AK Parti'den dikkat çeken asgari ücret açıklaması
AK Partili Cevdet Yılmaz, asgari ücrete zam gelip gelmeyeceği konusuna ilişkin dikkat çeken bir açıklama yaptı. Yılmaz, zamlarla birlikte vatandaştan yeni vergi alınmayacağını söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi'nde soruları yanıtladı. Yılmaz'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
90'lı yıllarda çok sayıda yapılmış ek bütçe. 18 yıldır yapmamışız gerçekten. Son 18 yılda bir ihtiyaç olmamış. Son yaşadığımız süreçlerdeki gelişmelerde çok önemli değişiklikler oldu. Dolayısıyla ek bütçe yapma ihtiyacı oldu. Yeni sistemin de ilk ek bütçesi olmuş oldu. Ama dediğim gibi bu yeni bir şey değil. Tarihimizde onlarca defa yapılmış.
(Hazine'de para bittiği için mi yapıldı?) Yok. Harcama ihtiyacı veya başka sebeplerden ilave ödeme ihtiyacı olduğunda harcama karşılığında gelir göstererek yapabiliyorsunuz.
(Ekonominin negatif bir seyir içinde olduğuna işaret eden bir adım mı?) Hayır, öyle değil. Ekonomide çeşitli göstergelerde ilk yapılan tahminin ötesindeki gelişmelerde ek bütçe yapma ihtiyacı var. Gelir ve giderlerde öngörülemeyen artışlar var. Yaptığımız bir borçlanma değil kesinlikle. Artan gelirlerimizi ödenekleştiriyoruz. Bu durumda pozitif durumu ağır basıyor.
Enflasyon var, tarım-sosyal destekleri artırın diyorlar, maaşları artırın diyorlar. Bunları ek bütçeyle yapacaksınız. Ama ek bütçeyi de borçlanarak değil sağlıklı gelirlerle yapacağız.
(Vatandaştan daha fazla mı vergi alınacak?) Öyle bir eleştiri geldi. Yeni bir vergi kesinlikle söz konusu değil. Tam aksine, bu yıl bazı vergilerden vazgeçtik. KDV'lerde ciddi indirimler yaptık. Asgari ücrete kadar bütün gelirleri vergi dışı bıraktık. Gıdada, enerjide sübvansiyonlar yapıyoruz.
(CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın, "330 milyar lira vergiyi faiz lobisinin cebine koyacaklar" açıklaması.) Kesinlikle söz konusu değil. 1 trilyon 81 milyar liralık ek gelir bekliyoruz. Yılbaşında öngörülmeyen ilave gelir bu. En yüksek artış kurumlar vergisinde. Vergileri sadece finans sisteminde artırdık. Çok yüksek karlar elde eden bankaya dönük bu vergi. 315 milyar lirası kurumlar vergisinden geliyor. KDV'de sadece 13 milyar liralık artış var. İthalde alınan vergilerde artış var. 284 milyar ek gelir geliyor buraya. Emtia fiyatlarıyla alakalı. Vatandaşa dönük hiçbir verginin artırılması söz konusu değil.
Niye arttı bu vergiler? Birincisi enflasyon. Giderleriniz arttığı gibi gelirleriniz de artıyor. Diğer yandan yüzde 11 gibi bir büyüme sağladı Türkiye ekonomisi. Büyümenin getirdiği bir gelir artışı söz konusu.
217 milyar lirasını kamu çalışanlarımızın aylıklarında yapılacak artışa harcayacağız. Yüzde 40 civarında artış yapılacak. Şimdiden bütçemize koymuş oluyoruz. 154 milyar lirasını emekli aylıklarına yapılan artışlar. Kuruluşların elektrik ve doğalgazda vatandaşa desteği var, oraya 134,5 milyar lira ilave destek koyacağız. 105 milyar lirasını üretken alanlara aktaracağız. Tarım, sanayi, karayolu ve demiryolu yatırımları gibi çok çeşitli alanlara. 103 milyar lirasını mahalli idarelere vereceğiz.
Sosyal desteklerimiz artıyor. 45 milyar lira ek ödeneklerimiz olacak. Ödeme gücü olmayanların sağlık primleri için 7,7 milyar lira. 65 yaş üstü aylığı ve engelli ve engelli yakınları için 5,8 milyar lira. Türkiye Aile Desteği Programı için 7,5 milyar lira.
Tarıma destekler yapacağız. Mevcut bütçemizde tarıma verdiğimiz doğrudan destekler var. 25,8 milyar liraydı bu. Yıl içinde 3,2 milyar daha ilave edildi. Sulamaya 16,3 milyar lira ayırmıştık. Yine sübvansiyon ve krediler var. Ek bütçeyle 46,4 milyar lira ilave ediyoruz: Desteklere 13,4 milyar lira. Yatırımlara 8,8 milyar lira. Sübvansiyonlu desteklere 24,2 milyar lira ilave destek koyuyoruz. İkisini topladığınızda bu sene tarım desteğimiz toplam 104 milyar liraya ulaşıyor.
Faiz giderlerinde 89 milyar lira artış var. Ancak bütçedeki payı düştü. Miktar olarak arttı, oransal olarak düştü. Faizin bütçedeki payında düşme oldu. Aynı şekilde bütçe açığında da düşme oldu.
(Kur korumalı mevduatın Hazine'ye olan yüküne yönelik eleştiriler) 454 milyar dolar kamu ve özel sektörün toplam borcu. Bir liralık artış 454 milyar TL yük demek. Onu kontrol edebiliyorsanız bu mekanizmayla, onun da bir bedeli var. Bunlar tercih meselesi. Birisi bir enstrümanı, başkası diğerini tercih edebilir. Her birinin yol açtığı etkiler söz konusu.
Önemli sayıda ülkede de ek bütçeler yapıldı. Bu tür ortamlarda bu gayet doğal. Belirsizliklerin arttığı, makro gelişmelerin tahminlerin ötesine geçtiği ortamlarda revizyonların yapılması gayet normal.
(Kur korumalı mevduat işe yaradı diyor musunuz?) Tabii ki yaradı. Reel olarak bakmamız lazım ama.
(Döviz varlıklarının TL karşılığının 15 milyon TL'yi aşmayan şirketleri kredi kullanmaları halinde dövizin 15 TL'nin üzerine çıkmama şartı kararı) BDDK şunu diyor: Sen bankacılık şirketinden kredi alıp amacına uygun kullanmak durumundasın. 15 milyon TL'ye kadar bakmayacağım, üstüne bakacağım diyor. İşin özü şu: Benim sana verdiğim krediyi finansal istikrarsızlığa katkıda bulunacak şekilde kullanma diyor. Benim anladığım bu. Bu da istikrara katkıda bulunan ve kredilerin amacına uygun kullanımını gözeten bir tedbir.
Serbest piyasa ve sermaye kontrolü tartışmaları Türkiye'de görünümü bozmaya çalışanların yaptığı tartışmalar. Serbest piyasa, başıboş piyasa demek değil. Kurallara bağlıdır. Serbest piyasayı çevre için, tüketici hakları için düzeltirsiniz. Makro ihtiyati tedbirleri alırsınız. Bu, dünyanın bütün yerlerinde kullanılan enstrümanlardır.
2020 Nisan'ından beri istihdam 3 milyonun üzerinde arttı. AK Parti geldiğinde istihdam 19 milyondu, şimdi 30 milyonu aştı. Oransal olarak da yükseldi.
Herhangi bir ekonomik kriz görmüyorum. Büyümemiz devam ediyor.
Aralık ayında tedbirlerin ve dünyadaki dengelerin oturması nedeniyle enflasyonda düşüş bekliyoruz. Tabii eski zamanlara dönüş biraz zaman alacak.
Hükümetimizin her türlü alternatifi değerlendirdiğine inanıyorum. Diğer kesimleri enflasyona ezdirmediğimiz gibi asgari ücretliyi de kesinlikle ezdirmeyiz. Bu yılki tartışmaları da bu çerçevede görmek gerekir.
Enerji maliyetimiz çok arttı. Geçen sene 50 milyar dolarken, bu sene 100 milyar doları bulacak. İhracat ve turizmimiz bunun 30 milyar dolarını karşılıyor. Geriye 20 milyar dolar kalıyor. Onu da sermaye hareketleriyle telafi etmemiz gerekiyor. Bu da yapılamayacak bir şey değil.
Kaynak: Haber7