Alkışı hak etmiyorlar mı?
Koronavirüs illeti dünyayı sardığından itibaren Türkiye’nin aldığı tedbirler, sağlık çalışanlarımızın gösterdiği fedakarane çalışmaları ve sonucunda umut veren rakamlar ortada. Burnundan kıl aldırmayan, silahlanmaya yaptıkları büyük yatırımlarla böbürlenen dünya ülkeleri sağlık alanında patır patır dökülürken, Türkiye sağlık sistemine yaptığı yatırımların meyvesini bugün afiyetle yemeye başladı. Hem de dostu düşmanı kıskandırarak.
Sadece içeride değil Türkiye’nin başarısı. Amerika’dan tutun İngiltere’ye, İtalya’dan tutun İspanya’ya kadar 55 ülkeye yapılan tıbbi yardım. Yurtdışında yaşayan 60 bin Türk’ü dünyanın çeşitli noktalarından vatanına getirebilen bir Türkiye.
İşte son örnekler:
*İsveç’te koronavirüse yakalanmış ama hastaneye bile alınmamış olan Emrah Gülüşken’in, kızının çağrısı üzerine, İsveç’ten Sağlık Bakanlığı’nın ambulans uçağıyla Türkiye’ye getirilmesi.
*Rusya’da tıp okuyan akciğer hastası Haluk Hasan Seyithanoğlu’nun, yine Sağlık Bakanlığı’nın ambulans uçağıyla Türkiye’ye getirilerek tedavi altına alınması.
Lütfen elinizi vicdanınıza koyun! Bütün bunlar büyük devlet refleksi değil mi? Bütün bunlar gurur duymanıza neden olmuyor mu? İçinizde küçük de olsa kıpırdanma yok mu? Yıllar yıllar önce bunları başka ülkeler yaparken gıpta etmiyor muydunuz? Bırakın artık şu yabancı hayranlığını…
Ne olur sıkmayın artık kendinizi!
Kimi ve neyi destekliyorsanız destekleyin, ancak kırın zincirlerinizi ve hak edilen alkışı ve takdiri verin sahiplerine!
*******************************************
Sahra hastanesi komedisi
Bu konuya değinmeden geçemeyeceğim. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu, bir televizyon kanalında dinlerken çok umutlandım ve sevindim. Devletin bir türlü yapamadığı hastaneyi, kendi partilerinden olan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kendi ilinde, hem de birkaç gün içinde yaptığını söyledi sayın Kılıçdaroğlu. Verdiği bilgiye göre Başkan Zeydan Karalar, Adana’da Sahra Hastanesi yapmış ve hizmete açmıştı.
Diyorum ya çok sevindim…
Ancak çok geçmeden sevincim kursağımda kaldı. Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği hastane ne yazık ki yoktu, hiç olmamıştı! Zeydan Karalar, bir fuar alanını, zaten o alana ait olan bölmelerle bölmüş ve iki üç tane yatak koymuştu. Kısacası Kılıçdaroğlu, bundan önce çok kez yaptığı gaflarına bir yenisini daha eklemişti.