Ermenistan’da yer alan 3.000 yıllık bir fırının kazı çalışmalarında bulunan poşet arkeologları tarihi bir şoka sürükledi. Kazı alanında bulunan poşetin içerisinde eski un kalıntıları bulundu.
TARİHİ BİR ŞOK YAŞANDI
Tarihi bir şok yaşayan arkeolog ekibi, geçtiğimiz sonbaharda Batı Ermenistan’daki Metsamor kasabasındaki bir arkeolojik alanda çalışırken ilginç bir keşif yaptı. Unun tespit edilmesi ve birkaç fırının kazılması üzerine ekip, antik yapının bir zamanlar büyük bir fırın olarak hizmet verdiğini fark etti.
"İLK BAKIŞTA KÜL GİBİ GÖRÜNÜYORDU"
Science in Poland’a göre, eski unun kalıntıları, birkaç fırın da dahil olmak üzere, kirle kaplı kalıntıların her yerine serpilmişti. Kazıya öncülük eden Varşova Üniversitesi’nde arkeoloji profesörü olan Krzysztof Jakubiak, “İlk bakışta kül gibi görünüyordu. Organik bir şey olduğunu biliyorduk ve yaklaşık dört ila beş çuval miktarında malzeme topladık.” diyor.
Kimyasal analiz yapan ekip, maddenin ekmek pişirmek için kullanılan buğday unu olduğunu belirledi. Araştırmacılar, ahşap kirişli bir saz çatıyı destekleyen iki sıra 18 ahşap sütun içeren 25’e 25 metrelik binanın içinde bir kerede yaklaşık 3,2 metrik ton unun depolanmış olacağını tahmin ediyor. Fırının erken Demir Çağı’nda MÖ 11. ve 9. yüzyıllar arasında faaliyet gösterdiği tahmin ediliyor.
"TAMAMEN YANMASI VE GİTMESİ GEREKİRDİ"
Jakubiak, “Bu yapı, Metsamor’da türünün bilinen en eski yapılarından biri. Yapının çatısı bir yangın sırasında çöktüğü için her şeyi korudu ve şans eseri un kurtuldu. Bu şaşırtıcı çünkü normal şartlar altında her şeyin tamamen yanması ve gitmesi gerekir.” diyor.
Jakubiak, yapının fırın olmadan önce muhtemelen törenler veya toplantılar için kullanıldığını ve daha sonra depoya dönüştürüldüğünü söylüyor. Yazılı bir dilleri olmadığı için Metsamor’un eski sakinleri hakkında pek bir şey bilinmese de, araştırmacılar müstahkem şehrin MÖ 8. yüzyılda Kral I. Argişti tarafından fethedildikten sonra Urartu’nun bir parçası olduğunu biliyorlar. Bundan önce, 100 hektarlık bir alanı kaplıyordu ve bir zamanlar yedi kutsal alana sahip tapınak kompleksleriyle çevriliydi.