Akacak KAN damarda durmaz Özgür Bey
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, PKK terör örgütünün siyasal uzantısı DEM ile ittifak yaptıklarını sonunda tv100’de açık açık itiraf etti. Bu ittifakı Kent Uzlaşısı olarak tanımladı Özel.
Özgür Özel bir itirafta daha bulundu ve dedi ki:
“Biz bu milleti sokağa dökeceğiz.”
Ardından da bir söz verdi:
“Ama kan akıtmayacağız, cam çerçeve kırmayacağız.”
Sizi bilmem ama ben şahsen çok rahatladım.
CHP’nin DEM ile olan ittifakının ardından Özgür Özel’in ağzından dökülen bu kanlı sözler insanın aklına ister istemez bu “kent uzlaşısı”nın en önemli durağı Esenyurt’u akla getiriyor.
Esenyurt’un nüfusu 2023 yılına göre 978 bin 007.
57 ilimizin nüfusundan daha çok.
Ama aynı zamanda çok etnisiteli bir ilçe Esenyurt.
14 Mayıs 2023 seçimlerinde Yeşil Sol’un (DEM) aldığı oy oranı yüzde 19.
Özgür Özel, KAN AKITMAYACAKLARI vaadinde bulunurken, bu ilçemizin kurucu Belediye Başkanı olan CHP’li GÜRBÜZ ÇAPAN’ın sözleri aklıma geldi.
Gürbüz Çapan ile geçen yıl 14 Mayıs seçimlerinden önce Akşam Raporu programında bir araya gelmiştik ve o programda çok ciddi bir tehlikeye işaret ederek aynen şöyle demişti:
“Esenyurt şu anda bir silah deposu. Her evde en az iki silah ya da otomatik tüfek var. Devlet bu duruma el atmalı çünkü patlamaya hazır bir barut fıçısı gibi şu anda.”
Böylesine riskli bir yerleşim yeri.
Evet, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ekürisi DEM ile ittifakın temelini, “patlamaya hazır barut fıçısı” olarak tanımlanan bu ilçemizle attı. Sonra diğer il ve ilçeler peşinden geldi. DEM ile görüşmelerin sonucunda CHP, adayı Ali Gökmen’i “sağlık nedenleriyle” geri çekti, yerine DEM’in de desteklediği Ahmet Özer’i aday gösterdi.
İBB’de Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı olan Prof. Dr. Ahmet Özer, CHP’ye “Kürt Raporu” hazırlayan, çok kimlikli vatandaşlık tanımlı hukukî düzenlemeleri savunan, “Devlet kurmak Kürtlerin hakkı” diyen, Anayasa’daki Türk kimliğiyle ilgili ifadenin “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı” olarak değiştirilmesini isteyen bir isim.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önceki akşamki “Milleti sokağa dökeceğiz” diye başlayan KANLI sözleri, bu TERCİH ile birlikte daha bir anlam kazandı ve bana doğal olarak 6-8 Ekim 2014 tarihindeki Kobani gerekçeli kalkışmayı ve PKK’nın HDP ile başlattığı şiddet eylemlerini hatırlattı.
DEAŞ’ın Kobani’ye girmesiyle birlikte Özgür Özel’in selam gönderdiği Selahattin Demirtaş, parti genel merkezine aldırdığı kararla “Sokaklara sahip çıkalım” çağrısında bulunmuştu:
“Kobane’de durum son derece kritiktir. İŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobane’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz.”
Demirtaş bu çağrısının arkasında durmuş ve 14 Ekim 2014 tarihinde verdiği demeçte, “Halkın öfkesinin alanlarda, meydanlarda, gece gündüz evinde, sokakta, arabasında elindeki bütün imkanlarla bir protestoya dönüşmesinin çağrısını yaptık, o çağrının da halen arkasındayız” demişti.
Ama Aynularab (Kobani) bahanesiyle yapılan bu çağrının ardından PKK yandaşlarının gerçekleştirdiği şiddet eylemlerinde iki polis şehit oldu, 35 kişi de öldürüldü.
Bu şiddet olaylarının bir de Özgür Özel’in sözünü ettiği CAM-ÇERÇEVE’si var:
Sırf Diyarbakır’da 144 özel bina ve iş yeri, 16 kamu binası, altı av bayisi, 17 özel ve kamu bankası, dört okul, bir müze, 88 özel araç, 40 kamu aracı, bir parti binası ve 36 kent güvenliği kamerası zarar gördü. Gaziantep, Siirt, Van, Batman, Mardin, Şırnak illeri hariç. Ve kamu binaları hariç 201 okul yakıldı.
Özgür Özel’e aslında teşekkür borçluyuz.
KAN AKITMA fiilinin ÖZNESİ olarak kendilerini tanımladıkları için.
Niyetlerini, bu denli açıkça dillendirdikleri için.
“Kan akıtmayacağız” diyerek besbelli yüreğimizi de ferah tutmamızı istemiş. Canım yaaa…
Çok “masumane” ve ağaç için başlatılan Gezi’de de kan dökülmesi istenmemişti.
Sonuç ortada.
Şimdi ister istemez düşünüyoruz.
Acaba CHP-DEM ittifakı ile Esenyurt yeni bir Kobani kalkışmasının yatağı olabilir mi?
Niyet başını gösterdi.
Özgür Bey'e bir çift lafım var:
Siz DEM’de demlenen “Tavşan kanı” çayı içerken ve kim bilir nerenin ya da kimlerin gaz pedalı rolünü üstlenirken, bu millet artık durup sizi seyretmez.
Bilin istedim.
Akacak KAN damarda durmaz.