AK Parti listeleri için elzem öneriler ve Çerkes handikabı

Geçen günkü yazımda AK Parti milletvekili aday listelerine ilişkin rahatsızlıklarımı dile getirmiş ve önemsediğim isimlerin de altını çizmiştim. İki ismi atlamışım. Çok değer verdiğim bilim insanlarından Prof. Dr. Mehmet Şahin’in Kahramanmaraş’tan, Diyarbakır Anneleri’nin cesur annelerinden, şimdiden efsane olmuş Ayşegül Biçer’in Diyarbakır’dan aday gösterilmesi hakikaten memnuniyet verici…

Aile boyu milletvekilliği alışkanlığından vazgeçilmesi ise çok yerinde olur. Selma Aliye Kavaf, Sema Ramazanoğlu, Mehmet Ramazanoğlu isimlerini hep merak etmişimdir misal. Acaba AK Parti’nin bu aileye bir borcu mu var diye… Üstelik onlardan biri; Selma Aliye Kavaf, kendisine sunulan tüm o makam ve mevkilerin artık devam etmeyeceğini anladığında derhal sırt çevirip başka bir partiye kapağı atmaktan çekinmemiş bir isim. Şimdi iki kardeş küsmüş. Bana ne Allah aşkına!

Mücahit Arınç da öyle bir isim. Bülent Arınç’ın oğlu. Mübarekler ağızlarında gümüş kaşıkla doğuyorlar sanki… Geçen seçimlerde de Mehmet Ağar’ın oğlu vekil yapılmıştı.

Şimdi herkes biliyorum ki Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’ten söz edecektir.

Hemen söyleyeyim. Keşke herkes Osman Gökçek gibi sahibi olduğu televizyondan partisi için mücadele verse. O baba-oğul en zor zamanlarda bile Tayyip Erdoğan’ı yalnız bırakmadı. Bir de Bülent Arınç’ı gözünüzün önüne getirin.

Şimdi aday listelerinden 18 Nisan tarihine kadar çekilenler olursa ya da birilerine “çekil” diye ricada bulunulursa, onların yerlerine yeni adaylar gösterilecek. 19 Nisan’dan itibaren ise YSK’da seçmen bilgi kâğıtlarının dökümüne ve dağıtımına başlanılacak, siyasi partilerden sandık kurulunda görev alacak olan üye listelerinin ilçe seçim kurulu başkanlığına verilmesi istenilecek.

Ama şu birkaç gün içerisinde AK Parti listelerinde bir değişikliğe gidilecekse şayet, bu da ÇERKES ADAY göstermekle yapılmalıdır. 150-200 bin oy alan bir siyasal parti ile seçim ittifakı kurulabiliyorsa Türkiye’deki milyonlarca Çerkes’in kendilerini görebileceği birkaç adayın listelerde olması gerekmekte. AK Parti ne yazık ki bu konuda hep sınıfta kaldı. Kayseri gibi Çerkeslerin çok yoğun yaşadığı bir ilde bile Çerkes aday gösterilmemesi ne kadar acayip. Diğer partilerden de yok bu arada. Sanki bu millet ülkede görünmez olarak dolaşıyor. Tabii AK Parti başta tüm siyasal partilerin bu Çerkes vurdumduymazlığının asıl sorumlusu yine Çerkesler. Eğer örgütlü olabilseler ve on binleri meydanlara dökebilselerdi, eminim başta AK Parti tüm partiler kapılarında kuyruk olurdu. Ama şimdi çeşitli illerde bağımsız adaylarla en başta AK Parti’ye zarar veriyorlar. Böyle öngörüsüzlük olmaz. Nasıl Sevan Bey'i aday gösterebiliyorsanız bir Çerkes’i de aday göstermelisiniz. Bu hassasiyet eksikliği AK Parti’ye fayda sağlamıyor, haberiniz olsun.

MAL MAL BAKACAK MISINIZ?

Hatırlıyor musunuz?

Muharrem İnce dâhil Kemal Kılıçdaroğlu, Ali Babacan gibi muhalif liderlerin “suçsuz yere” cezaevinde olduğuna inandıkları Selahattin Demirtaş, PKK’nın uzantısı YPG, ABD’nin kendi vekil savaşçısı DEAŞ’tan boşalttığı yerlere adım adım yerleşirken Cumhurbaşkanı Erdoğan PKK’nın Fırat’ın doğusuna geçmesine izin vermeyeceklerini söyleyince "Ne demek Fırat’ın doğusuna geçemeyecekler. Bal gibi geçecekler ve siz de maal maal bakacaksınız” demişti ağzının içini doldura doldura, gevşek gevşek.

PKK’nın siyasal uzantısı HDP, yeni adıyla Yeşil Sol Parti Altılı Masa’ya verdiği desteğin karşılığı olarak onlara “YPG Suriye’nin kuzeyine yerleşirken siz de mal mal bakacaksınız” şartını ileri sürdü. Onlar da talip oldular “mal mal bakmaya” tabii.

Hepsi öyle mi? Gerçekten merak ediyorum.

CHP LİSTESİNDEKİ ESKİ AK PARTİLİ VEKİL HDP HAKKINDA HÂLÂ AYNI GÖRÜŞTE Mİ?

Malum CHP listelerinde artık AK Partili eski bakanlarla milletvekilleri yer alıyor.

Ne garip tecelli.

Onlardan biri İstanbul üçüncü bölgeden altıncı sıra adayı. Yani seçilecek yerde.

DEVA Partisi’nden Mustafa Yeneroğlu…

Kendisi entelektüel derinliği olan, belagati güçlü bir isimdir. Dün onun Alman Birinci Kanalı’ndaki Anne Will’in programında, PKK ve HDP hakkındaki fikirlerini anlattığı konuşmasını dinledim.

2016 tarihli bir konuşma bu.

O zaman AK Parti’deydi ve şöyle diyordu:

“Faşist metotlardan söz edeceksek en başta HDP’den bahsetmemiz gerekir. Kendisini PKK’dan bağımsız hale getiremedi, bu örgütten aldığı emirleri uyguladı. HDP Eş Başkanı sırtlarını PKK’ya yasladıklarını ifade etti. Diğer HDP milletvekilleri PKK’lı teröristleri kahramanlaştırmaktan geri durmuyorlar. Bu partiyi değerlendirirken arka plandaki terörü dikkate almamız lazım. Geride bıraktığımız yıllarda binlerce kişi katledildi. Haziran 2015’teki seçimlere kadar PKK o yıl içerisinde 1000’den fazla suç işlemiş, yüzlerce saldırı gerçekleştirmiştir. HDP’nin bölgedeki kardeş partilerinin belediye başkanlarının yardımıyla, belediyeye ait makinelerle hendekler kazılması ve mayınların döşenmesi ile binlerce insan hayatını kaybetti. Güneydoğu’da halk HDP’nin de desteğiyle terörize edilmektedir. Ve devlet bu durumu düzeltme amacıyla müdahale etmiştir. HDP bize göre PKK’nın siyasal koludur ve PKK’yı yasallaştırma çabası içindedir. Kürtlerin birçoğu halen AK Parti’ye oy vermektedir. Türkiye’de asimilasyon politikaları Erdoğan’ın başını çektiği mücadele ile kaldırılmıştır. Birkaç ay önce bir HDP milletvekili Ankara’daki terör saldırısını gerçekleştiren failin ailesini ziyaret etti ve taziyede bulundu. Ayrıca Demirtaş birkaç hafta önce Almanya’dan döndükten sonra bir PKK’lının evine taziye ziyaretinde bulundu.”

Soruyorum şimdi.

Mustafa Yeneroğlu HDP, Selahattin Demirtaş ve PKK hakkında hâlâ aynı görüşte mi?

Öyleyse neden bu görüşlerini dillendirmez?

Aynı görüşte değilse, bu değişikliğe sebep bu terör şebekesinin illegal ve legal uzantılarını sırf oy için destekleyecek noktaya nasıl gelmiştir?