40 yaşını geçen her erkeğin yaptırması gerekiyor
Prostat kanseri hakkında bilgiler veren Üroloji Uzmanı Op. Dr. Osman Metin, hastalıkta erken tanının önemine dikkat çekerek herhangi bir şikayeti olmasa da 40 yaşını gecen erkeklerin yılda bir kez prostat muayenesi olması gerektiği söyledi.
Kanser günümüzün en önemli hastalıklarından biridir. Özellikle prostat kanseri sık görülmesinin yanı sıra tüm dünyadaki yayılma hızıyla dikkat çekerken, istatistikler gelişmiş ülkelerde daha fazla görüldüğü söylemektedir.
Bu kapsamda Özel Adatıp Sakarya Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Osman Metin özellikle 40 yaş üstü erkeklerin kabusu haline gelen prostat kanseri hakkında bilgiler verdi.
Op. Dr. Osman Metin, “Prostat bilinenin aksine bir hastalık değil, erkeklerde meni sıvısını oluşturan bir salgı bezidir. Tüm organların olduğu gibi prostatın da çeşitli hastalıkları vardır. Prostat kanseri de bunlardan birisidir. Tüm prostat hastalıklarında şikayetler birbirine benzer. İyi huylu prostat büyümesi, prostat kanseri veya prostat enfeksiyonlarında hastalar genellikler benzer şikayetlerle hekime başvurular. Bu şikayetler genellikle idrar yapma ile ilgilidir. İdrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, idrar akım gücünde azalma, idrar doluluk hissi en sık görülen şikayetlerdendir. Bu nedenle prostat kanserine ait özel bir şikayet söz konusu değildir" dedi.
Prostat kanserinin nedeni tam olarak bilinmediğini ifade eden Metin, "Diğer tüm kanser tiplerinde olduğu gibi genetik yatkınlık önemli rol oynamaktadır. Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen ikinci kanser tipidir. Normalde cilt kanseri listenin başında yer alır. Ölüm sebebi olarak ise akciğer kanseri erkeklerde ilk sıradadır. Prostat kanserinin tanısını koymak için bazı muayene ve tetkiklerin yapılması gerekir. Bunların başında rektal muayene ve PSA adı verilen kan testi gelir. Bu incelemelerden sonra kanserden şüphe edilen hastalarda kesin tanıyı koymak için prostat biyopsisine ihtiyaç vardır. Prostat biyopsisi bir ameliyat değildir. Rektal yoldan yapılan ultrason işlemi ile otomatik iğneler kullanılarak prostat dokusu içinden küçük örnekler alınma işlemidir ve çoğu zaman anestezi gerektirmez.
Alınan örnekler patolojik incelemeye gönderilir ve inceleme sonunda eğer varsa kanserin tipi, şiddeti ve yayılma derecesi tespit edilir. Kanser tanısı konulduktan sonra hastalığın vücuda yayılıp yayılmadığı, başka bir deyişle prostat dışına taşma olup olmadığı değerlendirilir. Sadece prostata sınırlı kanserlerde ameliyat veya şua tedavisi ile hastalık tedavi edilebilir. Organ dışına yayılmış tümörlerde daha çok hastalığı baskılamaya yönelik tedavi yöntemleri tercih edilmektedir. Prostat kanseri çoğu zaman yavaş ilerleyen bir hastalıktır, nadiren hızlı bir seyir izleyebilir. Bu nedenle erken tanı çok önemlidir. Herhangi bir şikayeti olmasa da 40 yaşını gecen erkeklerin en geç yılda bir kez prostat muayenesi olması gerekmektedir. Ailesinde prostat kanseri olan kişiler ise daha erken yaşlardan itibaren ve daha sık aralıklarla takip edilmelidir” ifadelerini kullandı.