Ömer Çelik: Mavi Vatan bizim kırmızı çizgimizdir!

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik MKYK sonrası yaptığı açıklamada, "Mavi Vatan bizim kırmızı çizgimizdir. Mavi Vatan ana vatanın ayrılmaz bir parçasıdır. Hakkımızı korumak için her türlü bedeli öderiz, her şeyi yaparız" ifadelerini kullandı.

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik MKYK sonrası yaptığı açıklamada, "Mavi Vatan bizim kırmızı çizgimizdir. Mavi Vatan ana vatanın ayrılmaz bir parçasıdır. Hakkımızı korumak için her türlü bedeli öderiz, her şeyi yaparız." ifadelerini kullandı. Çelik açıklamalarında Türkiye'de organize sanayi bölgelerinin sayısının 325 olduğunu bildirdi. Fransa'daki bayrak provokasyonuna da değinen Çelik, "Galatasaray taraftarı dozunda cevap vermiş ve olgun bir tutum sergilemiştir" dedi. Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin bilgi veren Sözcü Çelik, "Laiklik, Anayasa'nın vazgeçilmezidir" ifadelerini kullandı.

 

Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi. Terörle mücadelede şehit olanlara Allah'tan rahmet dileyen Çelik, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileklerini iletti. Çelik, evlat nöbetindeki Diyarbakır annelerine, MKYK üyeleri adına selamlarını ileterek, "İnşallah hepsinin evlatlarına tek tek kavuştuğu günleri görmeyi diliyoruz." dedi.

Terörle mücadele operasyonlarının hız kesmeden devam ettiğini hatırlatan Çelik, "Türkiye'nin bütünlüğüne, demokrasisine, hukuk devletine ve anayasal düzenine dönük bu saldırılara karşı en güçlü mücadeleyi vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, cumartesi günü Adana'ya ziyarette bulunacağını belirten Ömer Çelik, ilde pek çok açılışın yapılacağını bildirdi.

Kovid-19 salgını dönemine rağmen, bütün dünya kapalıyken, her şey askıya alınmışken bile Türkiye'de açılışların ne kadar kapsamlı şekilde devam ettiğinin görüldüğünü vurgulayan Çelik, son dönemde, "AK Parti döneminde ülkede fabrikalar kurulmadığı" şeklinde eleştiriler geldiğini hatırlattı.

Ömer Çelik, "Maalesef bir yalan siyaseti yine devreye sokulmuş durumda, zannediyorlar ki yalan siyasetini çok tekrar edersek gerçek olur ama Cumhurbaşkanımızın katıldığı bütün törenlerde yapılan açılışlar her seferinde bu yalan siyasetini baştan aşağıya çökertiyor. Dolayısıyla, Ankara'nın dışına çıkmayan, Organize Sanayi bölgelerini gezmeyen zevatın herhangi bir şekilde değerlendirmesinin doğru olduğunu düşünmek söz konusu değil." diye konuştu.

 

Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) yapılan yatırımları anlatan Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, her ziyaretinde gerçekleştirdiği açılışların, "fabrikaların açılmadığı, yatırımın yapılmadığı ve yatırımların durduğu" şeklindeki yalan siyasetini çökerten en güçlü tez olduğunu belirtti.

Türkiye'nin her tarafındaki yatırımları yakın şekilde takip ettiklerini, herhangi bir aksaklık yaşanmadığını aktaran Ömer Çelik, "Türkiye'nin yatırım açısından güvenilir bir ülke olduğu, dev bir yatırım üssü haline geldiği, dünyanın her tarafında gözlemlenen bir durumdur. Bundan sonrasında da hem OSB'lerin sayısının, istihdamın artması, parsellerinin artması, buradaki üretimin daha çok artması şeklinde yeni rakamlara ve yeni rekorlara ulaşacağımız kuşkusuzdur." dedi.

Paris İklim Anlaşması

AK Parti'li Ömer Çelik, çevre ile ilgili düzenlemeleri ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylanması beklenen Paris İklim Anlaşmasını da değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Meclis konuşmasında altı çizilen "yeşil kalkınma devrimini", bir vizyon olarak son derece sıkı takip ettiklerini ifade eden Çelik, bu konuları MYK ve MKYK toplantılarında da kapsamlı şekilde ele aldıklarını aktardı. Ömer Çelik, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımız hem BM konuşmasında Paris İklim Değişikliği anlaşmasına dönük yaptığı atıfla, hem Meclis'in açılışında bu yeşil kalkınma devrimi vizyonuna dönük yaptığı değerlendirme ile aslında dünyada pek çok yerde söylem düzeyinde olan bir süreci, Türkiye'nin bir vizyona dönüştürdüğünü net bir şekilde ortaya koymuş oldu. Yeşil kalkınma devri diye ifade edilen süreci çok güçlü bir şekilde sahipleniyoruz, partimizdeki bütün birimlerimiz bunu takip edecekler ve çalışmalarını buna göre gerçekleştirecekler."

Bu kapsamda, yenilenebilir enerji kaynaklarının üretilmesi, düşük emisyonlu ve temiz üretim tekniklerinin ağırlıklı uygulanmasının teşvik edileceğini söyleyen Çelik, ulaştırmada, demir yolu ve deniz yolunun yük ve yolcu taşımacılığındaki payının artırılmasının önemli olduğunu, elektrikli ve hibrit araç kullanımının oranının artırılmasının gündeme alınacağını anlattı.

"Gereken tedbirler ele alınacak"

Çelik, "Sıfır enerjili bina standardının yaygınlaştırılması, tarımda gıda atığını azaltacak tedbirler alınması, geri dönüşümün güçlendirilmesi, orman ve su kaynaklarının korunması ve geri dönüştürülmüş malzemelerin her alanda daha çok kullanımı, daha büyük oranda teşvik edilecek ve takip edilecektir." diye konuştu.

İklim değişikliğinin insan hayatını tehdit eden bir olgu olduğunu, devletler açısından da çeşitli riskler oluşturduğunu söyleyen Çelik, iklim değişikliği meselesinin yeni bir tehdit olarak değerlendirilerek buna karşı gereken tedbirlerin de alınacağını ifade etti.

Meteorolojik hadiselere karşı erken uyarı sisteminin kurulmasının bunların başında geldiğine işaret eden Çelik, şehirlerin altyapı ve planlama süreçlerinin de bu kapsamda gözden geçirilmesinin söz konusu olacağını belirtti.

Çelik, "Her kuşaktan, her kesimden insanımızın, her siyasi partinin bu yeşil mutabakatı, yeşil kalkınma devrimini güçlü bir şekilde sahiplenmesi, ülkemizdeki her tartışmanın odağına bunu da yerleştirmesinin önemli olduğunu ifade ediyoruz. Biz parti olarak çalışmalarımızın en önde gelen gündem maddelerinden biri olarak bunun altını çiziyoruz ve buna güçlü bir şekilde sahipleneceğimizi ifade ediyoruz." dedi.

Suriye'deki durum

Suriye'deki hadiselerin önemli gündem konularından biri olduğunu ve bunun MYK ve MKYK toplantılarında yakın bir şekilde değerlendirildiğini ve detayların görüşüldüğünü belirten Çelik, "İdlib'de ve Suriye'nin diğer bölgelerinde kalıcı kılınmasını arzu ettiğimiz barışın ve istikrarın korunması konusuna son derece büyük önem veriyoruz. 4 milyon civarında insanın son derece zor koşullarda yaşadığı İdlib'de ortaya çıkacak bir gerginlik yeni göç dalgaları ve yeni insani trajediler üretecektir. Bunun olmaması için bütün detayları takip etmeye devam ediyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 29 Eylül'de Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin bu bakımdan önemli olduğuna dikkati çeken Çelik, "Burada bizim açımızdan Suriye'de bir kalıcı barışın sağlanması için bir siyasi çözüm oluşturulması esastır. Bu bakımdan Anayasa Komitesinin yaptığı çalışmaların geldiği aşamaları yakın bir şekilde takip ediyoruz, değerlendiriyoruz. Birincisi, bu siyasi çözüm tabii o siyasi çözümün zeminin korunması için İdlib dahil diğer bölgelerde istikrarın sağlanması meselesi, aynı şekilde insani durumu yakından takip etmemiz söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, bir diğer gündem maddelerinin ise Fırat'ın doğusunda terör örgütlerinin hareketleri ve terör örgütlerine çeşitli ülkelerin verdiği desteklerin yakın bir şekilde değerlendirilmesi olduğunu aktardı.

İdlib'deki ateşkes ihlallerini ve sivillere dönük saldırıları yakından takip ettiklerini söyleyen Çelik, "Cenevre'de faaliyete geçen Anayasa Komitesinin çalışmalarının başarıya ulaşması bu noktada kilit rol oynayacaktır. Biz de kendi dış politika gündemimiz açısından bu konuyu takip etmeye devam ediyoruz. Partimizle görüşen heyetlere de bu konudaki telkinlerimizi, açıklamalarımızı, değerlendirmelerimizi ifade ediyoruz." dedi.

Galatasaray-Marsilya maçında yaşananlar

Çelik, dünyanın çeşitli yerlerindeki nefret suçları, İslam düşmanlığı, İslamofobi ile ilgili konuların da partilerinin gündeminde olduğunu, parti birimlerinin bunları kendi bakış açılarından değerlendirdiğini vurguladı.

Galatasaray-Marsilya maçında "Bozkurtlar"ın nefret suçu işleyen olaylar çıkardığına dair Fransa'da bir iktidar milletvekilinin iddiada bulunduğunu hatırlatan Çelik, Marsilya tribünleri içerisindeki bir grubun Türkiye ve Azerbaycan'a karşı nefret suçu içeren pankartlar açtığının görüntülerde yer aldığını söyledi.

Olaylar karşısında Galatasaray taraftarlarının olgun bir davranış sergilediğini belirten Çelik, bu konuda Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'in de uyarıda bulunduğunu ancak nefret suçu işleyenlerin haddini aşması sebebiyle taraftarların belli bir yerden sonra haklı olarak tepki verdiklerini ifade ettiğini aktardı.

"Herkesin dikkatli davranması gerekir"

Çelik, "Burada aslında nefret suçu işleyen başka bir grupken, sürekli olarak Türklerin ya da Müslümanların suçlanması gibi bir çifte standartla her zaman karşı karşıya kalıyoruz. Orada her açıdan kamera görüntüleri var, Marsilya taraftarı tribünlerinde oturan, Marsilya taraftarlarını kesinlikle kastetmiyorum, bir grubun işlediği bir nefret suçudur. Bunun böyle afaki bir şekilde Bozkurtlar denilerek bir şekilde ifade edilmesi doğru değildir. Herkesin ifadelerinde son derece sağduyulu olması ve dikkatli davranması gerekir." dedi.

Fransa'da İçişleri Bakanı'nın verdiği beyanatlarda kaç tane cami kapattığıyla övündüğünü söyleyen Çelik, "Dünyanın herhangi bir yerinde bir İçişleri Bakanı'nın 'Ben cami yaptırmıyorum, ben kilise yaptırmıyorum, ben havra yaptırmıyorum' gibi bir açıklama yapması övünülecek bir şey midir? Aslında ayrılıkçılıkla mücadele ettiğini söylüyor Fransa İçişleri Bakanı ama kullandığı söylem başından itibaren ayrılıkçı bir söylem olarak gündeme geliyor." diye konuştu.

DEAŞ gibi terör örgütleriyle fiziki mücadelenin yanı sıra ideolojik mücadelenin de çok önemli olduğunu vurgulayan Çelik, "Avrupa'da yapılan araştırmalarda DEAŞ'a en çok ideolojik mühimmat sağlayan şeyin bu İslam düşmanı açıklamalar ve uygulamalar olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla ayrılıkçılıkla mücadele edeceğim diye ayrılıkçılık yapanlar aslında herhangi bir şekilde ayrılıkçılığı geriletmiş olmuyorlar, sadece DEAŞ gibi terör örgütlerine ideolojik mühimmat sağlamış oluyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

 

"Entegrasyonu güçlü bir şekilde destekliyoruz"

Asimilasyonun entegrasyonun önündeki en büyük engel olduğunu, insanların asimile olmayacaklarını düşündükleri zaman entegrasyon süreçlerine gireceklerine işaret eden Çelik, "Entegrasyon süreçlerinin altında gizli bir alt yazı olarak asimilasyon varsa, insanları kendi kimliklerinden soyundurup başka bir şeye dönüştürme şeklinde birtakım yaklaşımlar varsa insanlar entegrasyona direnirler. Halbuki biz entegrasyonu güçlü bir şekilde destekliyoruz ama asimilasyona karşı bir yaklaşımın ortaya konulması şartıyla. Asimilasyon olmadığı sürece entegrasyon her zaman güçlü bir şekilde desteklenmelidir." dedi.

Demokratik iklimin bütün demokrasileri etkileyen bir şey olduğuna dikkati çeken Çelik, "Demokratik dayanışmanın güçlü olması için demokrasilerin güçlü olması gerekiyor ama bu tip yaklaşımlar aslında demokratik süreçleri zehirleyen, toplumların demokratik düzenine zarar veren yaklaşımlar. Maalesef bunun bir İçişleri Bakanı'ndan gelmesi son derece üzücüdür. Umarız bundan sonra daha dikkatli açıklamalar yaparlar, daha titiz, daha özenli, bunun dünyanın başka yerlerinde nasıl yankılandığına dair daha duyarlı davranırlar." diye konuştu.

Fransa-Cezayir gerginliği

Macron tarafından Osmanlı ve ülkemize yönelik açıklamaları değerlendirmek gerekiyor. Macron Cezayir açıklaması yaparken Osmanlı'ya atıf yaparak, Türkiye'yi suçluyor. Bir ülke ile ilgili bir açıklama yapacaksanız, Türkiye'yi, Sayın Cumhurbaşkanımızı neden karıştırıyorsunuz? Cezayir devletine 'kiralık hafıza kullanıyor' demek saygısızlıktır. Yapılan açıklama saygıdan uzak ve yanlış bir açıklama. Fransa kendi sömürgeci mirası ile yüzleşmeli.

Akdeniz'de Rum gemisine müdahale

Ege'yi kendi gölü zanneden bir siyasetin varacağı hiçbir yer yoktur. Mavi vatan bizim kırmızı çizgimizdir. Mavi vatan ana vatanın ayrılmaz bir parçasıdır. Mavi vatandaki hakkımızı korumak için her türlü bedeli öderiz, her şeyi yaparız. Burada tartışılması gereken Yunanistan'ın silahsız olması gereken adaları silahlandırmasıdır. Türkiye komşunuz olarak hep yanınızda oldu, dünyada ilk yardımınıza koşacak ülke Türkiye. Yunanistan'ın aklı selim hareket etmesinde çok büyük bir fayda vardır. Mavi vatanın tartışılacak bir yanı yoktur. Kararlılığımız anlaşılmalı.

Yeni Anayasa çalışmaları

Herkes yeni anayasa ile ilgili görüş söyleyebilir. AK Parti olarak, herhangi bir şekilde, laiklik prensibinin vazgeçilmez olduğunu ifade etmiştim. AK Parti laik devlet düzenini savunmaktadır. Laiklik toplumsal barış ilkesi olarak yerini koruyacaktır. Vatandaşlarımız üzerinde bir mengene oluşturan, vatandaşların eğitimden faydalanmasını engelleyen bir laiklik anlayışı vardı. Bu laiklik ilkesi ile bağdaşmıyordu. Türkiye'ye çok karanlık günler yaşatmış bir uygulamaydı.

Soru - cevap

ABD'de ülkü ocakları gündemi

Ülkü ocakları adı altında vatandaşlarımızın hedef gösterildiği bir uygulama görüyoruz. Bunların arkasında FETÖ terör örgütünün girişimleri olduğunu değerlendiriyoruz. Bu tip açıklamaları esefle karşılıyoruz. Bu devletlerde bu tasarıları üretenlerin, bu aynayı kendilerine tutmalarında fayda vardır. Tümüyle reddediyoruz.

"Yurtlar her zaman gündemimizde" 

Sayın Cumhurbaşkanımız öğrenci kardeşlerimizin bir odada kaç kişi kaldığı ile bile ilgilenmektedir. Yurtlar her zaman gündemimizde. Bu konuda oldukça devrimci adımlar attık. 8 buçuk milyona yakın öğrencinin 4 milyona yakını örgün eğitimde. Geçen sene yüz yüze eğitim yapılmayınca bu sene talep 2 kat birden arttı. Bugün yurtlarda yatak kapasitesi bir milyon 32 bin civarında. Valiliklerimiz yerel imkanları ile çözüm üretiyor. Daha da fazlasını yapacağız. Her sene yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Tüm mekanizmaları devreye sokuyoruz. Kapasite dönemimizde 10 katına çıkarılmıştır. Bizim baktığımız yer, öğrenci kardeşlerimizin gözüdür. Bu konuyu istismar edenleri dikkata almıyoruz.

Sosyal medya düzenlemesi 

Sanat ve sinema dizi alanı kendi özgürlüğü olan bir alan. Bizim burada siyasetçi olarak bunu değerlendirmek işimiz değil. Bütün dünyada bu yayınların denetlenmesi için mekanizmalar var. Toplumda infial yaratan yayınlar denetlenir. RTÜK çerçevesinde bir değerlendirme yapılıyor. Belli bir denge içinde götürmeye çalışan bir yaklaşım. Partimize çeşitli değerlendirme gelince ilgili kurumlara iletiyoruz. Siyasetin rolu ilgili konuları, ilgili kurumlara iletmektir.

Dün bir süre bazı sosyal medya platformları çökünce çeşitli teoriler çıktı. Facebook'ta başlarına ne geldiğini Twitter'dan duyurdular bu kez de. Ama şunu gördük. Bu alan sanıldığı kadar güvenli bir alan değil, bir anda çökebilir. Bunları kullanmanın bağımlılık dengesini herkesin kurması gerekiyor. Burada artık bu özgürlük alanı ve veri güvenliği alanının dengelenmesi gerekiyor. Siber egemenlik meselesine kafa yormamız lazım. Mesela insanlar hesaplarını kendi izin vermediklerine kapatıyorlar. Ama bu işin pencere kısmı. Verileriniz çok daha bilinmedik uçurumlara sürükleniyor. Bu her gün kullandığımız uygulamalar elimizden bir anda gidebilir. İletişim Başkanlığı bütün dünyadaki örnekleri inceledi ve gerekli kurumlarla paylaştı.