Aynaya yaklaşın
Annenizin gölgesini ne sıklıkta görürsünüz aynada? Onun çocuğu olduğunuz gerçeği en çok ne zaman oturur hayatınızin orta yerine?
Belki bugün yanıbaşınızda öpüp koklarken, belki bir telefon kadar yakın, belki bir mezar taşı başında kıvrılıp, hangi yaşta olursa olsun çok erken gidişine ağlarken...
Ve belki de en acısı; çok yakınınızdayken bir sebepten en uzağınızda, en soğuk yanınızda hissederken hiç düşündünüz mü hep bir köşenizde onu taşıyıp, onun gölgesinde olduğunuzu?
Belki minicik bir bardak çaya atılan beş şekerde, belki düzen takıntısında, belki yeşilde ama cam göbeği olanında, belki öfkede, belki mülayim tavırlarda, belki cüretkar edalarda, düşüveriyor mu önünüze anasının kopyası halleriniz?
En çok kızdığınız huylarının yaş aldıkça sizde de sürgün verdiğini görüp telaşlanıyor musunuz?
Gençlik resimlerine bakıp aynı yaşta olmanıza rağmen onun ne kadar kadın; sizinse hâla ne kadar çocuk olduğunuza bakıp şaşırıyor musunuz?
Onun sizi yetiştirirken, düştüğü hatalara siz, çocuğunuzu yetiştirirken düşmeyeceğinize söz verdiğiniz halde, sonunda kendinizi tam da onun gibi, tam da onun kadar, hatta daha azı bir anne olarak buluyor musunuz?
Annenizden size kalanın sadece güzel saçları, naif gülüşü, dobralığı, hamaratlığı ve daha bir sürüsü olmadığını, sadece bir mirası kucaklamayıp, bir enkazı da sırtlandığınızı, ve bununla yaşamayı öğrenmeniz gerektiğinı ilk ne zaman farkettiniz?
Onun gelgitlerinden kaygılarından, çıkmaz sokaklarindan nasibini alarak yaşamayı öğrenmek zaman aldı mı?
O halde ne talih ki, yalnız değilsiniz. Annesinden bayrağı devralan kızlar, şimdi kendi çocuklarını yetiştiriyor.
Miras aldığı eksik, gedik, hatalı, kusurlu tüm yanlarından azade, tam bir duygusal bütünlük içinde, en ideal, en mutlu çocuğu yetiştirmeye azmediyor.
Belki de hatayı yaptiran tam da budur: Mirası kucaklayıp, enkazı gömmek...
Yıllar geçtikçe insan, annesinin suretini karşı tepelerde değil, aynadaki aksinde görüyor.
Şimdi eyy annesinin kızları! Anneniz hayatta olsa da olmasa da, aynaya yaklaşın, gözbebeğinizin ta içinde, can içinde bir yerde, zafer anıtı gibi O'nu bulacaksınız...