Ankara ve İstanbul'da ivme kimlerden yana?
Niye onun yüzünden olduğunu birazdan anlayacaksınız.
Kimin siyaseten gidip kalacağına millet karar verecek.
Sadece unvanında “İBB Başkanı” yazıp İstanbul’la ilgili gözle görülür eserleri, yatırımları olmayan Ekrem İmamoğlu geriye bir yığın tartışmanın külünü bırakacak.
Bu tartışmalardan millete hiçbir fayda gelmedi.
Netice de çıkmadı.
Valiye, hâkimlere edilen çirkin sözleri aylarca konuştuk; sonuç, elde var sıfır!
Ekrem İmamoğlu giderken İstanbul’un yükünü almış olarak değil, İstanbul’a bir yığın borç bırakarak gidecek.
Sonra CHP’nin başına geçmek için parti içi mücadeleleri izleyeceğiz.
Ve bir gün Özgür Özel ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir arada görürseniz şaşırmayın!
Mevzu bu kadar işte!
İBB Başkanı toplumun gönlüne giremedi.
“Herkesin” ve “her kesimin” sevgisini kazanamadı.
“Her şey çok güzel olacak” sloganını bu seçimlerde kullanmıyor, kullanamıyor!
Biz Ekrem Bey’e düşman mıyız?
Hayır!
Gerçekten güzel işler yapsaydı, şehirde bir nebze de olsa trafik ve benzeri sorunları çözseydi şimdi ben bu yazıyı yazamazdım.
O sebeple CHP’liler bana boşa kızmasın!
Ben bu yazıyı yine Ekrem İmamoğlu yüzünden yazıyorum. Şehre değer katmadığı için yazıyorum.
Hem CHP’li seçmene de yazık, üstelik HDP/DEM seçmenine de yazık!
Bin bir umutla seçtikleri Başkan maalesef yüzlerini ağartamadı.
“İşte başkanımız” dedirtemedi.
Bu sebeple İmamoğlu şu anda hâlâ ciddi bir oy potansiyeli olmakla birlikte Murat Kurum’un bir adım gerisine düştü.
Murat Kurum ve Ekrem İmamoğlu arasında mart ayı ile beraber yüzde 1 oy farkı var.
Bunun üstünde rakam söyleyenler maalesef toplumda algı yönetimi yapmaya çalışıyor.
Biz hakikati yazalım, hakikati söyleyelim ki neticede seçimi millet yapacak.
“MURAT KURUM”
Abartmıyor.
Doğal davranıyor.
Yıkacağım, ezeceğim, şöyle olacak, böyle olacak diye üst perdeden konuşmuyor.
“Bu adam şehre değer katar” düşüncesi kendisine oy vermeyen seçmende bile var.
Neymiş; Murat Kurum “gaf” yapıyormuş.
Ekrem İmamoğlu gibi valiye, hâkimlere hakaret mi etmiş?
İstanbul’u bırakıp partisinin içinde ve başka partide operasyon mu yapmış?
İstanbul’da yollar kapalıyken kar küreme aracı eşliğinde yemeğe mi gitmiş?
O vakit, sorun ne?
“VE ANKARA, GÜZEL ANKARA”
Beş yıl boyunca hizmet yüzü görmemiş Ankara!
Beş yıl boyunca yeni yollar ve gerekli altgeçitler yapılmamış Ankara!
1 milyon metrekarelik koskoca parkı “dinozor” uydurmacasıyla çürümeye terk edilmiş Ankara!
“Hay dinozorlar yesin sizi” diyesim var!
Makûs talihe belenmiş Ankara!
Bir Ankara gazetecisi olarak bu şehri seviyorum, hem de memleketime yakın!
Ama ilk kez bu sene “trafik sorunu” yaşamaya başladık.
Şehir tıkandı.
Mansur Yavaş yıprandı.
“Az laf, çok iş” dedi.
Lafları azdı, ama işleri çok olmadı.
Peki, son durum nedir?
Turgut Altınok ismi açıklandığı gün vatandaşlar; “Evet, doğru aday” dediler.
Ankaralı, üstelik belediye tecrübesi var.
En büyük ilçelerden olan ve onun yönettiği Keçiören tertemiz.
Bu süreçte Mansur Yavaş ivme kaybederken Turgut Altınok yükselişe geçti.
Şu ana dek “başa baş” bir yarış vardı.
Mart ile beraber Turgut Altınok’un bir adım öne geçtiğini söylemek mümkün!
Üstelik şehrin her tarafı gereksiz ve orantısız Mansur Yavaş fotoğraflarıyla doluyken!
Sahi Mansur Bey size bir soru sorabilir miyim?
Hani fotoğraf asmayacaktınız, hani...!
Neyse vazgeçtim abi!
Soracak o kadar çok soru var ki bu bile en gerilerde kalır.
Halk kimi seçerse seçecek, ama Allah aşkına şu Ankara bir beş yıl daha böyle giderse yoğun bakımlık olacak.
SON SÖZ: CHP “değişim” diyordu. Genel Başkan’ın ismi “Kemal” idi, şimdi “Özgür” oldu; hepsi bu! Ama bir “değişim” olacak ve sanırım değişenler CHP’li bazı önemli belediye başkanları olacak. Allah’ın izniyle millet ne derse o olur!