100 yıllık CHP’deki değişim meyvelerini veriyor; 2008, 2011, 2013…

CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adeta PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın talimatını yerine getirircesine, bu terör örgütünün siyasal uzantısı HDP-DEM çizgisini “demokrasi” ambalajıyla bir güzel paketleyerek “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı devirme” hediyesi olarak CHP tabanına yutturdu.

PKK elebaşı ne demişti:

“Türkiye’de Alevilerle Kürtler arasındaki bariyerleri yıkmak ve bir araya getirmek gerekir”

Bu arada Türkiye’de hatırı sayılır sayıda Alevi Kürt olması işlerini kolaylaştırıyordu.

Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisi de bir Alevi Kürt olan Kemal Kılıçdaroğlu, bu iş birliğinin meyvesini topladı ve bir CHP’li aday tarihinin en yüksek oyunu aldı.

PKK’nın siyasal uzantısıyla birliktelik, diğer ittifak ortağı “Milliyetçi-Türk” kimlikleriyle kendilerini tanımlayan İyi Partililerin zerrece yüzünü kızartmadı, pişkince Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdiler.

İyi Parti böylece kendini bitirdi.

Şimdi 2028’i zor bulurlar. Sonuçta sıfırdan daha küçük sayı yok.

Kılıçdaroğlu partiyi bir yandan Alevi-Kürt kimliğiyle dizayn eder ve delegeleri buna göre konsolide ederken Türkiye’de milletin böyle bir kombine alerjisi olduğunun da farkındaydı. Bu nedenle de AK Parti’den kopan çerez ve tuzlukları ittifak ortağı olarak yanına entegre etti, “milliyetçi-Türk” İyi Parti’yi yolun yarısında patlasa da stepne olarak bagaja koydu ama asıl jokerleri başkaydı;

Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu.

Onlar ülkenin muhafazakâr, milliyetçi, liberal, dindar, Atatürkçü ve merkez sağ seçmenini ikna edebilirlerdi. Biri merkez sağ ANAP’tan 2008 yılında transfer ettiği Trabzonlu Ekrem İmamoğlu, diğeri de 2013 yılında CHP’ye kattığı Orta Anadolulu, MHP kökenli Mansur Yavaş

Bukalemun gibi bulundukları yere göre renk değiştiren, camide Yasin okuyup, lokantada kırmızı şarabı gövdeye indiren, 10 Kasım törenlerinde bile karısını valse kaldırıp ortalıkta Atatürkçülük kesen, milliyetçilikte mangalda kül bırakmayıp PKK elebaşına Apo bey diyebilen bu iki isim sayesinde hedefi tutturacağını umuyordu Kemal bey. Onları ittifak kombininin PKK çizgisine karşı tereddüt gösteren kesimlerini ikna etmek için görevlendirdi.

Ama yine de olmadı. Çünkü maya tutar gibi olmuş, yine cıvımıştı.

Son yenilgisinden sonra “Bari partiyi kaptırmamayım” telaşına girdi.

Ancak bu kez karşısında çetin cevizler buldu.

100 yıllık geçmişi olan CHP’ye kendi eliyle soktuğu,

2008 girişli Ekrem İmamoğlu

2011 girişli Özgür Özel

2013 girişli Mansur Yavaş

Bu üç isim, ilk gençlik yıllarından beri partinin en alt kademelerinden başlayarak hizmet veren tüm eski CHP’lileri by pass ederek ve sırtlarından atlayarak partiyi ele geçirdiler.

Kemal beyin dediğine göre de kendisini sırtından hançerlediler.

DEĞİŞİM dedikleri buymuş demek. PARTİYE SON DÜZLÜKTE KATILANLAR.

Ekrem İmamoğlu 14 Mayıs seçimleri öncesinde gittiğini söylediği 101 il ve ilçede o bölgenin parti yöneticileriyle, delegeleriyle toplantılar yaparak seçim sonrasına yatırım yaptı. Herkes onu Kılıçdaroğlu’na çalışıyor sanırken o kendine çalışıyordu. Kurultay’da bunun ekmeğini yedi. Delege yapısını Alevi ve Kürtlerle ya da kendine yakın adamlarıyla doldurarak tahkim ettiğini düşünerek rahat rahat seçime giden Kılıçdaroğlu hiç beklemediği bir sonuçla karşılaştı.

Kılıçdaroğlu şoku hâlâ atlatamadı.

Kendisini kullananlar ondan en yüksek faydayı elde ettiler ve bir kenara attılar. ARTIK PUZZLE’IN TEK LEGOSU KALMIŞTI GERİYE.

14 Mayıs’ta bu ittifak ile yüzde 48’e yükselen oyu yüzde 50+1’e yükseltmeyen mütereddit muhafazakâr-dindar-merkez sağ seçmeni ikna edebilmek. Dersimli, Alevi ve Kürt olmayan, Yasin okuyabilen ama aynı zamanda red wine yudumlayıp karısıyla vals de yapacak kadar “Atatürkçü” olan, Sünni, eski bir merkez sağ parti olan Özal’ın ANAP’ından gelen Trabzonlu bir Ekrem İmamoğlu işte bu MAKASI kapatabilecek bir isim olarak piyasaya sürülmeyi bekliyor şu anda.

İmamoğlu, 2028 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken arkasındaki gücün kim olduğunu, ondan beklentilerini, kendisini kimin yetiştirdiğini, nasıl bugünlere hazırladığını da hiç aklından çıkarmıyor. CHP hazır Kılıçdaroğlu sayesinde ulusalcı çizgiden PKK çizgisiyle ittifak noktasına gelip FETÖ ile aşna fişne yaparken, bu üç isimle tamamlanacak ve “şaptı şeker oldu” noktasına gelecek. CHP’li seçmenin gözündeki 2028 seçimlerine kadar tedavi edilmezse tabii.

ABD ve BATI’nın Türkiye’yi şekillendirme biçimlerini, izlenilen yol haritalarında kullanılacak enstrümanları bulup ortaya çıkarma, sonra da uygun aparatlara dönüştürmelerini hayranlıkla izlediğimi belirtmeliyim.

Peki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışlarının nedenini mi merak ediyorsunuz.

Çok fazla derin anlamları yok.

1-Tamamen kişisel. Kullanılıp kenara atıldığını düşünüyor ve önüne kim çıkarsa cırmalıyor.

2-Kendi döneminde medyanın köşe başlarını tutan ve şimdi ortada kalmış hissedenlerin heyecanını ayakta tutmak ve geleceğe dair ümitlerini beslemek için habire konuşup duruyor. Onlar da her konuşmasında bir keramet arayıp günlerce tartışıyorlar.

SONUÇ…

Özgür Özel loading…

Ekrem İmamoğlu Waiting…

Mansur Yavaş surprise option

Kemal Kılıçdaroğlu in the trash…

Not: İngilizce yazmamın sebebi ukalalıktan değil, yükleme merkezinin kimliğinden kaynaklı…