Altı okun biri gitti
Günlerdir tanıtımı yapılıyordu. CHP 3 Aralık tarihinde “vizyon belgesi”ni açıklayacaktı. Amerika seyahati sonrası beklentiler belliydi aslında. Ancak bu beklentiler CHP’nin parti kuruluş temellerine aykırı düşer miydi? Asıl soru işareti burada başlıyordu.
Önümüzdeki seçimlerin muhalefet açısından bir ölüm kalım meselesi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Nitekim eğer bu defa da seçim kaybedilirse, Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı makamında bir gün dahi kalması mucize olur.
Ekonomik krizin etkilerini halkın somut olarak hissetmeye başladığı, enflasyonun cepleri yaktığı şu günlerde ana muhalefetin ekonomi takımı, büyük önem arz ediyordu.
Bu minvalde Jeremy Rifkin, Daron Acemoğlu, Hakan Kara, Refet S. Gürkaynak ve Hacer Foggo gibi ekonomi uzmanları CHP’nin vizyon belgesi tanıtımında yer aldı. Özellikle Daron Acemoğlu’nun Nobel ekonomi ödülünü alacağı beklentisini de duymayan kalmamıştır. AK Parti’nin 2002’den sonra kazandırdığı her şeyi, otokrasileşme eğilimiyle kaybedeceğini 2010’lu yılların başlarında söyleyen birisi.
İsimleri tek tek konuşmanın yanı sıra neyi temsil ettiklerini belirtmek çok daha yerinde olur. Cumhuriyetin ilk yüzyılını kurmuş parti, ikinci yüzyıl içinde kuruculuk iddiasında. Bu kuruculuğu açıkladığı vizyon belgesinde yer alan isimler ise tamamıyla neo-liberal ekonominin, küresel finans sisteminin önemli temsilcileri. Hem de öyle yalnızca domestic isimler de değil. Bu alanda ki saygınlıkları, dünyanın en önemli finans çevrelerince kabul görmüş, en mühim ekonomi üniversitelerinde ders vermiş veya danışmanlık yapmış isimler.
Yani aslında AK Parti’nin 2002 yılında getirmiş olduğu ekonomik sistemin temsilcileri bu isimler. Peki ya CHP’nin altı oku neydi? 1927'de cumhuriyetçilik, halkçılık, laiklik ve milliyetçilik olarak tanımlanan dört ilkeye, 10-18 Mayıs 1931 tarihlerindeki üçüncü parti kurultayında inkılapçılık ve devletçilik ilkeleri eklenerek "altı ok" kavramı benimsendi.
Bu devletçilik ilkesi öyle bir anlayış ki CHP içinde İsmet İnönü-Celal Bayar rekabetini ortaya çıkardı. O ikilik ise sonrasında CHP-Demokrat Parti rekabetini getirdi. CHP yıllarca varlığını korudu. Demokrat Parti’nin mirasını ise sırasıyla Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi ve AK Parti devraldı. Yani yakın çağ siyasi tarihimizin en derin ayrımı.
CHP’nin Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı Vizyon Belgesi'nden anladığım ise yılların rekabetinin son bulduğu. Bu Ecevit’in “Ortanın Solu” politikasından daha fazla merkeze hatta sağa yakın bir siyaset anlayışı.
Görünen o ki CHP iktidar için altı okun birinden vazgeçti. Uluslararası piyasalar ile önünde olan en büyük engeli şimdilik kenara çekti.