2023'e ağıt
Seni hiç sevmedim 2023... Babanı da (2022) sevmezdim. Lakin hakkını teslim edeyim, yaşadığım yıllar arasında en gerçeğiydin.
Alnımın ortasına dövmeni yaptırsam abartmış sayılmam.
Bitiş çizgisine gelene kadar birkaç kişi eksildim. Ben tık nefes koşarken paçalarımdan akmışlar, hay Allah göremedim.
Kulaklarımı da kapattım elimle sıkıca, çağıranı duymadım. Şimdi anahtarım elimde kapıyı 2022'nin ardından kilitledim. Benimle bir sonraki yıla gelecek sınırlı sayıda insanı "sen gel, sen de gel, sen gelme ulan ayı" tavrıyla itinayla seçip kamyonumun arkasına dolduruyorum.
2023'nin kelimesini "kalıbının adamı" olarak belirliyorum. Bu kelimeyi seçmemde desteğini esirgemeyen, menfaati dini olmuş bir kısım insana (!) sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
İçinde üç adet "2" ve bir adet "0" barındıran bir yılın bana hangisini layık gördüğünü az çok tahmin edersiniz. Fakat 17 yaş heyecanı, 24 yaş kararsızlığı, 65 yaş yorgunluğunu saymazsak, 41 yaş olgunluğu yaşatması da fena deneyim sayılmazdı. Ölüm gibi bir şeydi ama kimse ölmedi. Nihayetinde yıkılmadık ama ayakta da sayılmayız.
Bu yılı bir sevda (evlat), bir ayrılık, bir ölümle tamamlıyorum.
Diyeceğim o ki, batarken ardından güneş tepelerin, yüzüne tüküreyim kilometre taşlarımdaki tüm 2023'lerin...