AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Muhalefet seçim sonuçlarını sindirmekte zorlanıyor

MYK Toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Muhalefetle ilgili tartışmalar var. Seçim sonuçlarını kabulü açısından bizim bir sabıkamız yok. CHP'nin bir sabıkası var. Geldiğimiz noktada hala seçim sonuçlarını sindirmek de zorlanan, kabullenemeyen bir tablo var. Ortaya çıkan tablo vahimdir." dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Cumhurbaşkanımız bulunduğu her platformda milletimizin iradesini ortaya koymuştur. Yıkım siyasetine karşı son derece kararlı bir şekilde mücadele etmiştir.

"BÜTÜN YÜZYILLARIN EN SICAK AYINI GEÇİRDİĞİMİZ İFADE EDİLDİ"

AK Parti Genel Merkezi'mizden bir kez daha Cumhurbaşkanımızın üstün başarılarının devamını diliyoruz. Sıfır Atık Danışma Kurulu'nun ilk toplantısı gerçekleşti. Bütün yüzyılların en sıcak ayını geçirdiğimiz ifade edildi. BM Genel Sekreteri, dünyanın küresel ısınmadan küresel kaynamaya geçtiğine vurgu yaptı. Çevre konusunda Sayın Emine Erdoğan'ın başlattığı inisiyatif küresel bir konu haline gelmiştir.

"CHP'NİN KÖTÜ BİR SABIKASI VAR"

Muhalefetle ilgili tartışmalar var. Seçimlerin ilk turu devam ederken, bazı odaklar bize şu soruyu getiriyorlardı: Seçim sonuçlarını kabul edecek misiniz? Ben de seçim sonuçlarını kabulü açısından bizim bir sabıkamız yok. CHP'nin bir sabıkası var diye. Sorunun sorulması gereken onlardır. Geldiğimiz noktada hala seçim sonuçlarını sindirmek de zorlanan, kabullenemeyen bir tablo var. ‘iyi ki Kılıçdaroğlu kaybetmiştir’ noktasına gelmiştir. Ortaya çıkan tablo vahimdir.

"MUHALEFET ETMENİN DE BİR SEVİYESİNİN OLMASI LAZIM"

Muhalefet etmenin de bir seviyesinin olması lazım. Burada kullanılan İHA ve SİHA'larına ses çıkarılmazken Baykar'ın İHA/SİHA'larına yönelik bir karapropaganda yürütüldüğünü gördük. Fiyatlar dünya standartlarının altında fiyatlar. Ama tabi meselenin muhalefet etmek adı altında maalesef muhalefetlik kavramını da kirleten bir şekilde yürütüldüğünü gördük.

"BUNLAR NEFRET SUÇLARIDIR"

Gündemimizde olan ve olmaya devam edecek bir konu da Kur'an-ı Kerim yakma eylemleri. Bunlar nefret suçlarıdır. Maalesef Avrupa'da Kur'an-ı Kerim'in yakılmasıyla ilgili eylemlerin ifade özgürlüğüyle hiçbir ilgisi yoktur. BM bunların suç teşkil ettiğini ve karşı çıkılması gereken bir eylem olduğunu karar almıştır. Nitekim burada gelinen noktada şöyle bir tablo ortaya çıkmıştır. İfade özgürlüğü konusunda yerine getirilmesi gereken sözler yerine getirilmeyince bu sefer din özgürlüğü gibi şeyler ortaya çıkmıştır.

"KİRLİ SİYASET YÜRÜTÜLDÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ"

İfade özgürlüğü herhangi bir şekilde din özgürlüğünü engelleyecek ve saldırı yapılacak düzeyde olmamalıdır. Büyük bir kriz ortaya çıkar. Biz bu devletlere üzerinize yapın dediğimizde demokrasinin ifade ettiği hak ve özgürlükler çerçevesinde üzerine düşeni yapın diyoruz. Bir yerde Tevrat'a yapılacak bir eylem yapılacağı zaman bu engelleniyor. Tevrat, İncil, Kur'an-ı Kerim hiçbir kutsal kitaba karşı eylem düzenlenmemelidir. Burada da bir kirli siyaset yürütüldüğünü bir kere daha görüyoruz."

Sonraki Haber