5 Ocak Adana'nın kurtuluşu resmi tatil mi? 5 Ocak resmi tatil mi 2022? 5 Ocak okullar tatil mi?

Yarın 5 Ocak Adana'nın kurtuluşunun kutlandığı gün. Adana'da yaşayan çalışanlar ve öğrenciler 5 Ocak Adana'nın kurtuluşu resmi tatil mi? sorusuna yanıt arıyor. Fransızların işgalinden kurtulmanın 100. yılını kutlanıyor. Peki, 5 Ocak resmi tatil mi 2022? Herkes merak ediyor. 5 Ocak okullar tatil mi?

Her yıl 5 Ocak günü Adana'nın Fransa'nın işfgalinden kurtuluş günü olarak kutlanıyor. 5 Ocak Adana'nın kurtuluşu resmi tatil mi? sorusu gündeme geldi. Tüm çalışanları ve öğrencileri ilgilendiriyor. 5 Ocak resmi tatil mi 2022? Adana Valiliğinden bir açıklama gelip gelmediği araştırılıyor. 5 Ocak okullar tatil mi? İşte tüm detaylar...

5 Ocak Adana'nın kurtuluşu resmi tatil mi?

Adana'nın Fransızların işgalinden kurtulmasının 100. yıl dönümünde 5 Ocak gününün resmi tatil olup olmayacağı konusunda Adana Valiliğinden henüz bir açıklama gelmedi. 5 Ocak Adana'nın kurtuluşu resmi tatil mi? sorusu yanıt bulmadı. 

Vali Elban Adana’nın kurtuluşunun 100. yılı münasebetiyle Adana İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce düzenlenen karma sergiyi ziyaret etti. Vali Elban, "Amacımız; Adana’da o yıllarda, zor şartlarda başlatılan bu kurtuluş ruhunu yeni nesillere aktarmaktır. 100 yıl önce Millî Mücadele ruhu nasılsa bugün de o ruhun devam etmesi gerekmektedir. Bunun için bütün hemşehrilerimizden isteğimiz, böyle önemli bir sergiyi çocuklarınızla birlikte gezip görmenizdir.” dedi.

Adana'nın Kurtuluş Günü neler oldu?

Adana'da 1902-1994 yıllarında yaşamış eski belediye başkanı ve milletvekillerinden Kasım Ener, 'Çukurova -Kurtuluş Savaşında Adana Cephesi' adlı kitabında konuyla ilgili şu bilgileri veriyor:

“Türk birliğinin 20 Aralık 1921'de Adana şehrini teslim alışını gözönünde tutarak, 5 Ocak kurtuluş bayramı gününün yanlış olduğunu ileri sürenler vardır. Ankara Anlaşması'nın uygulanması sırasındaki olaylar ile politik durum incelenmeden bu durum doğru görülür. Nitekim 1958 yılında İçişleri Bakanlığı törenin 20 Aralık'ta yapılmasını bildirmişti. Ancak bu istek halk üzerinde büyük tepki yarattı..Fransızların isteği üzerine boşaltma işi 4-5 Ocak tarihine dek uzatıldığından işgal görevlilerin bir kısmı henüz Adana'da bulunuyordu. Askeri birlikler ise Mersin ve Payas'a çekilme işlemini bütünlememişlerdi…Muhittin Paşa'nın 5 Ocak 1922'de Genelkurmay Başkanlığı'na bildirdiği gibi Adana ve dolaylarının işgali sona erip, halkın tüm erkinliğine kavuştuğu bayram olarak kabul edilmesi doğru idi..”

Kasım Ener, kitabında 5 Ocak 1922 gecesini ise şöyle anlatıyor: “Şehirde büyük fener alayları düzenlendi. Meşaleler ve camilerin kandilleri sokakları ışıklandırıyor, on binlerce insanı coşturan askeri bando ve davullar ile Rum mahallelerinden geçilirken, kıymetli İzmirimiz için gösteriler yapılıyordu. Bütün kahveler, gazinolar sabaha kadar açık kaldılar ve çoğu gelirlerini orduya bıraktılar..”

Mustafa Kemal Paşa 31 Ekim 1918'de geldiği Adana'da 11 gün kalmış, etrafın ve halkın durumunu inceleyerek bunu Genel Kurmay Başkanlığı'na bildirmişti. Bu telgraflarda sadece mevcut durum değil, ileriye dönük düşünce ve uyarılar da yer almıştır.

İskenderun'a asker çıkararak işgal girişiminde bulunurlarsa İngilizlere ateş açılacağını, zamanın hükümet ve başbakanına telgrafla bildiren Mustafa Kemal Paşa, aynı zamanda kendine bağlı kumandalara da benzer bir emir vermişti. Bu emre göre denizden İskenderun'a çıkartma yapmak isteyen İngiliz ve Fransızlar'a ateşle karşı konulacaktı. Adana'dan verilen bu ilk emir Türk Kurtuluş Savaşı'nın ilk emridir. Yıllar sonra, 15 Mart 1923'te Adana'ya tekrar gelen Mustafa Kemal Paşa bu durumu şu sözleriyle dile getirdi: “Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur..”

Birinci Dünya Savaşı'nda yenilen ve Sevr Anlaşması'nı imzalamak zorunda kalan İstanbul Hükümeti'nin 23 Kasım 1918 tarihli, Adana ve dolaylarının boşaltılmasını zorunlu kılan kararı ilde büyük tepki ile karşılandı. Durumu protesto eden, böyle bir harekatın yaratacağı vahim hadiseleri vurgulayan bir telgraf dönemin İçişleri Bakanına yollandı.

Kısa süre sonra işgal kuvvetleri Mersin limanından Çukurova'ya girdi ve Adana'yı işgal etti. Bu işgal sırasında Türklere ait bütün sembol, arma, işaret ve levhalar yok edildi. Fransızlar kendi birlikleri içinde özellikle Ermeni askerleri bölgeye getirdi. Suriye'den getirilen Ermenilerden 70 bini Adana'ya, 12 bini Dörtyol'a, 8 bini Saimbeyli'ye yerleştirildi. Antep ve Maraş çevresine de 50 binden fazla Ermeni getirildi

Bunca terör ve baskı arasında Adana ve yöredeki Türkler, örgütlenerek Kilikya Milli Kuvvetler Teşkilatı'nı oluşturdu. 20 Kasım 1918'de Klikya Müdafai Hukuk Cemiyeti kuruldu. Cemiyet yönetimi Rifat Menemencioğlu, Nabi Menemencioğlu, Ali Münif Yeğenağa, Ali Cenani ve Rüstem Bey'den oluşuyordu. Çukurova, bölgelere ayrılarak, her bölgeye milis kuvvetleri ve komutanı atandı. Şubat 1920'den itibaren milli kuvvetler düşmana karşı zaferler kazanmaya başladı.

1920'de Toroslar'dan Fransızlara saldırı başlatıldı. 27 Mayıs 1920'de Fransız orduları komutanı Menil, milli kuvvetler tarafından esir alındı. Kar Boğazı Olayı olarak bilinen olay, Kuvayi Milliye'nin ilk siyasi zaferidir. 28 Mayıs 1920'de Fransızlar Mersin-Adana hattına çekildiler ve kuzey Çukurova (Kozan ve diğer dağlık bölgeler) tamamen kurtarıldı.

5 Ağustos 1920'de Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Bey (Çakmak) ve milletvekilleri Pozantıya geldi, burayı il haline getirerek Pozantı Kongresi'ni yaptılar. Fransızlar bölgede Kasım 1920 sonlarında ağır yenilgiye uğratıldı. Fransa, TBMM hükümetini resmen tanıdı. Türk-Fransız barış anlaşması, 20 Ekim 1921'de Ankara'da yapıldı. Buna göre 5 Ocak 1922'de Fransızlar Çukurova'dan tamamen (Getirdikleri Ermenileri de beraberinde götürerek) çekildi. Fransızlarla gidemeyen veya yerli olan Ermeniler de bölgeden kaçtı. Bunlardan 120 bini tekrar Suriye'ye, 30 bini Kıbrıs veya İstanbul'a gitti.

Sonraki Haber