Ankara'da skandal iddia!

Ankara'nın içme suyunun bir kısmını karşılayan Kurtboğazı barajına akan Mera Çayı'na, kimyasal atık boşaltıldığı iddia edildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdür Yardımcısı Baran Bozoğlu, olaya ilişkin, "Bir atık yağ ya da madeni yağ geri kazanım firmasının, tehlikeli kimyasal atıklarını Mera Çayı'na boşalttığını gördük. Yoğun bir şekilde koku kirliliğinin yanında, balık ve yengeç ölümlerinin de olduğunu gördük." dedi.

Kızılcahamam ilçesindeki Kurtboğazı barajına akan Mera Çayı'nda, yoğun koku ve kirlilik gören vatandaşlar, jandarma ekiplerine ihbarda bulundu. Bölgeye gelen Jandarma ve ASKİ ekipleri, çayın 300 metrelik bölümünde, kimyasal atık tespit etti. Bunun üzerine yapılan ilk incelemelerde, çevrede kirliliğe yol açan atığın madeni yağ ve atık yağ geri kazanım tesislerinden çıkan tehlikeli atıklar olduğu belirlendi. Ayrıca sudaki bazı balık ve yengeçlerin öldüğü görüldü. ASKİ'ye bağlı 70 kişilik ekip, iş makinaları ve vidanjörlerle çayda temizleme çalışması başlattı. Ekipler, sudan numune alarak çalışma başlattı.

Olay yerindeki çalışmaları takip eden ASKİ Genel Müdür Yardımcısı Baran Bozoğlu, DHA'ya açıklamalarda bulundu. Bozoğlu, "Bir atık yağ ya da madeni yağ geri kazanım firmasının, tehlikeli kimyasal atıklarının Mera Çayı'na boşaltıldığını gördük. Yoğun bir şekilde koku kirliliğinin yanında aynı zamanda balık ve yengeç ölümlerinin de olduğunu gördük. Kurtboğazı'nı besleyen derelerimizden bir tanesine tehlikeli kimyasal atık döküldüğünü tespit ettik. Ancak derede bulunan setlerinde yardımıyla bu tehlikeli kimyasal atıkların Kurtboğazına gitmesi bizimde erken müdahalemiz sonucunda engellenmiş oldu. Atığın Kurtboğazı'na gitmesini engellemek için ilk etapta vidanjörlerimizle çektik ve şu anda da çekim işlemlerine devam ediyoruz. Şu anda Tuzla bölgesinden de uzman ekiplerimiz geliyor. Bu ekiplerle beraber varolan kirliliği azaltmaya çalışıyoruz." dedi.

"Kirliliğe sebep olan kişilerin tespit çalışmaları sürüyor"

Bozoğlu, ihbarı aldıktan sonra ASKİ ekipleri olarak bir kriz masası kurduklarını söyleyerek, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ve jandarma ekipleriyle birlikte olayı değerlendirdiklerini anımsattı. Kirliliği yaratan kişi veya kişileri tespit etmek için çalışmalara başladıklarını söyleyen Bozoğlu, "Öncelikle buradaki kirliliği yaratan kişi ve kurumların tespit edilmesi gerekiyor. Numuneleri Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile birlikte aldık. Parmak izi analiziyle birlikte kimin yaptığını tespit etmeye çalışacağız. Tespitten sonra Çevre Kanunu ve Türk Ceza Kanunu üzerinden çalışma yapılacak. Ankara'nın içme suyuna kast eden insanlara karşı bizde hukuki süreçlerde yer alacağız." ifadelerini kullandı.

Kurtboğazına kimyasal atık karışmadığını ifade eden Bozoğlu, "Şu an net bir şekilde söyleyebiliriz ki, Kurtboğazı'na karışmış bir kirlilik yok. İvedik arıtma tesisimize gelen suları biz anlık olarak analiz ediyoruz. Kirliliğin ihbarından itibaren bütün verileri incelediğimizde herhangi bir kirliliğin bulaşmadığını raporladık. Erken müdahale yapılmasaydı risk vardı ama müdahalemizle meseleyi durdurmuş olduk. Bundan sonra bu kirliliği buradan alıyoruz, aynı zamanda toprak kirliliği de var, o kirliliği de araçlarımızla bertaraf tesislerine taşıyoruz. Bundan sonrası içinde buranın rehabilite edilme çalışmalarına başlayacağız. Burada bir biyolojik kirlilikte oluşmuş durumda, bununda takibine devam edeceğiz." diye konuştu.

"Endişe edecek bir durum yok"

Öte yandan Ankara Büyükşehir Belediyesi konuyla alakalı bir yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "İlk bilgilere göre madeni yağ ve atık yağ geri kazanım tesislerinden çıkan tehlikeli atıkların Mera Çayı'na döküldüğü belirlenmiştir. Bu atıkların temizlenmesi ve çekilmesi için bölgeye çok sayıda vidanjör sevki yapılmıştır. İvedik içme suyu arıtma tesisimizde toplam organik karbonu gören ve online olarak ölçüm yapan sistem mevcuttur. Su ile gelen maddenin niteliği ne olursa olsun anlık arıtma yapılabilmektedir. Dolayısıyla şu anda Ankara'nın şebeke suyunun temizliği konusunda endişe edilecek bir durum söz konusu değildir." ifadeleri kullanıldı.