temmuz gecesi bombalanan Meclis’te olan bugünün CHP Genel Başkanı Özgür Özel oldu, “Ne kontrollüsü kardeşim, buz gibi darbeydi” diyerek.
Kemal Kılıçdaroğlu bu aidiyetini 14-28 Mayıs 2023 genel seçimlerinden önce de ortaya koydu. 15 Temmuz’dan sonra ihraç edilen FETÖ’cülerin ve FETÖ iltisaklıların hepsinin görevlerine iade edileceği vaadinde bulundu. ABD seyahatinde Benzincide kimle görüştüğü ise hâlâ bir muamma.
2015 yılından itibaren FETÖ darbe yapacağının tüm emarelerini ortaya koyuyordu ve ben de bu bilgileri yazıyordum. Yazımın kaynağı ise 2012 yılına kadar Cemaat denen yapılanmanın içinde kalmış, tüm örgütü tanıyan Ümit Akdemir’di ve bu açık kaynakla yazılarımı yayınlamıştım.
15 Temmuz’dan birkaç ay evvel, FETÖ MHP’yi Meral Akşener’i koç başı olarak kullanarak ele geçirmeye çalışıyordu.
Bu gerçekleştikten sonra da 25 BİN ÜLKÜCÜ İLE KÜLLİYE’YE YÜRÜYECEKLERDİ. Kemal Kılıçdaroğlu ise Mayıs 2016’da halkı ayaklanmaya ve sokaklara çıkmaya davet etti. Tüm bu sözler Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu tarafından söylendi hatırlayın.
İlginçtir CHP kamuoyu bu çağrıya son derece mesafeli yaklaştı ve karşılık vermedi.
Bana 15 Temmuz’dan sonra bu yazılarım nedeniyle hâlâ embesilce sorular sorarak, yazılarımı okumadan “Darbeyi daha önceden nasıl tahmin edebildin” diye soranlara cevabım aslında sadece örgüt içinden aldığım bilgiler değildi.
En önemli ipuçlarından biri Kemal Kılıçdaroğlu’nun halkı sokağa, ayaklanmaya çağırmasıydı.
Devlet kuşkusuz o zaman Cemaat’i bir tehdit olarak tanımlamış ve tasfiye etmeye başlamıştı. Cemaat, yani FETÖ de bunun haberini almış, tasfiye edilmeden darbe yapmaya karar vermişti. İzmir Cumhuriyet Savcısı Okan Bato’nun yüzlerce FETÖ’cü subay hakkında soruşturma başlatması Fetullah Gülen’i iyice delirtti. Arkasından 2016 yılı 30 Ağustos'undaki Yüksek Askerî Şûra’da 500 FETÖ’cünün tasfiye edileceği de açığa çıkınca muhtemelen darbe tarihi belirlenmişti.
Peki, CHP ve Kılıçdaroğlu ne diyordu darbecilere karşı önlem almaya çalışan hükûmete?
“Hükümet TSK’da tasfiyeye gidip orduyu AKP’lileştiriyor”
Şaka gibi.
Hem hükümete darbeyi engellemediği yalanıyla iftira at hem de Okan Bato ve YAŞ operasyonları söz konusu olduğunda da “Hükümet TSK’da tasfiyeye gidip orduyu AKP’lileştiriyor” iftirası at.
Ne konforlu alan.
Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesi yaşadığı üzüntüyü, şoku ve hiç kimseyle konuşmamasını çok iyi anlıyorum. Büyük bir travma atlattı. Hatta onun travması Fetullah Gülen’inkinden daha şiddetliydi.
Ofisinde ileride daha da yalnız kalacak, artık bol bol düşünme vakti var.
Misal gizli ajandası işe yaradı mı?
CHP’yi milli kimliğinden soymasına rağmen neden “kıymeti” bilinmedi?
Şarkıdaki gibi.
Vefasız kullardan vefa bekleme, kıymetsiz bir pula satarlar seni.
Bir de saçlarına karlar yağınca, eskimiş şal gibi atarlar seni.