36 yaşındaki Arda'dan 18 yaşındaki Arda'ya mektup

Herhalde hepimiz 18 yaşındaki halimizle konuşabilsek binlerce tavsiyelerde bulunurduk. Yapılmış milyon tane hata, kurulan kötü ilişkiler, zamansız çıkışlar, önyargılar.  Düşünsenize, hepsini ama hepsini düzeltme imkânınız var. Kalan ömrünüzü bu tecrübeler üzerine dizayn edebilirsiniz. 

Geçtiğimiz gün 18 yaşında ki Arda Güler’imiz Real Madrid’e transfer oldu. Yarım sezon oynayarak hem Barcelona’yı hem Real Madrid’i peşinden koşturdu. Bakın bunun ne demek olduğunu yıllar sonra çok daha iyi göreceğiz. Ancak Arda daha 18 yaşındayken Barcelona’dan Real’e geçen Figo gibi ya da Real Madrid’den Barcelona’ya geçen Luis Enrique gibi tarihe altın harflerle adını yazdırdı. 

Arda Güler’in en büyük şansı ise kendisinin iki katı kadar ömrü olan ve birebir aynı yollardan geçmiş Arda Turan. 

Biri sarının yanına kırmızı koyup El Clasico'nun bir tarafını, diğeri sarının yanına lacivert koyup öbür tarafını seçti. 

Sarı kırmızı renklerle doğup gelişen Arda, Madrid’in Atletico’su ile diğeri kralın takımıyla ilk yurt dışı deneyimini kazandı. 

Arda Turan’ın hayatının her adımı adeta Arda Güler’in yaşadıkları olacak. Arda Güler gitmeden Arda abisinin fikrini almış mıdır bilmiyorum. Ancak almış olsa herhalde "seni eleştirenlere kulağını kapat, kaç insan hayatında hem Real’den hem Barça’dan teklif alır" derdi. 

Muhtemelen 36 yaşındaki Arda, 18 yaşındaki Arda’ya Türkiye’ye erken dönmemesini tavsiye ederdi. 

Sonradan bakınca komik olsa da "derbilerde hakeme ayakkabı fırlatma" derdi. "Yeteneklerine sahip çık" derdi, çünkü yeteneği kuvvetle birleştirmediğinde en üst seviyede kalmak mümkün değildir.

Real Madrid ve Barcelona’da bir futbolcudan çok daha fazlası olduğunu, bu ülkenin gençlerine örnek olmanın verdiği baskıyla mücadelenin sırlarını anlatırdı. 

"Duygusal olmak iyidir ama fevri davranmak hatalar yaptırır" demeden duramazdı. 

Tabii bir de magazin boyutu var ki herhalde asla bir magazin figürü olmamasını tembihlerdi.

Ve çok önemli bir sır verirdi; "her ihanet sevgiyle başlar…"