AK Parti kaybettiği oyları geri kazanmak istiyor mu?

AK Parti'nin seçimler nedeniyle ertelenen 31. İstişare ve Değerlendirme Kampı mesaisi Kızılcahamam’da başladı. Üç gün sürecek kampta yerel seçim sonuçlarını değerlendirilecek ve 2028'e dair yol haritası belirlenecek…

Türkiye, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticilerini seçti. AK Parti, kurulduğu 2001 yılından başlayarak girdiği 18 seçimde ilk kez birinci parti olamadı. 14'ü büyükşehir 35 belediye kazanan CHP, Türkiye genelinde en çok oyu alan parti konumuna geldi. Yani AK Parti'nin 2019 seçimlerine göre, hem kazandığı belediye sayısı, hem de oy oranı düştü.

AK Parti, 31 Mart yerel seçim yenilgisine ilişkin muhasebe sürecini tamamlamıştır diye düşünüyorum. Zira yerel seçimin ardından yapılan ilk AK Parti MYK toplantısı sonrası basına aktarılan bilgiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yenilginin temel nedenlerini doğru tespit ettiğini gösteriyor.

Özetle: Milletin verdiği mesajın alındığı. 21 yıldır AK Parti’yi destekleyen seçmenin sandığa götürülemediği. Bunda hem genel merkez, hem teşkilat, hem de adayların payı bulunduğu. Hayat pahalılığı, enflasyon baskısı ve alınan önleyici tedbirlerin yetersiz kalması, emekliler başta olmak üzere toplumun birçok kesiminin refah kaybına uğraması. Vatandaşla bağın kopması, parti yönetimi, il, ilçe, belde teşkilatları, belediye başkanları, milletvekilleri ve bürokratların olumsuz tutumları. Kibir, kan ve ruh kaybının yaşanması…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güneşi gören buz gibi erimemek, eleştirdikleri partilere benzememek ve daha ağır bedeller ödememek için AK Parti'nin hatalarını görüp kendini toparlamak, milletle gönül köprülerini yeniden güçlendirmek zorunda olduğunu ayrıca belirtmişti.

Yerel seçim yenilgisinin üzerinden 2 ay geçti. Bu süre zarfında özeleştiri yapma, ders çıkarma, eyleme geçme, çözüm üretme konusu yerini sorumluluk almamaya, günah keçisi aramaya, umursamazlığa ve tutarsızlığa bıraktı. Söylemlere bakılırsa her şey yoluna girecekmiş gibi ancak söylemlerin gereğini yerine getirmekte yine sorun yaşanıyor. Dolayısıyla bu eksiklik en yakın rakip CHP’nin hanesine artı puan yazıyor.

CHP, iktidarda eleştirdiği hataları misliyle taklit etmesine, hata üstüne hata yapmasına rağmen AK Parti’nin oyları eriyor, CHP’nin oyları yükseliyor algısını iyiden iyiye yerleştiriyor. 31 Mart yerel seçimlerini CHP kazanmadı AK Parti kaybetti. Ortada bir başarının olmadığı açık…

Yeri gelmişken şunu da ifade etmek isterim. Bazı çevrelerden AK Parti’ye MHP ittifakı kaybettirdi açıklamalarını duyuyoruz. Bu çevreler AK Parti’yi açılım süreci adı altında terör örgütleriyle müzakere masasına oturtmaya çalışanlardan, Türk ve Türk milletini küçümseyip yok sayanlardan, Ortadoğu- göç politikası, özelleştirme, yap işlet devret modeli ile devlet ciddiyetini bozanlardan, Türkiye’nin ekonomik, sosyal, demografik, siyasi dengelerini değiştirip ABD’ye teslim etme görevine soyunanlardan oluşuyor.

Oysa MHP, AK Parti’ye muhalif cephede yer alsaydı bugün Türkiye’nin en yüksek oy potansiyeline sahip bir parti olurdu. Bugün hala AK Parti iktidarından bahsediyorsak MHP ile yapılan ittifak sayesindedir. Bunun altını çizmekte fayda var.

MHP ile AK Parti ittifak yapmamış ve Cumhur İttifakı kurulmamış olsaydı FETÖ terör örgütünü lağvetmek dâhil Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar yönetilemez hale gelirdi. Küresel, bölgesel, ulusal pek çok badireler atlattık. MHP’nin, “önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben” anlayışıyla hareket etmesi gözü siyasi ve şahsi çıkardan başka bir şey görmeyenlerin, dar çerçeveden bakanların anlam vereceği bir şey değildir.

Türkiye’nin iktidarını belirleyen seçmen MHP’nin varlığını önemsedi, 2015 sonrası kurulan Cumhur İttifakını sahiplendi ve AK Parti iktidarının önünü açmaya devam etti. Gelinen süreçte, 21 yılın ortalaması, söylem eylem karmaşası, seçmen nezdinde AK Parti’nin sorgulanır hale gelmesi, sorunların birikmesi, siyaset ve çözüm üretememe, belirsizlik 31 Mart 2024’e ertelenmiş tepki ve son uyarı…

Bu arada Türkiye’nin iktidarını belirleyen seçmen, muhalefete hali hazırda güven duymuyor. Bu gerçeği güç sarhoşluğuna kapılıp erken seçim çağrısı yapanların dikkatine ayrıca sunarım…

AK Parti’nin neden oy kaybettiği biliniyor. Kaybettiği oyları tekrar geri kazanabilir mi mümkün değil diyemem. AK Parti seçmeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan radikal kararlar almasını, kadro konusunda köklü bir değişime ve yenilenmeye gitmesini bekliyor. Dön dolaş aynı kişilerden oluşan dönüşümlü görevlendirmeler, bu kısır ve vasat altı mevcut durumdan arınmadan beklenen fikri ve fiili değişim, yenilenme zaten gerçekleşemez. AK Parti’de değişim ve yenilenme beklentisi uzun süredir gündemde olan ve her defasında hayal kırıklığı ile sonuçlanan bir konu…

AK Parti’nin iktidarını sürdürmesi, AK Parti’de bakanlık, bakan yardımcılığı, müdürlük, milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye başkan yardımcılığı, meclis üyeliği yapan ve kendini dava adamı olarak tanımlayan aktörlere bağlı. Bu aktörler öncelikle bulundukları konumlardan feragat ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdir ve tensipleriyle il, ilçe ve mahalle başkanlıklarında görev aldıklarını açıklamakla işe başlamalı. Mal varlıklarının hepsini değil üçte birini hazineye bağışlayarak dava için hem makamdan hem maldan vazgeçebilmeli. Tecrübeyle sabit. Yanlışlara düşmeyerek bozulan ekonomi ayağa kaldırılmalı. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne de bu yakışır. AK Parti’ye 31. İstişare ve Değerlendirme Kampı’nda görüşülmesi için böyle bir öneri sunmuş olalım. Neden olmasın...