Atatürk, Bandırma Vapuru’nun kaptanını nasıl buldu ve kaptana ne söyledi?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ve ulusal kurtuluş savaşımızın ‘’ilk adımını atma’’sına ilişkin çok şey yazıldı, çok şey söylendi.

Atatürk’ün ulusal kurtuluş savaşı vermesi ve ülkemizi bağımsızlığa kavuşturmasından rahatsız olan çevreler ise bu büyük mücadeleye gölge düşürmeye çalışan yalanlar uydurdu.

Bu yalanları buraya yazıp sayfamızı kirletmek istemedim.

Bunun yerine, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı coşkuyla kutladığımız böylesi güzel bir günde, köşemizi ‘tarihe not düşecek’ bir söyleşiye ayırmak istedim.

İSMAİL HAKKI BEY…

İstanbul Kadıköy’e bağlı Fenerbahçe Mahallesi Muhtarı Tuba Aldeniz ile 2 yıl önce telefonda sohbet ederken, muhtarlık ofisinde kıymetli bir misafirinin olduğunu söyledi. Muhtar Aldeniz, “Bandırma Vapuru’nun Kaptanı İsmail Hakkı Bey’in torunu Nejat Bey ile sohbet ediyoruz’’ dedi.

Tuba Aldeniz’e “Nejat Bey’de kim bilir ne anılar vardır. Keşke orada olsaydım ve mikrofon uzatabilseydim’’ dedim. Aldeniz, ‘’İstersen ben sorayım, sana yazıp yollarım’’ deyince fırsatı kaçırmak istemedim.

DEDESİ NELER ANLATMIŞ?

Böylece aşağıda bir kısmını okuyacağınız o ‘’mini söyleşi’’ ortaya çıktı. İsmail Hakkı Bey’in torunu Nejat Ulugöl, dedesinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile olan ilişkisi ve milli mücadeleye ilişkin önemli bilgileri şöyle aktardı.

2022 yılının sonlarına doğru kaybettiğimiz Nejat Ulugöl’e Allahtan rahmet, sevenleri ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

-  Nejat Bey, bize kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Nejat Ulugöl.  1929 İstanbul doğumluyum. Şu ana kadar mutlu bir hayat yaşadım. 93 yaşındayım.

-  Bize ailenizden bahseder misiniz? Kimin torunusunuz?

Atatürk’ü Samsun’a getiren Bandırma Vapuru’nun Kaptanı İsmail Hakkı Bey’in torunuyum.

-  Nejat Bey, büyük babanızla  muhakkak anılarınız vardır. Bize  büyük babanızdan bahseder misiniz?

Büyükbabam İsmail Hakkı Durusu’yla ancak 10 yaşıma kadar temasım oldu. 10 yaşıma geldiğimde bir parça daha konuşabilir, anlatabilir, dinleyebilir bir hale geldim. Benim o yaşımda zaten dedem, Atatürk’ü Samsun’a götürmüş, dönmüş ve emekli olmuş bir yaşantı içinde olan kişiydi. Benim şanssızlığım ise 10 yaşındayken dedemin ölmesiydi.

 - Dedeniz o günleri anlatır mıydı? Örneğin, Bandırma’nın pusulasının bozuk olduğu gibi iddialar var. Dedenizin uzun yol tecrübesinin olmadığı da dile getirilmişti bazı kaynaklarda…

O konular zaten dedemi döndükten sonra en rahatsız eden dedikodulardı. Dedem görev verildiğinde  evine geliyor ve eşine şunu söylüyor:  ‘Hanım ben iki gün sonra gidiyorum.’’ Mustafa Kemal, dedemi çağırmış, Gazi Mustafa Kemal dedeme ‘’Gemiyi hazırla, Karadeniz’e iki gün sonra yolculuğa çıkacağız’’ demiş. Daha fazla izahat yok. Dedem o devirdeki insanların belki en ketumudur. Döndükten sonra da kimseye ‘şöyle gittik, böyle gittik’’ dememiştir. Hatta gazetecilerin sual sorması üzerine, ‘Ya kaptan ne yapar? Yolcusunu alır götürür. Ben de gittim ve geldim.’’ demiş.  Gemiyle mahiyet olarak gidenlerin söyledikleri sonradan matbuat olarak geçmiş olabilir.

- Nejat Bey bize İsmail Hakkı Bey’le ile ilgili nereli olduğu, soyağacı, ailesi, çocukları ve ölüm tarihiyle ilgili bilgi verebilir misiniz?

 Dedem, Atatürk’ü götürüp emekli olduktan sonra dedemle ilgili bilgileri aldım. Ondan evvel dedemin torunu olarak yaşamımız vardı. Dedem, ‘’Atatürk’ü aldım, Samsun’a götürdüm, birkaç sene sonra emekli oldum. Evimde, bahçemde yaşıyorum’’ diye söylerdi. Ben de birgün dedemin kullandığı Bandırma Vapuru’na binmek istedim. Bindiğim zaman İsmail Hakkı Bey’in torunu olduğumu söyleyince, görevliler hemen  ‘Sizi kaptan köşküne götüreceğiz’ dediler. Dümenin başımda resimlerim çekildi. Halen de resimleri saklarım.

 - Sevgili Nejat Bey, kıymetli büyük dedeniz ile Atatürk’ün buluşması, bir araya gelmesi nasıl oluyor?

 Atatürk, o zamanki adıyla Şirket-i Hayriye’ye bu seyahate çıkmadan evvel soruyor. En tecrübeli kaptanlarınız kimlerdir. Birtakım isimler alıyor ve Şirket-i Hayriye’nin genel müdürü de dedemi en çok eski, en çok giden dolayısıyla size daha risksiz seyahat sağlayacak kaptan şudur diye dedemi söylüyor.

 -  Seyahatten önce dedenizle, Atatürk nasıl bir araya geliyor?

 Atatürk, dedemin en tecrübeli kaptan olduğunu öğrenince dedemi çağırıyorlar. Dedeme ‘Gemiyi hazırla, Karadeniz’e bir yolculuğa çıkacağız’ diye haber veriyorlar. Dedeme Karadeniz’de hangi limana gideceği söylenmiyor.

 - Bandırma Vapuru’nun kondisyonuyla ilgili bize bir şeyler söyler misiniz?

O konuda fazla bilgim yok. Çünkü 10 yaşında bir çocuktum hatta 10 yaşında bile değildim. Dedemden öğrendiğim bu geminin döndükten sonra pusulasız falan denmesiydi. Buna mukabil dedemin gazetecilere bunun üzüntüsünü anlattığını hatırlıyorum. Gemide birden çok pusula vardı.

-Sevgili Nejat Bey, 16 Mayıs’ta yola çıkılıyor. İstikamet Samsun. Atatürk’ün büyük babanıza özel bir talimatı, ricası, yolculukla ilgili herhangi bir telkini oluyor mu?

Atatürk, dedemi çağırıp ‘’Kaptan hazırlan, iki gün sonra Karadeniz’e gitmek istiyorum. Fakat bunu kimseye bildirme, gemiyi hazırla. Seyahatin risksiz geçmesini sağlayacak bir hazırlık yap. Evine de haber ver, gideceğiz. Sen sonradan döneceksin’’ demiş.

-Samsun olduğunu söylüyor mu söylemiyor mu?

Hayır. ‘Karadeniz’e çıkacağız’ diyor.  Atatürk, dedeme ‘’Tehlikeli yollardan sakınarak dikkatli olarak gideceğiz’’ demiş. Adeta bir Karadeniz seyahatine çıkıyoruz havası içinde söylemiş.

 - Kıyıdan mı gidiliyor, açıktan mı gidiliyor? Konuyla ilgili bir bilginiz var mı?

 Var. Dedemden de ve sonradan yazılan gazetelerde yazılanlardan da biliyorum. Kıyıdan kıyıdan gidilmiş. Çünkü herhangi bir tuzak kurulabilir diye. O tarihte İngiliz lejyonerleri Karadeniz’de dolaşıyormuş. Onların herhangi bir müdahalesine rastlamamak için kıyıdan ve çok dikkatli olarak gitmeye çalışmış ve başarmış.

 -Kıyıda kayalık riski çok var. Anca usta bir kaptan gidebilir.

 Evet. Kıyıdaki o kayalık riskine girmeden gitmişler.

 -Büyükbabanız, Mustafa Kemal Paşa’yla ilk tanıştığında veya Şirket-i Hayriye vasıtasıyla bu seyahat bilgisi eline ulaştığında ne kadar kıymetli birisini, Türk tarihinin geleceğinin kurucusunu taşıdığından sizce haberdar mıydı? Mustafa kemal Paşa’yı tanıyor muydu?

Hayır, hayır. Hiç haberi yoktu. Duyduğum kadarıyla Atatürk, Şirket-i Hayriye genel müdürüyle konuşmuş. Onundan önereceği kişi kaptan olarak seçilmiş. Dedem yıllarca giden bir kaptan olduğu için ben tahmin ediyorum ki Atatürk’ün içi o seyahate daha rahat çıkmış.

 - Dedeniz, Mustafa Kemal Paşa’yı Çanakkale’den tanıyor muydu?

Hayır.