Altılı Masa’nın liderlerine bir öneri…
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, son yazısında “Altılı Masa toplantıları artık ilgi çekmiyor, haber değeri bile kalmadı. Eğer BTP’nin Altılı Masa’ya katılma tartışması olmasa son toplantıyı bile kimse konuşmayacaktı” ifadesini kullandı.
Altaylı’nın yazısında ortaya koyduğu tespit büyük oranda haklılık içeriyor.
Zira; Altılı Masa toplantıları topluma yeni bir şey söylemiyor, heyecan uyandırmıyor.
Toplantıları takip eden ve somut sonuç bekleyen kitleler, her seferinde benzer metinleri okuyup umutlarını ertelemek zorunda kalıyor.
Altılı Masa bu haliyle hantal ve bürokratik bir görünüm sergiliyor. Masaya Ankara’nın o soğuk ve ağır havasının çöktüğü görülüyor.
‘’Hantal ve bürokratik görüntü’’ sözünü bilerek seçtim. Zira bu görüntü aynı zamanda masanın reflekslerini de yok ediyor.
O GÜN NE YAPMALARI GEREKİRDİ?
Oysa ki; masa kendisini Ankara’nın o bürokratik işleyişine teslim etmemiş olsa, ‘’liderler’’ tüm Türkiye’nin alçak terör eylemini konuştuğu gün hiçbir şey olmamış gibi Ankara’da toplanmaz; İstanbul’a gelir, eylemin gerçekleştiği yere topluca karanfil bırakır, masayı da Taksim’deki uygun bir mekanda toplarlardı.
Böylece, hem korkan ve gelecek kaygısı yaşayan topluma güçlü bir mesaj verir hem de halka yalnız olmadıklarını hissettirirlerdi.
Bu tavır, Altılı Masa’yı destekleyen milyonlarca insana da umut verirdi.
Ancak ne ilginçtir ki; böyle olmadı.
Altılı Masa’nın genel başkanları bırakın İstanbul’a gelmeyi; kameralar karşısına ‘birlikte’ çıkıp teröre karşı güçlü bir mesaj bile vermedi. Altılı Masa’nın liderleri 8,5 saat boyunca anayasa değişikliği ve yeni dönemdeki bürokratik işleyişe dair konuşarak toplumdan ne denli kopuk olduklarını gösterdi.
ANA GÜNDEM BU OLMAMALIYDI…
8,5 saat süren toplantının ana konusu ise Meral Akşener’in Kemal Kılıçdaroğlu ile giriştiği bilek güreşinin bir yansıması olan ‘‘BTP’nin masaya alınıp alınmayacağı’’ oldu.
Ki; toplantının buz gibi bir ortamda geçmesine sebep olan bu "diplomatik teamüllere aykırı" girişim kamuoyunu "gereksiz yere" meşgul etmekten başka bir işe de yaramadı.
Akşener, ‘’Ben de oyun kurucuyum’’ mesajı verebilmek ve Altılı Masa’da elini güçlendirmek için BTP’yi oyuna dahil etmek istemiş olsa da yaptığı atak, elini zayıflatmaktan başka bir sonuç vermedi.
Zira; Altılı Masa’nın Akşener dışındaki liderleri, Saadet’in itirazını dikkate almış ve BTP’nin masaya oturtulmaması konusunda zaten anlaşmıştı.
AKŞENER MASADAN KALKSAYDI…
Akşener, o gün BTP’nin masaya alınmasının reddedilmesi halinde ‘’masadan kalksa bile’’ sonuç değişmeyecekti. Beş genel başkan, yollarına Akşener’e rağmen birlikte devam etme kararı almıştı. Yani; Akşener masadan kalksa, Altılı Masa, Beşli Masa’ya dönüşecek ve yoluna bu şekilde devam edecekti. Tüm liderler bu konuda kararlıydı.
Ki; Ali Babacan’ın toplantıdan bir gün sonra “İsteyen masadan kalksın, sonuçlarını hep birlikte görürüz’’ diyerek meydan okumasının ardında yatan “özgüven”in sebebi de buydu.
Şimdilik bu kadar kulis yeter…
NE YAPMALI?
Başlıktaki öneriye gelirsek;
Altılı Masa liderleri, Taksim’de gerçekleşen alçak terör eylemi sonrası siyasi bir refleks gösteremedi…
Bunu yukarıda özetledim…
Ancak hale geç kalmış sayılmazlar…
Altılı Masa’nın liderleri, alternatif olduklarını göstermek ve topluma güven vermek için Taksim’de buluşup altı canımızı kaybettiğimiz bölgeye karanfil bırakıp vatandaşlara moral verebilirler.
Buna ek olarak; Aralık ayının ortasında yapılacak olan toplantıyı da Ankara yerine İstanbul – Taksim’de gerçekleştirebilirler.
Tüm bunlar topluma moral verir…
Bunları neden yapmadıkları ve neden bürokrasiye teslim olduklarını anlayabilmiş değilim…