AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten önemli açıklamalar: Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana oldu! Şam ile 11 yıl sonra ilk resmi temas
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. "Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olmuştur" diyen Ömer Çelik, "Komşularımızın güvensizliğe ve yoksulluğa sürüklenmesinden siyasi bir çıkar üretmemiz mümkün değildi. İç savaşın ortaya çıkmasından sonra ilişkiler kesildi" ifadelerini kullandı.
AK Parti Merkez Yürütme Kurulu MYK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
İlk devlet başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten itibaren bugüne kadar bu devlete hizmet edenleri saygıyla anıyoruz. O zor şartlarda Atatürk ve arkadaşları hiç umutsuzluğa kapılmadan büyük devrimler gerçekleştirdiler.
"15 Temmuz FETÖ darbe girişimi en kirlilerinden biri olarak tarihe geçti"
Zorlukların bir kısmı içeriden bir kısmı dışarıdan kaynaklandı. En son bizim neslimizin gördüğü 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi en kirlilerinden biri olarak tarihe geçti.
Geçmiş yıllarda yaşadığımız krizlerin en büyüklerinden bugün de devam eden, aslında arkasında siyasi proje beslenen PKK, DEAŞ ve FETÖ'ye kadar çok yönlü terör saldırısı milli egemenliğimizi tehdit etmeye çalışıyor. Buna en güçlü ve kararlı duruşu vermeye devam ediyoruz.
Bu yüzüncü yıl önümüzdeki on yıllara en güçlü şekilde ilerlememiz için geleceğe bakabileceğimiz dönem olacaktır.
Türk siyasetini felç eden, her zaman içeriden sabote eden, içeriden suikast girişimleri düzenleyen yaklaşım, sürekli olarak sistem tartışmaları yaptığımızda, siyaset üretmeye çalıştığımızda rejim krizi üretmek için kurumsallaşmış bazı yapıların olmasıydı.
"Halbuki Türkiye'nin kendi kendiyle rejim problemi yoktur"
Bunlar siyasi parti, bürokrasi olarak vardı. TBMM'de bir yasa görüşürsünüz, tarım, sanayiyle ilgili, onu bile rejim krizine dönüştürmeye çalışırlar. Hukuku hepimizin şemsiyesi olmaktan çıkararak bir siyasi kamçı gibi kullanmaya çalışırlar. Halbuki Türkiye'nin kendi kendiyle rejim problemi yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak kurumsallaşmıştır. Geçmişte vesayet girişimleri, hukuku geriye çekerek kanun devleti anlamında kullanılan vesayet girişimleri ve daha birçok konu geçtiğimiz dönemde sona ermiştir.
"EYT'den Gabar'daki petrol keşfine kadar hızlı adımlar atıldı"
Cumhurbaşkanımız yılbaşı vesilesiyle özetin özeti olacak nitelikte açıklama yaptı. TOGG'un yakında yollarda görülecek olmasından, ülkemizin bağımsızlığı açısından, enerjisi açısından geleceğin kerteriz noktası olması açısından bunlar doğalgaz, petrol rezervleri çok önemli bir durumda.
EYT'den Gabar'daki petrol keşfine kadar hızlı adımlar atıldı. KYK borçları silindi.
"Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına içi ve altı dolu özgüvenle girecek şekilde karşılamış olduk"
Artık Türkiye dışarıdan yapılan birtakım girişimlerle ya da içeride bünyesinin zayıflatılmasıyla manüpile edecek bir ülke değildir. Türkiye küresel bir aktördür. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına bu özgüvenle, içi ve altı dolu özgüvenle girecek şekilde bu seneyi karşılamış olduk.
Cumhurbaşkanımızın sahada ve masada güçlü Türkiye dediği gibi güvenilir mütteftir. En son tahıl krizi, enerji krizi, esir takası Cumhnurbaşkanımızın dirayetli yönetimiyle son derece usta bir şekilde yönetilmiş, Türkiye güvenli liman olarak yoluna devam edebilmiştir.
"Önümüzde uzun bir soğuk savaşın görülmeye başladığını söyleyebiliriz"
Rusya'nın ilhak ettiği bölgelerden çekilme iradesinin olmaması, bütün bunlar resmi bir barış anlaşmasını bırakın, kalıcı bir ateşkesin bile ufukta görülmediğini gösteriyor. Önümüzde uzun bir soğuk savaşın görülmeye başladığını söyleyebiliriz.
Eski dünyanın dikişlerinin çözüldüğünü ama yeni dünyanın doğamadığını, bütün kaos içerisinde güçlülerin zayıfları ezdiği tablonun devam ettiğini görüyoruz. Bütün bu soğuk savaş tablosu içerisinde Türkiye'nin diplomatik denge ve performansı, Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika, Ortadoğu'dan Balkanlar'a kadar ne kadar kıymetli olduğu bir kez daha görülmüştür.
AB diplomasisi bu süreçte etkisiz kalmıştır. Cumhurbaşkanımızın siyasi iniyisayatiflerine destekte ciddi bir performans ortaya koyamadılar. Bütün bu savaş tablosu içerisinde barışı mümkün kılabilecek yegane performas Cumhurbaşkanımızın siyasetiyle Türkiye'den gelmişti.
"Diyarbakır annelerini zikretmemelerinden onlar utansın"
Türkiye ile ilgili raporlarında en ufak ayrıntılara, yalan yanlış bilgilere yer verenlerin Diyarbakır annelerini zikretmemelerinden onlar utansın.
Terörle mücadele
Bütün bu vicdansızlıkları bir siyasi konjonktür gibi görenler utansınlar. 2022'de terörle mücadelemiz içeride emniyet ve jandarmanın, sınır ötesinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Başkanlığı'nın koordinasyonuyla en meşru mücadeledir.
Basit soru soralım; bu terörle mücadele verilmeseydi ne olurdu? Bugün Türkiye kendi şehirlerinde her gün terör örgütlerinin can aldığı, bombalı saldırı gerçekleştirildiği tablolarla haftada birkaç kez karşı karşıya kalırdık. Hemen sınırımızın ötesinde, dibinde Suriye ve Irak topraklarında PKK, PYD, YPG'den DEAŞ'a kadar birtakım unsurlar devlet türü yapılar kurmuş olurdu.
Bu mücadele verilmeseydi FETÖ en sinsi yollarla tekrar sahne almak için her türlü yolu denerdi. Şu nettir; bu bir Cumhuriyetimizi, demokrasimizi, hukuk devletimizi koruma iradesidir. Hiç kimse siyasi retorikler kullanarak teröre hafifletici sebepler üretmeye kalkmasın.
Bütün bu tablonun içerisinde aynı zamanda hizmet siyasetinin devam etmesi, Türkiye'nin pozitif bir şekilde dünyadaki birçok ülkeden ayrışması doğru siyaset ve yaklaşımlarla yürütüldüğünü göstermektedir.
Bu sene ilk kez oy kullancak genç kardeşlerimiz, hiçbirimizin sahip olmadığı ayrıcalığa sahipler. Onlar 100. yılında Cumhuriyetin daha ileriye gitmesi, Türkiye Yüzyılı'nın hayata geçmesi için büyük imkana sahipler. Nesiller boyunca devlet hayatımızda yaşanan meydan okumalara hep milletin iradesiyle cevap verilmiştir.
"Gururla, onurla, şanla cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız"
Türkiye'de siyasete ve devlet hayatına yön vermeye çalışan provokasyonlar bertaraf edilmiştir. Bu sebeple gururla, onurla, şanla cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız ve yeni yüzyıla, Türkiye Yüzyılı'na bu ufka hep beraber, dayanışma içerisinde ulaşacağız.
"Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olmuştur"
En son bütün süreci reddeden ABD bile Şam'la temas kurdu. Daha sonra katliamlar, öldürmeler, kötü görüntüler bu ilişkilerin kopmasına yol açtı. Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olmuştur.
Bizim tutumumuz devlet yapıların korunmasıydı. Etrafımızdaki sorunlu bir coğrafya. Herkes güvende olmadan toplam güvenlik üretilmesi mümkün değildir. Komşularımızın güvensizliğe ve yoksulluğa sürüklenmesinden siyasi bir çıkar üretmemiz mümkün değildi. İç savaşın ortaya çıkmasından sonra ilişkiler kesildi.
Her zaman Astana, Cenevre sürecinde sorunun siyaset ve diplomasi yoluyla çözülmesi yönünde altını çizdik. Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, Suriye halkının ortak yararının gözetilmesi. Suriye'deki olaylar bizi tehdit etmeye başlayınca müdahale ettik. Zeytindalı, Fırat Kalkanı gibi harekatlar olmasaydı orada birtakım devletçik yapıları kurulacaktı.
Ömer Çelik'ten seçim tarihi açıklaması
İsteğimiz seçimin 18 Haziran'da yapılması ama bu tarihte vatandaşlarımızın tatilleri nedeniyle değerlendirme yaplılıyor.
Seçim tarihinin az geriye çekilemsi için değerlendirme yapılıyor.