Alzheimer hastalığı nedir? Önlenebilir mi?
Nöroloji Uzmanı Dr. Süreyya Ataus, Alzheimer hastalığı ile ilgili bilinmeyenleri ve çok merak edilen önlenebilir mi sorusunun yanıtını TV 100 web sitesi okurları için anlattı.
Alzheimer, beyin hücrelerinin tahrip olmasına neden olan ilerleyici bir nörolojik bozukluk olan yaygın bir bunama şeklidir. Düşünme, hafıza ve davranışta azalmaya neden olan bu bozuklukta semptomlar yaşla birlikte yavaş yavaş ortaya çıkar.
Hastalığın ileri bir aşamaya ulaşması yıllar alabilir. İlerleyici bir hastalık olduğu için Alzheimer'ın erken belirtileri genellikle son olayları unutmak olarak görülür, ancak birkaç yıl içinde bireyler günlük aktivitelerini kendi başlarına yapmakta zorlanabilirler. Zamanla sosyal beceriler, davranışlar ve mantıksal düşünme de olumsuz etkilenir.
İlerlemiş Alzheimer hastalığı olan kişiler genellikle insanlarla konuşma yeteneğini kaybeder ve sorulan soruları ve onları çevreleyen olayları yanıtlamakta güçlük çekmeye başlar.
Alzheimer hastaları genellikle zayıf bilişsel ve davranışsal performanstan şikayet eder ve kliniklere başvururlar. Hastalığın erken evrelerinde semptomlar daha hafif olsa da ileri evre hastalarda bulgular daha belirgindir. Alzheimer hastalığının belirtileri genellikle hafif hafıza sorunları olmakla birlikte son konuşmaları ve olayları unutmak; kişilerin, nesnelerin ve yerlerin isimlerini hatırlayamama gibi belirtileri içerir.
Hastalık ilerledikçe bu semptomların şiddeti artmakta ve hastanın aile bireylerini tanıyamaması, yakın geçmişini tamamen unutması, kendini tanımakta güçlük çekmesi gibi daha ileri boyutlara ulaşmaktadır. Bu gibi durumlarda hastalar genellikle günlük yaşamlarını sürdürmek için bakım verenlere ihtiyaç duyarlar.
Alzheimer, uzun yıllardır bilimsel araştırmalara konu olan bir hastalık olmasına rağmen, hastalığın gelişim nedeni belirlenememiştir. Alzheimer hastalarının beyin doku incelemelerinde, hastalığın gelişimi için risk faktörü olarak kabul edilen yukarıda belirtilen nedenlere ek olarak, kişinin beyin hücrelerinin çevresinde beta-amiloid plaklar görülmüştür.
Hiçbir ayırıcı tanı testi Alzheimer hastalığının teşhisi hakkında kesin bilgi sağlayamaz. Bu nedenle hastalık tanısında birçok tıbbi tanı testi birlikte değerlendirilir. Hastalıkla ilgili semptomları bir sağlık kuruluşuna bildiren hastalar, bir nöroloji kliniğine yönlendirilecektir. İlk olarak, nörolog hastanın ayrıntılı bir tıbbi geçmişini alır. Bu aşamada hastanın yanı sıra hastanın ailesine veya yakın çevresine de bazı sorular sormak gerekebilir.
Tıbbi öykü alındıktan sonra sinir fonksiyonu, denge, duyu, davranış, hafıza ve refleksleri ölçmek için çeşitli taramalar yapılır. Alzheimer hastalığı bazı genetik bozukluklara benzer belirtiler gösterebileceğinden, bu bozuklukları araştırmak için genetik tarama gerekebilir. Bunun ötesinde, Alzheimer hastalığının gelişiminde rol oynadığı söylenen APOE-e4 adlı bir genin incelenmesi için genetik tarama kullanılabilse de, yöntem kanıtlanmış bir tarama yöntemi değildir.
Tüm bu tanısal testler sonucunda Alzheimer hastalığı şüphesini artıran bulgular elde edilirse, doktorlar bilişsel işlevi değerlendiren testler (Alzheimer testleri olarak da bilinir) yaparak hastalığın teşhisini koyabilir ve uygulayabilir.
Alzheimer tamamen önlenebilir bir hastalık değildir. Bununla birlikte, bir dizi yaşam tarzı değişikliği ile Alzheimer risk faktörleri bir dereceye kadar azaltılabilir.
Bilimsel araştırmalar; sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi kardiyovasküler hastalık riskini azaltmaya yönelik önlemlerin Alzheimer hastalığı ve bunamaya neden olan diğer hastalıkların riskini de azaltabileceğini göstermektedir. Sosyal faaliyetlere katılmak, okumak, dans etmek, masa oyunları oynamak, sahne sanatları, müzik aletleri çalmak, bulmaca çözmek ve manevi ve sosyal katılım gerektiren diğer faaliyetlerle ilişkili olduğu gösterilmiştir.