AK Parti'den Macron'a tepki

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Fransa’yla samimi ve yapıcı bir diyalog içerisinde olmak temennimizdir. Ancak Macron’un Türkiye’yi, 'Diyanet' kurumumuzu ve Türk toplumunu temsil eden dernekleri hedef alması kabul edilemez" açıklamasında bulundu.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ile Türk toplumunu temsil eden dernekleri hedef almasına tepki göstererek, "Sayın Macron'a çağrımız, uzunca bir süre devam ettirdiği ancak herhangi bir fayda sağlamayan sorunlu üslubundan vazgeçmesi, Sayın Cumhurbaşkanımız ile gerçekleştirdikleri video konferansta ortaya koyduğu yaklaşıma geri dönmesidir." ifadesini kullandı.

Çelik, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile son görüşmesinde ikili ilişkilerde pozitif gündem ve ajandaya odaklanmak noktasında bir kararlılığın söz konusu olduğunu ancak Macron'un son beyanatları ile bu çizginin dışına çıktığını gördüklerini belirtti.

"Fransa'yla samimi ve yapıcı bir diyalog içinde olmak temennimizdir ancak Macron'un Türkiye’yi, Diyanet kurumumuzu ve Türk toplumunu temsil eden dernekleri hedef alması kabul edilemez." değerlendirmesinde bulunan Çelik, Macron'un her defasında "Fransa Cumhuriyet değerleri"ne referans vererek Türk toplumunu ve Müslümanları hedef aldığını bildirdi.

Bu yaklaşımın, Macron'un evrensel değerlerle arasına koyduğu mesafeyi de ortaya koyduğuna işaret eden Çelik, şunları kaydetti:

"Macron'un bahsettiği meseleler demokratik hak ve özgürlüklerle ilgilidir. Zira demokrasi, farklı kültürlerin bir arada yaşama iradesine ve Avrupa vatandaşlarının özgür bir şekilde dernek kurabilme ve siyasal ve sosyal faaliyette bulunabilmelerine saygı duymayı gerektirir. Macron'un hedef aldığı 'Diyanet', demokrasiyi tehdit eden aşırıcılıkla mücadele edilmesi noktasında önemli bir kurum olduğu gibi dini değerleri istismar etmeye çalışan insanlık düşmanı DEAŞ gibi örgütlerin de panzehiridir. Fransa’daki Müslüman toplumu, Avrupa kültürüne, Fransa’ya katkıda bulunmak isteyen barışçıl ve son derece iyi nitelikleri olan insanlardan oluşan bir topluluktur. Sayın Macron’un kullandığı dil ise maalesef Avrupa’daki aşırı sağcıları cesaretlendirmektedir.

Sayın Macron’a çağrımız, uzunca bir süre devam ettirdiği ancak herhangi bir fayda sağlamayan sorunlu üslubundan vazgeçmesi, Sayın Cumhurbaşkanımız ile gerçekleştirdikleri video konferansta ortaya koyduğu yaklaşıma geri dönmesidir. Türkiye-Fransa ilişkilerine önem veriyoruz. Beraber başarabileceklerimiz sorun alanlarından çok daha büyüktür. Pozitif ajandaya odaklanmak herkesin faydasınadır."

Sonraki Haber