Ayşe Keşir: İstanbul Sözleşmesi diye bir fetişizm oluştu

tv100 ekranında her pazar yayınlanan Pınar Işık Ardor'un sunduğu Pazar Siyaseti'ne bu hafta Ayşe Keşir konuk oldu. Keşir devam eden İstanbul Sözleşmesi tartışmalarıyla ilgili, "İstanbul Sözleşmesi diye bir fetişizm oluştu. Bu kadına yönelik şiddetle mücadele midir? İşte yapıyoruz. Bugün Amerika Birleşik Devletleri hala imzalamadı. Bir fetişizmle siyaset yapamayız biz" diye konuştu.

tv100 ekranında her pazar yayınlanan Pınar Işık Ardor'un sunduğu Pazar Siyaseti'nin bu haftaki konuğu AK Parti Kadın Kolları Başkanı ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir oldu.

AK Parti'nin aldığı kararla Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkması tartışmalarıyla ilgili konuşan Ayşe Keşir, "İstanbul Sözleşmesi’ne itiraz edilen ya da AK Parti’nin çıkma gerekçesi görülen kısım kadına yönelik şiddetle mücadele kısmı değil. Orada ne bir irade değişikliği ne bir geri adım asla söz konusu değil. Bunu partime ve iradesine bir iftira sayarım. İstanbul Sözleşmesi diye bir fetişizm oluştu. Bu kadına yönelik şiddetle mücadele midir? İşte yapıyoruz. Bugün Amerika Birleşik Devletleri hala imzalamadı. Bir fetişizmle siyaset yapamayız biz" dedi.

Keşir, 6 yaşındaki çocuğun istismar edilmesiyle ilgili, "Aile Bakanlığı kadın müracat ettikten sonra zaten koruma kararı almış. Dava açıldığı için şu an konuşamayız. Yapılacak ne varsa yapacağız. İnsanlık onuru için yapmak zorundayız. Konu yargıda olduğu için konuşamıyoruz. Fakat şunu söylemeliyim, burada gözetilecek şey çocuğun yüksek yararıdır. İlave ne yapılması gerekiyorsa, yeni bir kanun çıkması mı gerekiyor çıkarılması yönünde irademiz var" diye konuştu.

İşte Ayşe Keşir'in açıklamaları...

Çocuk ve gelin bir araya gelmemesi gereken iki kelimedir. Bu iki kelimenin yan yana gelmesi bile iğreti ediyor. Hem kendi kişisel hikayemde hem AK Parti’nin 20 senelik hikayesinde öncelediğimiz konulardan birisi. Çocuktan gelin olmaz. O yaştaki çocuklar okulda olmalıdır. Bunun altını çizmem gerekir. Ceza kanununda yaptığımız değişiklikle kadına şiddeti suç olarak tanımladık. Daha önce mevzuatta suç olarak tanımlanmıyordu. Evlilik yaşı 18. Aile onayıyla 17'de olabilir. Biz 4+4 ile eğitimi de zorunlu hale getirdik.

Daha önce bu ülkede evlilik dışı çocukların öldürülmesi diye bir kanun vardı. Doğmuş bir çocuğun öldürülmesinden bahsediyorum. 2005'e kadar bu ülkede böyle bir kanun vardı. Bunu kaldırdık biz. Ne yazık ki bu tür olayları yaşadığımızda o zaman daha fazla şey yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bir yerde açık varsa onu düzenlemek zorundayız.

"Gözetilecek şey çocuğun yüksek yararıdır"

Aile Bakanlığı kadın müracat ettikten sonra zaten koruma kararı almış. Dava açıldığı için şu an konuşamayız. Yapılacak ne varsa yapacağız. İnsanlık onuru için yapmak zorundayız. Konu yargıda olduğu için konuşamıyoruz. Fakat şunu söylemeliyim, burada gözetilecek şey çocuğun yüksek yararıdır. İlave ne yapılması gerekiyorsa, yeni bir kanun çıkması mı gerekiyor çıkarılması yönünde irademiz var.

"Diyanet İşleri'nin böyle bir açıklama yapmasına bile gerek yoktur"

Dinin refere edilmesini anlayamadım. İnsani tarafımıza dokunan bir şey. Hangi din 6 yaşındaki çocuğun evlenmesini kabul edebilir. Diyanet İşleri'nin böyle bir açıklama yapmasına bile gerek yoktur. Hangi gelenek, hangi inanç kabul edebilir bunu. İnsana ait hibir değerin kabul etmeyeceği bir şey bu.

Çocukların yurtlardaki güvenliği

Çocuk koruma sistemi çok komplike bir sistem. Kabaca 14-15 bin çocuk koruma altında. Bazen çocuk da fail olabilir. Suçun mağduru çocuklar var. Ailenin bıraktığı olabilir. Farklı gruplarda hizmet verilmesi gereken çocuklar var. 2005'te biz bu yasayı düzenledik. Bu konuda son derece hassasız. Önceden koğuş sistemi vardı. Biz ev sistemine geçtik. Burada son derece hassasız, çok önceden koğuş sistemi vardı artık bunu geçtik ev sistemine geçtik. Ev tipi bir kampüste kalabilir, buna kademeli olarak geçildi. 7-8 çocuk bir evde bir anneyle birlikte yaşıyorlar Çocuk Koruma Sistemi bu şekilde.

"Kılıçdaroğlu'nun önerdiği düzenlemede yasaklamayla ilgili bir risk vardı"

Kadınlar hiçbir şekilde kendi içinde ayrı tutulamaz, özetle bunu ifade etmeye çalışıyoruz. 67’den beri bu ülkede ‘Kadınlar başörtülü var olur mu, olmaz mı?’ konusu hep vardı, kadınlar üzerinde derin yaralar bırakan bir süreçti. Bir kanuni yasaklama yoktu, çok zorlama, uygulamaya yönelik yasaklardı bunlar. Bu yasakları önümüze koyanlar uygulamaya yönelik duvarlar ördüler, kanunsuz bir yasaktı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun önerdiği düzenleme bu riski taşıyan bir metindi. Kılıçdaroğlu’nun kanun teklifi metnine baktıysanız içinde ‘başörtüsü’ kelimesi geçmiyor. Kanun teklifinden ziyade bu endişenin tamamen ortadan kalkmasının tek yolu Anayasa değişikliğidir. Burada tek çözüm anaysa değişikliğidir. Sınırlama yok. Anayasa bu özgürlüğü teyit ediyor. Bu işin kanununla çözülmesi yasama tekniği nedeniyle mümkün değil.

"Referandum AK Parti'nin iradesinde değildir"

Bütün partilerin destek vereceğini düşünüyorum. CHP zaten kanun teklifiyle bir irade ortaya koydu, buna sahip çıkmak için bu teklife ‘Evet’ diyeceğini düşünüyorum. Referandum AK Parti'nin iradesinde değildir. 360'ı geçtiğinde zaten referanduma götürmek zorundasınızdır yasamaya göre. Son halini komisyondan çıktıktan sonra alacak. Genel Kurul'a gidecek. En son halini burada alır. Burada yapılan oylamada artık milletin iradesini görürsünüz.

AK Parti seçime nasıl hazırlanıyor?

5,5 milyon kadın üyesi var AK Parti'nin. Kadın teşkilatlanma sayımız belli. Bu konuda çok iddialıyız. Bu konuda hiç mütevazi olamayacağım. AK Parti kadın seçmenden daha çok oy alır. Bütün evlere girebilen kadın kollarımızdır. Ana kademe teşkilatımızın da yüzde 30'u kadın. Cumhurbaşkanımızın da dört tane kadın yardımcısı vardır. Kadınlar bulundukları bölgeler için siyaset üretiyorlar. 1934’te elde ettiğimiz seçme ve seçilme hakkı bazı kadınlar için 2015’e kadar konuşulamadı bile. Kadın Kolları olarak 81 ilde teşkilatlıyız, 922 ilçede teşkilatlıyız ve her sandıkta teşkilatlıyız, bir seçim biter ertesi gün diğerine çalışmaya başlarız. Bugün palamentoda kadın oranı 17,4'tür. Bunun olmasında AK Parti'nin rolü büyüktür. Bugün Türkiye'de yüzde 50 yüzde 50 fırsat eşitliği sağlandı. Bunu üniversiteler için söylüyorum. Siyasi katılım diyorsanız, iş hayatına katılım diyorsanız önce eğitimdeki eşitliği sağlamak zorundayız. AK Parti’nin kadın politikaları ile ilgili yaptığı ilk konu odur, en önemsediği konu odur. Bugün hakimlerin yüzde 46'sı kadın. Sağlıkçıların yüzde 50'ye yakını kadın. Demek ki eğitimde fırsat eşitliğini sağlayabilmişiz. 

Kadına şiddetle mücadele

2005'e kadar kadına ev için şiddet suç tanımında yoktu. Biz yaptık. Ev içi şiddetde sadece eş olarak geçiyordu. Sevgilisiyse tanımda geçmiyordu. Bunu biz sağladık. Kadının haberi olmadan adam sapıkça peşine takılıyor. Biz ısrarlı takip yasasını çıkardık. Bu kanun Avrupa'da yok. Boşanmış eşe ilişkin de kanun getirdik. İyi hal konusu tüm suçlarda olmaması gerekir ama biz kadınlarda kaldırdık. Etkin pişmanlık şöyle, olay anında pişman olduysa, örneğin ambulansı aradı, polisi aradıysa bu etkin pişmanlıktır. Bunun dışında mahkeme düzgün giyindi diye etkin pişmanlık ya da iyi hal indirimi diye bir şey yok. Yanlış hatırlamıyorsam 35’in üzerinde yüksek eğitimli erkekler ve kadınlar, toplumda tek bir sınıfla anlatabileceğiniz bir konu değil topyekün mücadele etmemiz lazım. Tek bir kısmı töhmet altında bırakarak çözebileceğimiz bir konu değil.

"İstanbul Sözleşmesi diye bir fetişizm oluştu"

İstanbul Sözleşmesi uluslararası bir sözleşme. Avrupa'da da hala bazı ülkeler buna imza koymadı. İç hukuka ait bir düzenleme yapmayanlar var. Her kanunun bir maliyeti vardır. Bu maliyeti kaldıramayız diyerek imza koymadılar. 2005 yılında AK Parti pek çok köklü düzenleme yapmıştık. Kadına şiddetle mücadele İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadı. İstanbul Sözleşmesi’ne itiraz edilen ya da AK Parti’nin çıkma gerekçesi görülen kısım kadına yönelik şiddetle mücadele kısmı değil. Orada ne bir irade değişikliği ne bir geri adım asla söz konusu değil. Bunu partime ve iradesine bir iftira sayarım. İstanbul Sözleşmesi diye bir fetişizm oluştu. Bu kadına yönelik şiddetle mücadele midir? İşte yapıyoruz. Bugün Amerika Birleşik Devletleri hala imzalamadı. Bir fetişizmle siyaset yapamayız biz. 

İçişleri Bakanlığı’nın KADES uygulaması polisin 2-3 dakika içinde kadına ulaşabileceği bir uygulama, Avrupa ülkeleri ödül verdi, 3 milyon kadın indirdi bu uygulamayı. Tuşa bastığınız andan itibaren 2-3 dakika içinde en yakın polis geliyor.

"Kadın Kolları teşkilatı bir siyaset okuludur"

Kadın Kolları teşkilatı bir siyaset okuludur. Siyaset Akademisi'nin 20.’si bu yıl ve sadece kadınlara açtık. 30 Büyükşehir’de açtık, dersler başladı, 4 hafta süren dersleri var. Yarınki program 1 buçuk yıllık bir emeğin sonucu. 20 yıldır devletimizin kadınlara girişimcilik destekleri gibi birçok destekler var. Sahada gördük ki bu destekler çok bilinmiyor, 1 buçuk yıldır il, il dolaşarak salonlar dolusu kadınlara bu destekleri anlattık.

Sonraki Haber