6 partiye tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Enflasyon sadece ülkemize mahsus değil"
AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan 6 partiye tepki gösterdi. Erdoğan, "Enflasyon sadece ülkemize mahsus değil. Enflasyonu nasıl indireceklerine dair herhangi bir sözlerini görmedik. Tek yaptıkları koalisyon güzellemesi. Daha cumhurbaşkanı adayını bile belirleyemediler." dedi.
AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilimin emtia fiyatlarını aşırı yükselttiğini bunun da ülkemizdeki enflasyonu olumsuz etkilediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun sadece ülkemize mahsus olmadığını, gelişmiş ülkelerde de enflasyonun olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde 6 parti de vardı. Gıda fiyatlarındaki krizi değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yağ üzerinden karabulut toplamak istiyorlar. Enflasyonu nasıl indireceklerine dair herhangi bir sözlerini görmedik. Tek yaptıkları koalisyon güzellemesi. Daha cumhurbaşkanı adayını bile belirleyemediler." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya- Ukrayna arasında 14. gününde devam eden savaşa ilişkin önemli mesajlar verdi. Erdoğan, "Savaşın kazananı olmaz. Türkiye olarak acıyı bir an önce dindirmeyi komşuluğun gereği olarak görüyoruz. Yarınki görüşme ateşkese kapı aramalı" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda önemli mesajlar verdi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
''Seçime 15 ay gibi kısa süre kaldığını düşünerek her anımızı çalışmalarımızı çok iyi değerlendirmeliyiz. Partimizi sandıktaki 16. zaferine hep birlikte hazırlayıp, hep birlikte taşıyacağız. İktidarın olduğu yerde elbette muhalefet de bulunacaktır. Siyasi muhalefeti önemli gerekli bir vaka olarak kabul ediyoruz. Karşımızda bırakın milleti kendine bile hayrı olmayan bir CHP vardır. Bu CHP peşine taktığı bir 28 Şubat ittifakı kurdu.
''Eser ve hizmet siyasetinde yarışacak muhalefet arıyoruz''
Güya bu ittifakla seçimi kazanarak ülkenin yönetim sistemini değiştirecek. Daha masada hangi sırayla oturacaklarına karar veremeyenlerin dirayetli cesaretli adımları nasıl atacaklarını merak ediyoruz. 28 Şubat ittifakının karşı çıktığı hususlara bakınca, Türkiye'nin küresel kazanımlarından vazgeçeceklerini anlıyoruz. Dün Gezi olaylarında ekonomiyi batırın çağrısı yapanlar bunlardı. Dün patates soğan üzerinden bugün yağ üzerinden ülkenin başına kara bulutlar toplamaya çalışanlar yine bunlar. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi halihazırda yaşadığı sıkıntıları da kısa sürede geride bırakacaktır. Bunları yerli milli duruş sergilemek yerine peşinden gittikleri müptezellik baki kalacaktır. Biz eser ve hizmet siyasetinde yarışacak muhalefet arıyoruz. 28 Şubat ittifakının milletin gerçek gündemiyle ilgili herhangi bir program ortaya koyduklarını görmedik.
''Enflasyon ülkemize mahsus değil''
Enflasyonun sadece ülkemize mahsus bir durum olmadığı, gelişmiş ülkelerin de aynı sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçektir. Bu süreçte Türkiye üretim ve istihdam gücüyle şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ispatlamıştır. Kurdaki yükselişten küresel emtia fiyatlarındaki aşırı artışların ülkemize yansımasından kaynaklanan bir hayat pahalılığı ile karşı karşıyayız. Gelişmiş ülkelerin de aynı sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçektir. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaları mercek altına aldık, gereken müdahaleleri yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde de arz güvenliği ve fiyat istikrarı için her türlü tedbiri almayı sürdüreceğiz. Bunları yaparken de mali disiplinden taviz vermiyoruz. Kur korumalı mevduat ve katılma hesabı uygulamasına vatandaşımız büyük ilgi gösterdi. Bu hesaplarda biriken tutar yaklaşık 550 milyar lirayı buldu.
Akaryakıt fiyatlarındaki artış
Küresel piyasanın etkisi, gelişmeleri takip ediyoruz. Türkiye, üretim ve istihdam gücüyle şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ispatlamıştır. Her konuda vatandaşlarımız lehine yapılabilecek ne varsa hayata geçireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Rusya-Ukrayna savaşı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ukrayna'nın sahipsiz bırakılması gibi Rus halkına, Rus edebiyatına, öğrencilerine, sanatçılarına yönelik cadı avını andıran uygulamaları da kabul etmiyoruz." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, mazlumları dinine, kökenine, derisinin rengine göre ayıran bir zihniyetin ne insaniyetle ne de medeniyetle hiçbir bağının olmadığını söyledi.
Batı dünyasının, toplumların bünyesini kanser hücresi gibi saran ırkçılık hastalığı ile yüzleşmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Ukrayna'nın sahipsiz bırakılması gibi Rus halkına, Rus edebiyatına, öğrencilerine, sanatçılarına yönelik cadı avını andıran uygulamaları da kabul etmiyoruz." görüşünü paylaştı.
Almanya'da filarmoni orkestrası şefinin görevine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in arkadaşı olduğu için son verildiğini dile getiren Erdoğan, "Böyle saçmalık olur mu?" diye sordu.
Avrupa'nın bazı ülkeleri ve İtalya'da Dostoyevski'nin eserlerine yasak getirildiğini anımsatan Erdoğan, "Bunun, tarihte Bağdat'taki kütüphaneleri yakıp yıkan Hülagu'dan ne farkı var? Aynı bunlar. Ne yazık ki bu asrın bu zamanında bunları görmek, bunları yaşamak gerçekten biz siyasetçileri kahrediyor. Bu faşist uygulamalar, sapla samanı karıştırarak, kin ve nefret iklimini körükleyerek, yeni mağduriyetler oluşturarak, Ukrayna halkının meşru mücadelesine de gölge düşürmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin, bölgesindeki krizler karşısında ilk günden itibaren soğukkanlılığı elden bırakmadığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlkeli ve vicdanlı bir duruş sergiledik. Ülkesindeki savaştan ve zulümden kaçarak kapımıza gelen insanların hiçbirinin diline, dinine, ten rengine bakmadık, gözlerinin rengine bakmadık. Bu ne saçmalıktır? Tıpkı asırlar boyunca ecdadımızın yaptığı gibi hangi dine mensup olursa olsun ülkemize sığınan mazlumlara sahip çıktık. Gönül coğrafyamızın dört bir ucundaki kardeşlerimizin, dostlarımızın imdadına koştuk. İnsani hasletlerin sınandığı bir çağda Türkiye duruşuyla, alicenaplığıyla, samimiyetiyle, merhametiyle tüm insanlığın yüz akı olmuştur. Ağızlarını her açtıklarında insan hak ve hürriyetlerinden bahsedenler sınıfta kalırken, milletimiz insanlık sınavını bir kez daha başarıyla vermiştir. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanarak mazlum ve mağdurlara kucak açan tüm vatandaşlarıma, 85 milyonun her bir ferdine buradan teşekkür ediyorum."
"Gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesinden büyük üzüntü duyuyoruz"
Türkiye'nin, ülkelerin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasını savunan politikasını Ukrayna meselesinde de sürdürdüğünü anlatan Erdoğan, "Her ikisi de Karadeniz'den komşumuz olan Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesinden büyük üzüntü duyuyoruz. Krizin trajediye evrilmemesi için çok çaba harcadık hala da harcıyoruz. Hem Sayın Zelenskiy ile hem Sayın Putin ile yaptığımız görüşmelerde sorunların kaba güç yerine diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğinin altını çizdik. İstikrarsızlıkla boğuşan bölgemizin yeni krizleri, özellikle de ağır maliyetleri olacak bir savaşı kaldıramayacağını açıkça ifade ettik." diye konuştu.
Ukrayna ve Rusya savaşında bugün 14'üncü günün olduğunu anımsatan Erdoğan, çatışmaların her iki taraf için de ciddi insani kayıplara ve dramlara yol açtığına dikkati çekti.
Erdoğan, savaş nedeniyle 2 milyon insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığına işaret ederek, "Böyle gitmesi halinde rakamın herhalde 5-10 milyonu bulması yakındır. Aralarında sivillerinde olduğu binlerce insan hayatını kaybetti, yaralandı. Çatışmaların yaşandığı şehirlerde yollar, okullar, evler, hastaneler çok ağır hasar gördü. Diğer savaşlarda olduğu gibi bunda da en büyük acıyı masum çocuklar ve savunmasız kadınlar çekiyor. Bir bavula sığdırdıkları eşyalarıyla hayata tutunmaya çalışan siviller, bize ve tüm insanlığa savaşların gerçek yüzünü bir kez daha hatırlatıyor." ifadesini kullandı.
"Savaşın kazananı olmaz"
Savaşın kazananının olmayacağının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kalbinde zerre kadar merhamet olan birisinin çocukların yüzlerine vuran o korkuyu, o dehşeti görüp de hüzün duymaması mümkün değildir. Türkiye olarak bu acıyı bir an önce dindirmeyi hem insanlığımızın hem de komşuluk hukukumuzun bir gereği olarak görüyoruz. Bu amaçla şimdiye kadar insani yardımdan diplomatik temaslara pek çok adım attık. Bazı liderlerle bir kez, bazılarıyla 2-3 kez görüşme fırsatım oldu.
Diplomatik faaliyetlerimiz kapsamında aralarında NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko, Avusturya Cumhurbaşkanı Bellen, Hollanda Başbakanı Rutte, Birleşik Krallık Başbakanı Johnson, Litvanya Başbakanı Simonytea, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Michel, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, Kanada Başbakanı Trudeau, Rusya Devlet Başkanı Putin, Moldova Cumhurbaşkanı Sandu'nun da yer aldığı devlet ve hükümet başkanları ile defalarca görüşmek suretiyle bu süreci barışa kavuşturmanın gayreti içinde olduk. Aynı şekilde Dışişleri Bakanımız, Savunma Bakanımız, Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz de muhataplarıyla sürekli temas halinde oldular."