Afet bölgesinde acı bilanço! Can kaybı 59'a yükseldi

Kastamonu, Sinop ve Bartın'daki sel felaketinde acı bilanço artıyor. Afet bölgesinde incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklamasında, "Kastamonu'da 49, Sinop'ta 9, Bartın'da 1 kişi hayatını kaybetti. Can kaybı 59'a yükseldi" açıklamasında bulundu.

12:59  Kastamonu, Sinop ve Bartın'daki sel felaketinde can kaybı ne yazıkki artmaya devam ediyor. Afet bölgesinden gelen son dakika bilgisine göre can kaybı 59'a yükseldi. 

15.08.2021 - 12.00  Yıkılan bir binanın müteahhidine gözaltı

Kastamonu'daki sel felaketinde yıkılan bir binanın müteahhidiyle ilgili gözaltı kararı verildi.

İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada, İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığınca İnebolu, Bozkurt, Abana ve Küre ilçelerinde 11 Ağustos'ta yaşanan sel felaketinde yıkılan binalarla ilgili soruşturma başlatıldığı kaydedildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Yapılacak teknik inceleme ve bilirkişi raporları doğrultusunda gereğine tevessül edilecek olup yıkılan bir binanın müteahhidi hakkında gözaltı kararı verilmiştir. Ayrıca ölen vatandaşlarımızın kimlik tespit çalışmaları ile ölü muayene ve otopsi işlemleri de devam etmektedir."

22:52 Bakan Soylu: Yaşadığımız sel bugüne kadar gördüğüm en ağır tablo

Bulunduğumuz Bozkurt ve Kastamonu'nun diğer ilçeleri, aynı zamanda Sinop'umuz ve Bartın'ımızda meydana gelen sel felaketi sonrasında sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla arkadaşlarımızla ayrı ayrı bölgelerde çalışmalarımıza devam ediyoruz. HES'in hemen üzerinde ağaçların kökleriyle beraber suyun şiddeti sebebiyle koparılıp dağın tepesinden büyük bir çıplaklık açıldığını gördük. Normal olmayan bir manzarayla karşılaştık.  Yaşadığımız sel bugüne kadar gördüğüm en ağır tablodur. Sadece Bozkurt'taki tablo 5 Dereli'nin üstündedir. Esnaf açısından, kayıplarımız açısından, altyapı açısından ağır bir tablo var. Etkilediği insan sayısı açısından da ağır bir tablo var. 

"Kimse nerede bu devlet demedi"

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve yönetiminde afet sonrası vatandaşımıza ve milletimize karşı en ufak bir mahcubiyet yaşamadık.  Kimse 'Nerede bu devlet' demedi. Devlet bütün unsurlarıyla, kurumlarıyla var gücüyle büyük bir çaba ortaya koydu, koymaya devam ediyor, edecektir. Biz burada insanların yaralarını sarmak için çaba sarf ederken 'Ben nasıl bir dedikodu oluşturayım, bunu nasıl bir siyaset malzemesi yapayım' düşüncesinde olanlar var. Biz işimizi yapıyoruz. 

'Buranın üzerinde siyaset yapmak şeytanla işbirliğidir'

Bin jandarma personelimizle, binin üzerinde AFAD gönüllüsüyle, bini aşkın sadece kamyon, vidanjör ve aynı zamanda bütün temizliği yapabilecek araçlarla birlikte temizlik yapıyoruz. Elektriğin verilemediği köylere helikopterle elektrik gönderiyoruz. Milletimizin, vatandaşlarımızın morali ayakta tutulmaya çalışılıyor. Bu travma kolay bir travma değil. Buranın üzerinden siyaset yapmak ayıptır, insanlık dışıdır, şeytanla işbirliğidir. 'HES patlamış' Bu borulu bir HES, barajlı bir HES değil ki, nasıl patlasın? Ama milletin kafasını karıştıracaklar ve siyaset üretmeye çalışacaklar. Bu yalan makinelerine milletimizin itibar etmemelerini altını çizerek söylemek istiyorum.

'Bunları abartmak kimin işine geliyor bilmiyorum'

Bir yalan daha: '500 kişi, 1000 kişi öldü.' Kimden duydun? 'Oradan bir görevli söyledi.' Hayatını kaybeden 57 vatandaşımızın 15'inin kimliği henüz belli değil. 112'ye gelen kayıplar 143 civarındaydı vefatlar da dahil olmak üzere. Aralarında mükerrer oldu, daha sonra ihbarların sayısı arttı. Onlardan ulaştıklarımız, yaşadıklarını gördüklerimiz oldu. Bütün bunları düşe düşe ihbar rakamı 62 buradaki ihbar, yaklaşık 14-15 de Sinop'taki ihbar. Toplam 77. Bu 77'nin hepsi kayıptır veya arama kurtarma yapılacak diye bir şey yok. Bunları abartmak kimin ne işine geliyor, bilmiyorum. Öyle dedikodularla karşı karşıyayız ki 'Acaba aynı okullarda mı okuduk, aynı memlekette vatan sevgisini mi aldık' diye düşünüyorum.

Bence muhalefetin bu olmaması gerekir. Muğla'daki tüm hasarları ödeyerek geldik. Muğla ne zaman oldu? 10-14 gün. Tarım hasarlarının tespiti devam ediyor. Antalya'da yine hasarların önemli bir bölümü ödendi. Vatandaşımızın en ihtiyaç duyduğu anda bu sağlanmaya çalışıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın AFAD'a verdiği onayla çalışmaya başladık. Yarın itibarıyla kampanyamızı başlatacağız. Şu ana kadar 47 milyon 600 bin lira yardım yapıldı vatandaşlarımızdan. 60 milyon da taahhüt var şu anda. Pazartesi itibarıyla onlar da yatıracaklar zannediyorum. Vatandaşlarımız SMS atabilirler, ayni olarak da yardım yapabilirler.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski müsteşarı Prof. Mustafa Öztürk, 5 bin nüfuslu Bozkurt ilçesinde belediyenin doğru planlama yapacak, yeterli imar biriminin ve teknik kadrosunun olmadığı kanaatinde bulunurken, “Görüntüler ilçedeki yapılaşmanın plansız olduğuna işaret ediyor. Aşırı yağışlar, dere üzerine yapılan yanlış yerleşim, köprüler, tomruklar hepsi afeti büyüten nedenler. Su akarken birden metal köprü yıkılıp, ileride bariyer kurup suyu biriktiriyor; tomruklar depodan yayılarak suyun akışını daraltıyor ve çevreye yayılmasına neden oluyor” dedi.

Bakan Kurum: Burada gerçekten büyük bir afet var

Bakan Kurum'un açıklamalarından satır başları: Cumhurbaşkanımızın liderliğinde nerede bir sel, heyelan, deprem, yangın, afet olduysa biz hep oradaydık. Vatandaşlarımızla birlik, beraberlik ruhu içerisinde hareket ettik. Kimseyi ayrıştırmadık, ötekileştirmedik. 'Nerede bu devlet, nerede milletvekilleri, bakanlar, niye benim işim yapılmıyor' dediğini duymadık kimsenin. Depremlerde konutlarımız bitti, teslim ettik. 15 gün önce Antalya, Muğla'mızda yangın afeti yaşadık. O zaman '1 ay içerisinde konutları yapacağız' demiştik. Yaklaşık hasar gören yapıların yarısının ihalesini yaptık. Bir ay bile olmadan başlıyor olacağız. İnşallah söz verdiğimiz gibi 1 yıl içinde de yapıları yapacağız. Burada gerçekten büyük bir afet var. Bir hafta sonra inşallah esnafımızın yaralarını saracak yapısal adımları da TOKİ başkanlığımız bir hafta sonra bu cephelerin takılmasını başlatacak.

'Afet konutlarını 1 yıl içerisinde vereceğiz'

Tüm afet bölgelerinde yaklaşık 454 tane selden etkilenen ağır hasarlı ve yıkık binamız var. Sinop, Bartın ve Kastamonu'da AFAD sebebiyle zarar gören, evleri yıkılan vatandaşlarımız afet konutlarını TOKİ başkanlığımız yine 1 ay içerisinde başlatacak ve en geç 1 yıl içerisinde inşallah yapımlarını gerçekleştiriyor olacağız. Derelerle ilgili yapılması gereken, gerek kesitlerin büyütülmesi, gerek yapısal iyileştirmelere ilişkin atılması gereken adımları da atıyor olacağız. Kastamonu-Bozkurt en çok etkilenen ilçemiz. 4 mahalleye su verdik, 1 mahalleye de su deposuna ana hattan su vermeye inşallah yarın itibarıyla başlıyor olacağız.

Bakan Dönmez: Tek amacımız vatandaşımıza elektriği hızlıca ulaştırmak

Bakan Dönmez'in açıklamalarından satır başları: Devletimiz daha ilk andan itibaren sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bütün kurum ve kuruluşlarıyla hemen olay yerine intikal etti. Enerji Bakanlığı olarak özellikle elektrik tesislerimiz atmosfere açık tesislerimiz. Bunların da doğal olarak bu kadar yağış ve fırtınaya dayanması mümkün değil. Birçok direğimiz yıkıldı. Yağışlar diner dinmez buradaki şirketlerimiz süratle müdahale etmeye başladılar. Tek amacımız elektriği vatandaşımızla hızlıca buluşturmak. Bozkurt'ta sokak lambaları yanıyor. Temizlik yapan binalarımız var, orada da tedbiren elektrik vermiyoruz. Temizlik biter bitmez o bölgedeki mahallerimize de elektrik vereceğiz. Kırsal alanda yer alan köylerimizle ilgili bazı problemler devam ediyor. Elektrik veremediğimiz köy sayısı bugün an itibarıyla 100'ün altına inmiş durumda. Toplam elektrik veremediğimiz abone sayısı 8 bin 843'e indi.

22.07 Betonlaştırılmış dere yatakları

Afetin ardından bölgedeki tüm binaların uzmanlarca incelenerek heyelan riski taşıyanların tespit edilip boşaltılması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, “Bunların bodrum katları, kolon ve kirişleri incelenerek hasar görüp görmedikleri acilen tespit edilmeli. Yukarıda HES varsa, bunlar patladı mı? Onların havuzlarındaki su da sele karışarak su yükünü artırdı mı? Sel felaketini tetikleyen nedenler ortaya konulup çözüme gidilmedikçe pansuman tedavisi yapılmış olur. Dere yatağı betonlaştırılmış, bundan vazgeçilip dere yatakları doğal hallerine döndürülüp yeşil koridor olarak bırakılmalı” uyarısı yaptı.

‘Risk haritaları hazırlanmalı’

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan da ‘100 yılda bir görülecek yağış bir gecede yağdı’ demenin afete gerekçe olamayacağını belirterek, “Dere yatağına ev; fay hattına fabrika, baraj, liman yaparsanız afet riskini yükseltirsiniz. DSİ’nin Türkiye’nin havza bazlı taşkın, tehlike ve risk haritaları hazırlayıp, yüksek riskli alanların yapılaşmaya kapatılması, buralardaki yerleşimin taşınması gerekir” dedi.

Meteoroloji Mühendisi Dr. Abdullah Kahraman “Avrupalılar sellerde genelde arabalarında ölüyor. Biz evimizin içinde. İklim değişikliğine göre altyapılarını yeniliyorlar, milyarlarca Euro AR-GE’ye akıtıyorlar. Biz dere ortasına yapı ruhsatı veriyoruz” diyerek, tespitlerini şöyle sürdürdü:

‘Aşırı yağışlar sürpriz değil’

“Sel olan bölgelerde de yağış ekstremleri yaşandı, kimi noktada yağış 300 litreyi buldu. Bunlar çok uç değerler ama coğrafyamız için sürpriz de değil. Şehirlerimizi, altyapımızı, afet yönetimimizi bu miktarda yağışlara göre düzenlemedik. Her ekstrem yağışta iklim değişikliğini dile getirmek, sorumluyu kendimiz dışında aramamızın tezahuru. Meteoroloji Genel Müdürlüğü gerek bu olayda gerekse öncekilerde yerinde ve zamanında uyarısını yapıyor ama afet ve risk yönetim anlayışımız, meteorolojinin başarı seviyesinin çok altında. En önemli bir başka sorun da altyapı ve şehirleşme anlayışımız.”

"Dere yatağını küçültürsek sonuc afet olur"

Paleosismolog Dr. Ramazan Demirtaş, Bozkurt’taki felakete ilişkin sosyal medyada çarpıcı bir grafik yayınladı. Mesajında Ezine Çayı’nda selin nasıl afete dönüştüğünü anlatan Demirtaş, “Taşkınovası yatak genişliği 400 metre, daraltılmış güncel yatak genişliği 15 metre, su tırmanma yüksekliği 7-10 metre. 400 metre genişlikteki yatağı 15 metre genişliğindeki yatağa hapsedersek, su da 7-10 metre yükselir, sonuç afet olur. Yani anlayacağınız suçu boşu boşuna metrekareye düşen 300-400 kg yağışa atmayalım. Suçlu doğrudan dere yatağını 400 metreden 15 metreye daraltan ve dere yatağını imara ve yapılaşmaya açan insanoğlunun ta kendisi” diye yazdı.

İşte sel felaketinin yaşandığı Kastamonu, Bartın ve Sinop'taki son gelişmeler...

21.50 -AFAD'dan Batı Karadeniz'deki sele ilişkin yapılan açıklamada, Kastamonu'da 48, Sinop'ta 8 ve Bartın'da 1 kişinin hayatını kaybettiği, 8 kişinin tedavilerine hastanelerde devam edildiği kaydedildi.

20.00Bakanlar Babaçay köyünde incelemede bulundu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Bakan Soylu helikopterle havadan yaptığı incelemenin ardından, bölgeye gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile birlikte köyde yürütülen arama kurtarma ve yardım çalışmaları hakkında yetkililerden bilgi aldı. İncelemelerin ardından vatandaşlarla bir araya gelen Soylu ve Karaismailoğlu, sorun ve talepleri dinledi.

Soylu, burada vatandaşlara bölgedeki yaraların mümkün olan en kısa sürede sarılacağını belirtti. Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu ve devletin tüm imkanlarıyla bölgede yer aldığını vurgulayan Soylu, birlik ve beraberlik içinde çalışarak, giden canlar için bir şeyler yapılamasa da maddi zararın en kısa sürede telafi edileceğini kaydetti.

Bakanlar Soylu ve Karaismailoğlu'na AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan ve AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir de katıldı.

19.50 - Acı haber AFAD'dan geldi

AFAD'dan yapılan açıklamada, "Yaşanan sel nedeniyle Kastamonu’da 46, Sinop’ta 8, Bartın’da 1 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 9 vatandaşımızın tedavilerine hastanelerde devam edilmektedir" ifadeleri kullanıldı

18.30 - Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Sinop ve Kastamonu'da yıkılan köprülerin yerine kullanılması ve geçişlerin sağlanabilmesi için, 2 yatay kaydırmalı köprü tankı ile 3 sabit köprü aracının gönderildiği belirtildi.

17.26 - Kastamonu'da 43, Sinop'ta 7, Bartın'da 1 kişi hayatını kaybetti. Sel felaketinde can kaybı 51'e yükseldi.

16.50 - Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Twitter hesabından "Kastamonu Bozkurt'ta selden hasar gören binaların yıkım çalışmalarıyla enkaz kaldırma ve temizlik işlemlerini aralıksız sürdürüyoruz. Bu süreçlerin tamamlanmasına müteakip cephe ve sokak sağlıklaştırma çalışmaları ile birlikte ilçemizi yeniden ayağa kaldıracak adımları atacağız." mesajını paylaştı.

16.10 - İletişim Başkanlığı'nca, sel felaketinin yaşandığı bölgeye toplam 23 milyon TL nakdi ödenek gönderildiği bildirildi.

İletişim Başkanlığı'nın Twitter'daki hesabından yapılan açıklamada, "Selden etkilenen bölgelerde devletimiz, milletimizin yanında. Karadeniz'de meydana gelen sel ve su baskınlarına karşı devletimiz tüm imkanlarıyla mücadele etmekte, vatandaşlarımızın ihtiyaçları için bütün imkanlar seferber edilmektedir" denildi. Paylaşımda, bugün saat 15.00 itibarıyla gönderilen nakdi ödeneklere ilişkin, "Devletimiz, Karadeniz Bölgesi'nde aşırı yağışlar sonucunda meydana gelen sel ve su baskınlarına karşı tüm imkanları ile mücadele etmektedir. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İller Bankası tarafından bölgeye toplamda 23 milyon TL nakdi ödenek gönderilmiştir" ifadesi yer aldı.

Prof. Dr. Şen, şu ifadeleri kullandı:

Selin vurduğu Babaçay Köyü... Evden geriye sadece bir duvar ve bir kapı kaldı... 

"30 santimlik bir sel sizi yıkar, 60 santimlik bir sel arabayı yüzdürür"

(Nasıl bir sel yaşandı) "Anlaşıldığına göre çok büyük bir sel baskını olmuş burada ve debi çok yükselmiş. Dağların derinlemesine giden su toplama havası olduğunu görüyoruz. Başka bir dereye intikal etmemiş ve buradaki debi artmış.

Dere yatağına baktığımızda, buradaki vatandaşların söylediğine göre… 100 metreye yakın bir dere yatağı oluşmuş. Akan suyun debisi çok yüksek. Derenin kıyısına yapılmış evler ve bunların hepsi yıkılmış. Şu taşları getiren sel… Burada evden eser kalmamış. Derenin kenarında olduğu için, sular 1. kata girdiği zaman sel o binayı yıkar. 30 santimlik bir sel, sizi yıkar, 60 santimlik bir sel arabayı yüzdürür.

Buradaki selin yüksekliği 60 santim falan değil. Zannedersem 2,5-3 metreye kadar yükselmiş. Bu selin oluşturduğu kuvvet 5 katlı binayı yıkar. Dere kenarına kurulduğu için sağlam zemin olmadığı için yıkılır. Buradaki evlerin hepsi yıkılmış durumda.

Yüksekteki evlere baktığınızda ise… Gri eve hiçbir şey olmamış. Sel seviyesinden 10 metre yukarıda. Yağan yağmur ona bir şey yapmaz ama dere kenarındaki evleri görüyor musunuz? Evler sürüklenerek gitmiş. Orada 3 metrelik sel var. Bu evler biraz daha yukarı yapılsaydı hiçbir şey olmazdı. Hiçbir köprü kalmamış. Hemzemin geçit gibi. Bu köprülerin yükseltili, kemer köprü olması lazım. O zaman ulaşımda da aksaklık olmaz. Heyelandan dolayı yapılan evler de var burada, 1984’ten sonra… Dere yatağına hasar görmüş evler için yeni bina yapıyorsunuz. Buraya yapmamalısınız evleri.

Betonarme bir bina değil. Altında iki tane kiriş var. Kiriş üzerine taşlar yığılarak yapılmış. Sel bu binaları kağıt gibi atar. Burada büyük bir ihtimalle 4-5 metrelik su yüksekliği olmuş. Bu binaları yüzdürür. Zaten temel yok binalarda. Burası afete dönüşmüş. Buraya ulaşmak da çok zor. Zorlu yollardan geçerek geldik.

Dere yatağının 20 metreden 100 metreye çıkması çok önemli yoksa 20-50 sene sonra aynı afeti burası tekrar yaşar."

13.32 - Can kaybı 44'e yükseldi

Kastamonu'da 36, Sinop'ta 7, Bartın'da 1 kişi hayatını kaybetti. Sel felaketinde can kaybı 44'e yükseldi.

11.40 - Bir acı haber de Bartın'dan 

Bartın'ın Ulus ilçesine bağlı Akörensöküler köyünde, 4 gün önce selin evini yıkması sonucu sulara kapılarak, kaybolan Arife Ünal’ın cansız bedeni bulundu. Ünal’ın kayaların arasında sıkışmış cesedine, evinin 600 metre uzağında ulaşıldı. 

08.50 - Can kaybı 40'a yükseldi

AFAD'dan şu açıklama yapıldı: Yaşanan sel nedeniyle Kastamonu’da 34, Sinop’ta 6 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 9 vatandaşımızın tedavilerine hastanelerde devam edilmektedir. Bartın’da kaybolan 1 vatandaşımızı arama çalışmaları devam etmektedir.

Sonraki Haber