Kars'ın Selim ilçesine bağlı Eskigazi köyünde yaşayan ve 41 yıldır zurna çalan 81 yaşındaki Nazım Koç, çevre il ve ilçelerin yanı sıra İstanbul'a da düğünlerde zurna çalması için davet ediliyor. Zurna çalmaya başladığı günden bu yana zurnayı hiç bırakmadığını ifade eden Nazım Koç, "Müziksiz duramamam, zurna olmayınca hasta olurum" dedi.
Çiftçilikle uğraşan Nazım Koç, 40 yaşına kadar ailesine ait hayvanların çobanlığını da yaptı. Hyvanlarını otlatmak için çıkardığı arazide kamıştan yöredeki ismiyle 'zivan'ı yaparak çalan Koç'a köylerine gelen seyyar satıcılar, eski bir zurna hediye etti.
Kamıştan zivanı bırakan Nazım Koç, kendi kendine çalışarak yöreye ait türkü ve oyun havalarını zurna ile çalmayı başardı. Zurnacı Nazım Koç, Selim ilçesine bağlı Bayburt Köyündeki düğünde davulcuya eşlik etmesi için davet aldı.
İlk düğününü başarıyla tamamlayan Koç, daha da zurnayı elinden bırakmadı. Bir taraftan çiftçiliğe devam ederken bir taraftan da düğünlerde zurnasıyla şovunu sürdüren Nazım Koç, sadece Kars'ta değil çevre il ve ilçelerin yanısıra İstanbul'a da düğünlere davet ediliyor.
Son olarak Bayburt köyündeki düğünde sahne alan Nazım Koç, zurna çalarak eğlendirdiği vatandaşlarla birlikte halay çekti. Müzik benim hayatım diyen Nazım Koç, "Zurna benim ilacımdır. Ben hastalandığım zaman bunu çaldığımda hemen iyileşiyorum. Akşamları evde bazen mey çalarım. Eşim bile bazen mey çaldığım zaman hemen gözünü yumuyor ve rahat rahat yatıyor. Müzikle yatıyorum müzikle kalkıyorum. Müzik çok iyidir, insanın kederini giderecek derecededir. Sürekli zurna çalıyorum halk da beni çok seviyor ben de halkı çok seviyorum" dedi.
"PARA OLDU MU COŞARIM"
Zurna çalmaya 40 yaşında yani 1982 yılında başladığını anlatan Nazım Koç, "25 yıl çobanlık yaptım. 1982 yılından bu tarafa zurna çalıyorum. Zurnayı da kendi kendime öğrendim. Ben Erzurum, Erzincan müzikleri çalarım ama batı illerinin müziklerini çalamam. İki oğlum bir kızım var. Allah işlerini rast getirsin. İki oğlum İstanbul'da çalışıyor. Sözde değil özde adamım. Ben toplumdan yüz puan kazandım. Neşeliyim tabii ki.
Bir düğünde toplum olmasa neşe olmaz. Zurnacı da olsa davulcu da olsa toplum gereklidir. Birde benim neşem şudur yeter ki mazot (para) aksın bana. Para var ya para. Para oldu mu coşarım. Bugün Bayburt köyünde düğüne geldim dünyanın parasını verdiler bana. Çünkü para olmazsa aşk da olmuyor.
Her şey bir emektir ve emeğinin karşılığını alacaksın. Hasta olsam bile müziksiz duramıyorum. Çünkü arzum var, azmim var. Atadan kalma bir azim. Benim rahmetli babam da çok çalışkandı. Çok çalışırdı. Çağrıldığım her düğüne giderim. Bölgemizin bütün müziklerini çalarım. Hiç de yorulmam" dedi.
"ZURNADA MEYDAN OKUYORUM"
Türkiye'de 80 yaşını geçenlerin kendisiyle yarışamayacağını da söyleyen Nazım Koç, "Buradan meydan okuyorum. Türkiye'de elbette ki beden iyi zurna çalanlar vardır ama benim yaşıma geldiklerinde hiç biri benim şu anki performansımı sergileyemez. Hepsini leblebi gibi kolumun altından atarım. Benim yaşıma gelseler benimle aşık atamazlar. Her zaman hodri meydan diyorum" diye konuştu.