208 ülkeden beşi SİHA üretiyor, ne rekabeti?

Dünyada 208 ülke var, bunlardan 193’ü Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na üye!

6’lı masanın ortağı, bakanlık pazarlıklarının ana aktörü, CHP listelerinden milletvekili seçtirme peşine düşmüş olan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye'nin terörle mücadeledeki en etkili silahı SİHA’ları üreten Baykar şirketini hedef alarak “Dokunacağız” dedi!

Ali Babacan'ın bir YouTube kanalında Ozan Gündoğdu isimli şahsa söylediği sözleri olduğu gibi kelimesi kelimesine aktaracağım, sonra “Çarpıtıyorsunuz, sözleri kesiyorsunuz” falan demesinler! Yazımın en altındaki “dipnot” bölümünde Ali Babacan’ın sözlerinin tamamını okuyabilirsiniz.

Baykar, 27 ülkeye ihracat yapan, 3 bin genci istihdam eden bir teknoloji şirketi!

Dünyada birçok teknoloji şirketi var, ancak “Silahlı İnsansız Hava Aracı” yapabilen sadece beş ülke var.

Ülkemiz şu anda ABD’den sonra ikinci sırada yer alıyor.

Dünyadaki 208 ülkeden sadece beşi SİHA üretebiliyorken Sayın Babacan hangi rekabetten bahsediyor? “Rekabet” gibi güzel bir kavramın arkasına saklanarak “Yok edeceğiz” mesajı veriyor!

“MİLLETİN ŞAH DAMARINI KESME GİRİŞİMİ”

Ali Babacan ve benzerleri bu milletin şah damarını kesmeye çalışıyor!

Bu millete diz çöktürmeye çalışanları sevindiriyor!

Başta İHA’ları, SİHA’ları “övüyor” gibi görünen, bunların “gurur kaynağı” olduğunu söyleyen Babacan dilinin altındaki baklayı çıkarıp; “Kaynaklar aşağı yukarı tek şirkete aktarılıyor. Hâlbuki benzer kaynaklar, en az 4-5 şirkete aktarılsa…” diyerek esas niyetinin bu şirketi hedef almak olduğunu ortaya koyuyor.

Hangi beş şirket Sayın Babacan?

Bırakın Türkiye’deki beş şirketi, dünyada sadece beş ülke bu işi yapabiliyor?

Keşke şirketlerin sayısı artsa!

Babacan; “Bu şirket büyüyerek devam etmeli, bu yönde çalışan diğer şirketlere de destek vereceğiz” deseydi anlardım.

Ama öyle demiyor!

Ne diyor?

Terör örgütlerinin korkulu rüyası olan Selçuk Bayraktar ve Haluk Bayraktar için “Korksunlar” diyor!

Sanki dünyada bu işi yapan şirketler çokmuş gibi, “Tek şirket üzerinden bu iş olmaz” diyerek algı yönetimi yapıyor.

“Kusura bakmayın ya dokunacağız tabii” diyor!

Ali Babacan bu sözleri söyledikten sonra nereye gitti?

Davos’a, İsviçre’ye!

“SELÇUK BAYRAKTAR'A KİM DOKUNMAK İSTER”

SİHA’lardan kimler zarar görüyorsa Bayraktar’lara da onlar “dokunmak” ister!

Onlar kim?

Konuşanlar değil, konuşturanlar!

Cumhuriyet Gazetesi yaptığı haberde Selçuk Bayraktar için “Erdoğan’ın oğlu” demiş!

Yaptıkları haberden “kendi haberleri” bile yok!

Birçok internet sitesi de “Cumhurbaşkanı’nın damadı" diye tanımlamaya başladı!

Zavallı algı yöneticileri!

Bundan sonra şöyle yazın: Selçuk Bayraktar ve Haluk Bayraktar, Türkiye’yi seven her bir ferdin evladıdır, kardeşidir, yoldaşıdır!

“BİRİ DOKUNACAK, BİRİ YOK EDECEK”

Ali Babacan dokunacak, Kemal Kılıçdaroğlu dış siyaseti 180 derece değiştirecek, HDP yönetimde bakanlık düzeyinde söz sahibi olacak, İyi Parti Rusya’yla geliştirilen iş birliklerini bitirecek!

Ne kadar yerli ve millî bir muhalefetimiz var değil mi?

İyi ki ezanları susturacağız, bayraklara dokunup onları da indireceğiz demiyorlar! Zaten “bir tık ötesi” orası!

SON SÖZ: SİHA’lara ancak bu milletin evlatlarının “duası” dokunur; o da düşmanı daha isabetli vurması için edilen dualardır!

“DİPNOT”

Ali Babacan’ın sözlerinin tamamı şöyle:

"8 yıl Milli Güvenlik Kurulu üyesiydim. Dolayısıyla bizim savunma sanayindeki kendi kapasitemizin, yerli kapasitemizin, yerli teknolojimizin ilerlemesi ülkemizin güvenliği açısından son derece önemli. Bazı operasyonlarda başka ülkelerin teknolojisine muhtaç kalmak gerçekten silahlı kuvvetlerimizin elini kolunu bağlayan bir mesele olarak ortaya çıkıyor. Biz özellikle insansız hava araçları ile ilgili Türkiye’de oluşan üretim kapasitesinin ve teknolojinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz ve ülkemizin gurur kaynağı olduğunu düşünüyoruz. Fakat burada yanlış şu, devletin hemen hemen bütün imkânları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar aşağı yukarı tek şirkete aktarılıyor. Hâlbuki benzer kaynaklar, en az 4-5 şirkete aktarılsa, çünkü devlet desteği olmadan bu iş olmuyor. Devletten çok yüksek miktarlarda nakit destekle bu işler oluyor. Onu herkesin bilmesi lazım.”

Gündoğdu'nun, “Bu haliyle Baykar’a destek devam edecek o zaman” sorusu üzerine Babacan, şunları söyledi:

"Rekabetsizlikten rehavet doğar. Rekabet yoksa rehavet oluyor. Bu ilk birkaç yıl iyi gider ondan sonra bakarsınız şımarıklık başlar. Nasılsa devletten geliyor para, yapsam da yapmasam da para geliyor, para geldikçe iş dönüyor, böyle olmaz. Her şirket rekabeti hissedecek, yarışma mecburiyetini hissedecek. Daha iyi olmanın mücadelesini verecek. Daha iyi teknolojiyi, daha yüksek teknolojiyi daha ucuza mal edip rekabet gücü oluşturmanın mücadelesini verecek. Yoksa devlet imkân sağlamış, bir şirkete koca bir alan açmış, dünyanın parasını da aktarıyor, o şirket de iyi işler yapıyor. Ha şu da olabilir, diyeceksiniz ki, ha tamam devlet bu parayı aktardı ve batırabilirlerdi. Ha bu arkadaşlar batırmamışlar sağ olsunlar iyi işler çıkarmışlar. Ama eğer iyilerse, dürüstlerse ve gerçekten böyle örtülü, kapalı, gizli saklı işler yoksa, yani gerçekten teknoloji ve finans anlamında anlamlı işler yapıyorlarsa hiç korkmasınlar. Bizim iktidarımızda tam tersine, fırsat eşitliği içerisinde iyi iş yapan firmaların önü açılır ama biraz da rekabet gelir. Muhtemelen bu arkadaşlar rekabetten korkuyor olabilir. Ya işte güzel güzel para kazanıyorduk bu iktidar değişirse rekabet olacak, başka firmaların da önünü açacaklar diye korkuyor olabilirler. Ondan korkmasınlar. Rahmetli Özal’dan önce biliyorsunuz Türkiye’de otomobil sanayinde Hacı Murat’lar üretiliyordu. Kapalı bir piyasaydı. Dünyanın en kötü araçları Türkiye’de üretiliyordu ve o zaman o araçları üretenler gümrük biriminden çok korkuyordu. Çünkü dışarıya açılırsa Türkiye, bizim işimiz bitti biz araç üretemeyiz diye korkuyorlardı. O gün rekabetten korkan firmalar, şu anda sadece Türkiye’nin değil dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden birileri oldular. Dolayısıyla rekabet insanı güzel çalıştırıyor. Terletiyor ama daha iyi hizmet, daha iyi ürünü daha ucuza mal etmenin de yolunu açıyor. Dolayısıyla rekabetten korkmasınlar. İşlerini iyi yapıyorlarsa, maliyetleri uygunsa, teknolojileri yüksekse hiç korkmasınlar. Ama buralarda zayıflıklar varsa, kendilerinden daha iyi bu işi yapacak firmalar olur da işimizi elimizden alır diye korkarlarsa o zaman ondan da korksunlar. Kusura bakmasınlar yani."

Babacan gelen tepkiler üzerine ABD menşeli Fox TV’de ise şunları söylüyor:

“Şimdi seçim yaklaşıyor ve hükümetin elindeki en önemli propaganda projelerinden bir tanesi de bu. Bu projede öyle bir hale getirildi ki 'bu çok kutsal, dokunulmaz', 'dokunanı mahvederiz' falan filan ya. Kusura bakmayın ya dokunacağız tabii, doğruya doğru yanlışa yanlış diyeceğiz. Tek bir şirket üzerinden bu işler olmaz açıkça söylüyorum. Eğer rekabetten korkuyorlarsa korksunlar."