5 çocuğunu korkunç şekilde öldüren annenin savunması kan dondurdu!
Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Andrea Yates isimli kadın, en küçüğü altı aylık olan 5 çocuğunu şeytan tarafından ele geçirildikleri gerekçesiyle küvette boğarak öldürdü. Olayın ardından kendisini polise ihbar eden kadının, savunması ise duyanları şoke etti.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Andrea Yates, 20 Haziran 2001 yılında 5 çocuğunu su dolu küvette boğarak öldürdükten sonra kendisini ihbar etti. Psikoloji yerinde olmayan kadın, şeytanın onların ailesi ile uğraştığını, çocuklarını da işaretlediğini ve çocuklarının cennete gidebilmek ve tanrıya kavuşabilmek için tek çarelerinin ölüm olduğunu söyledi.
PSİKOLOJİK SORUNLAR GENÇLİĞİNE DAYANIYOR
Andrea, daha 17 yaşındayken intihar düşünceleriyle savaşıyordu ve yemek bozukluğu vardı. Yediklerini kusan genç kıza, depresyon ve yeme bozukluğu olan bulimia nevroza teşhisi koyuldu. Andrea ve eşi “doğanın bize izin verdiği kadar çocuk yapacağız” diyerek daha yeni evliyken ardı ardına 5 çocuk sahibi oldular. Ancak zaten geçmiş gelen ruhsal bunalımları olan Andrea'nın mental sağlığı dördüncü çocuklarının dünyaya gelmesinin ardından iyice kötüye gitmeye başladı ve genç kadın tekrar intihar etmeye çalıştı. Başarısız intihar girişimleri birkaç kez daha yaşandıktan sonra kadına postpatrum depresyon tanısı koyuldu. Peki, postpatrum depresyon nedir? Postpatrum depresyon belirtileri nelerdir?
POSTPATRUM DEPRESYON NEDİR?
Doğum sonrası dönemde annede, geçici ve kendini sınırlayıcı mental durum değişiklikleri meydana gelebilir. Bu durum, doğumdan sonraki ilk haftada başlayıp 2 yıla kadar devam edebilir.
Postpatrum depresyonun belirtilerinden bazıları:
Anksiyete ve panik ataklar
Kontrolsüz ağlama krizleri
Düşünce karışıklıkları
Unutkanlık
Duygusal dengesizlik
Öfke
Umutsuzluk
Ölüm ve intihar düşünceleri
Karar verme yetisinde azalma
Düşmanlık
Keder
Yoğun umutsuzluk
Kontrol kaybı
Çıldırma korkusu
Hayatı anlamsız bulma
Bebeğe karşı aşırı ilgisizlik veya aşırı ilgi
Bebeğe zarar verme
HASTANEDE TEDAVİ OLURKEN EVE GELMEK İSTEDİ
Teşhisin ardından akıl hastanesinde sürekli gözetim altında olan Andrea, şizofreni ve postpatrum depresyonla mücadele ediyordu. Şizofreni belirtileri gösteren Andrea’nın söylediğine göre duvarlarda oyuncak ayılar, ördekler ve yürüyen askerler gibi şeyler görüyordu. 20 Haziran 2001 tarihinde çocuklarını görmek istediğini söyleyen Andrea'ya hastaneden izin verildi ve evine gitti.
OLAYIN ARDINDAN KENDİSİNİ İHBAR ETTİ
Teksas’ta yer alan banliyödeki evlerinde yaşayan Andrea ve eşi Russell, sabah ailecek kahvaltılarını yaptılar ve NASA mühendisi Russell Johnson, Uzay Merkezi’ndeki işine doğru yola çıktı. İşte ne olduysa Andrea çocuklarla evde yalnız kaldıktan sonra oldu.
Baba Russell, evden çıktıktan sonra Andrea banyoya giderek küveti suyla doldurdu. En küçüğü altı aylık, en büyüğü 7 yaşında olan çocuklarını küvette boğarak öldürdü. Yaşanan bu korkunç olayın ardından Andrea polisi aradı ve kendisini ihbar etti. Polisle telefonu kapattıktan sonra kocasını arayıp hemen gelmesini söyledi.
ÇOCUKLARINI ÖLDÜRMEYİ 2 YILDIR PLANLAMIŞ
Polis ekiplerinin eve gelip ne olduğunu sorması üzerine Andrea, çocuklarını öldürdüğünü ve bunu iki yıldır planladığını söyledi.
Polisler, 7 yaşındaki en büyük çocuğun bedenini küvette yüzerken diğer çocukların ise cansız bedenlerini yatak odasında battaniyeye sarılmış bir şekilde buldular. Andrea, en büyük oğlunun hiçbir sorun çıkarmadığını da soğuk kanlılıkla söyledi.
"ONLARI KURTARMANIN TEK YOLU ONLARI ÖLDÜRMEKTi"
Dindar bir Hıristiyan olan Andrea Yates, “Çocuklarım şeytan tarafından işaretlenmişti ve onları kurtarmanın tek yolu onları öldürmekti. Böylece cennete gidebileceklerdi ve Tanrı ile birlikte olacaklardı.. Ben de kendimi ihbar ettim ki devlet tarafından cezalandırılarak öldürüleyim. Böylece şeytan yok olacaktı. Şeytan bize sık sık televizyondaki çizgi film karakteri olarak görünüyordu ve bizimle konuşuyordu. Noah’ı nefes almayı bırakana kadar suya soktum. Kaç dakika sürdüğünü bilmiyorum. Bir ara sudan çıkıp “Özür dilerim.” gibi bir şey söyledi, ne dediğini tam olarak bilmiyorum…” dedi.
TUTUKLANAN ANDREA HAPIS CEZASI ALMADI
Savunma ekibi tarafından yapılan itirazlara rağmen Andrea rahatlıkla suçunu itiraf etti. Bununla birlikte ceza almak için adeta yalvardı. 2002 yılında jüri, Andrea'nın yargılanması için yeterli buldu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Bu kararın ardından Andre'ya psikolojik bozukluk tanıları sebebiyle suçsuz bulundu ve Teksas’ta bir akıl hastanesine yatırılmasına karar verildi. Şu anda 58 yaşında olan Andrea Yates hâlâ akıl hastanesinde yaşamını sürdürmeye devam ediyor.