Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na Demirtaş ve Kavala tepkisi: Cesaretin varsa şehit analarına sor
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını isteyen Kılıçdaroğlu'na sert çıktı. "Eğer cesaretin varsa, eğer mertsen bu soruyu gözü yaşlı şehit anlarına sor" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Bahçeli'nin konuşmasından önemli satırbaşları;
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bürokratlara yönelik sözlerine ilişkin, "Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiyi tehdit mesajı vesayetçi bir söylemdir. Bürokraside hata yapan çıkacaktır, bunlar tespit edilip ayıklanır. Ancak şerefli Türk bürokratını tehdit etmek müstevli üslubudur. Bu üslubun faili ateş olsa cürmü kadar yer yakacaktır." dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bir süredir İstanbul’un bazı ilçelerinde kağıt toplayıcılarıyla ilgili arzu etmedikleri üzücü olayların yaşandığını, bunu da özellikle CHP Genel Başkanı’nın kaşıyıp, siyaset malzemesi haline getirmeye çalıştığını söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun en iyi bildiği şeyin, bulanık suda balık avlama merakı olduğunu, bu merakın başına çok işler açsa da "dediğim dedik çaldığım düdük" havasında ısrar ettiğini savunan Bahçeli, "Çalışmanın iyisi kötüsü olmaz. Zira rızkın iyisi kötüsü olamaz. Ne var ki, asıl mesele kağıt toplayıcı kardeşlerimizi rahatlatmak değil, onların daha huzurlu, daha güvenli, daha insani şartlarda çalışabilmelerinin önünü açmaktır. Bunun yolu da ilk etapta eğitimdir. Kılıçdaroğlu, abuk sabuk vicdan hatırlatması yapacağına, cahilce konuşup gafilce hareket edeceğine öncelikle kağıt toplayıcı kardeşlerimizin kaynağına inmeyi, bu işe neden ve nasıl başladıklarını incelemeyi denemelidir." diye konuştu.
Bu meselenin derinliğini 2010'da görüp, imkanları oranında inisiyatif üstlendiklerini anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Okulsuz Her Köye Bir Eğitim Konağı kampanyası başlatmış, ilk olarak da Aksaray ilimizin Dikmen köyünde yavrularımızın geleceklerine hizmet maksadıyla 'Oğuz Ata İlköğretim' okulunu yaptırmıştık. Bu köyün gençleri bilhassa İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerimize gidip kağıt ve atık malzeme toplayarak para kazanıyorlar, sonra da kazandıkları paralarla kısa süreliğine de olsa köylerine dönüyorlardı. Evlatlarımız sokak aralarının karanlığında kağıt ve atık malzeme toplamak yerine doktor, öğretmen, mühendis, polis olsun dedik. Sorarım sizlere yanlış mı söyledik? Kılıçdaroğlu, bugün rahat rahat kağıt toplama vaadinde bulunduğu kardeşlerimize, biz kucak açarak okutmak, yetiştirmek, devletin ve özel sektörün farklı kademelerinde görevler almasını istedik. İşte CHP zihniyetiyle bizim açık ara farkımız budur. Biz yaparız, ama sessiz, gürültüsüz ve gönülden yaparız. Biz yaparız, ama gösteriş budalalığına, istismar fırsatçılığına kapılmadan yaparız. Yaparsak adam gibi yaparız, mertçe yaparız, ülkücüye yakışanı yaparız.
Kılıçdaroğlu, muhtaç kardeşlerimize kağıt toplamaya devam edin diyerek boşa düşer, MHP ise milletimizin her ferdini nasıl güzel bir hayata, nasıl bir insani gelişmişlik seviyesine kavuştururuz diye mücadele eder. Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri yetişemeyecek, bundan rahatsızlar. Başaramayacaklar, yükselişimizin önünde asla duramayacaklar. Kılıçdaroğlu ve İP’çi yoldaşları garibanın değil gafletin, gaddarların, gaspçıların, hıyanet galerisinde teşhir edilen bölücülerin yanındadır."
"Sayın Kılıçdaroğlu, kimin tarafındasın?"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen hafta grup toplantısında "Osman Kavala, Selahattin Demirtaş neden hapiste?" diye sorduğunu anımsatan Bahçeli, "Her soru kendi içinde bir cevap barındırır ama akıl dağılması yaşayan bu şahıs için bunun bir önemi yoktur. Osman Kavala Sorosçudur, Selahattin Demirtaş teröristtir, teröristin yeri de hukukun üstün olduğu tüm demokratik ülkelerde demir parmaklıkların arkasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Cesaretin varsa şehit analarına sor"
"Sayın Kılıçdaroğlu, Demirtaş’ın niye hapiste olduğunu grup toplantısında milletvekillerine değil, cesaretin varsa şehit analarına sor, yiyorsa şehit babalarına sor, mertsen dul ve yetim kalan vatan evlatlarının gözlerinin içine baka baka sor." diyen Bahçeli, bir teröristin niye hapiste olduğunu sormanın "teröristin müdafaası" olduğunu dile getirdi.
Bir teröristin neden hapiste olduğunu sorgulayanın kim olursa olsun şahsını ve siyasetini onunla eşitlemiş ve özdeşleştirmiş sayılacağını belirten Bahçeli, "Yani, Kılıçdaroğlu, terörist Demirtaş’ın CHP’nin başına çökmüş gölgesidir. Sayın Kılıçdaroğlu, kimin tarafındasın? Kimin kılıcını sallıyorsun? Şehidin mi, katilin mi? Gazinin mi, caninin mi? Milletin mi, melanetin mi? Sana bu aklı kimler veriyor? Kimler seni kukla gibi oynatıyor? Kimin nam ve hesabına konuşuyorsun? CHP’ye oy veren tertemiz vicdanlı kardeşlerim, bu rezilliği nasıl hazmedecekler? Atatürk sevdalısı kardeşlerim istiklal düşmanlarına nasıl göz yumacaklar? Diğer yandan İP’e oy veren kardeşlerim, HDP’yle, teröristlerle ittifakı nasıl içlerine sindirecekler? Kılıçdaroğlu, siyasi ahlak ve onur sahibiyse bugün şu muammayı açıklığa kavuşturmak zorundadır: PKK’yı terör örgütü olarak görüyor mu, görmüyor mu? Terörle mücadeleyi destekliyor mu desteklemiyor mu?" sorularını yöneltti.
"Senin hukuka bakışın bu mu?"
Kılıçdaroğlu'nun amcalığa, ağabeyliğe soyunduğunu, bu defa da bürokrasiye ayar vermeye kalkıştığını dile belirten Bahçeli, verilen sürenin dolduğunu, üstelik bir gün de geçtiğini söyledi.
Bahçeli, "Sayın Kılıçdaroğlu, ne oldu, heyben doldu mu? Attığın taş yerini buldu mu? Başın göğe erdi mi? Senin hukuka bakışın bu mudur? 'O tarihe kadar yapan yaptı, kapan kaptı, 18 Ekim’den sonra sorumlusunuz' demek mi istiyorsun?" diye sordu.
"Kılıçdaroğlu'nun tehdit mesajı vesayetçi söylemdir"
Kılıçdaroğlu'nun, kendi içinde vahim çelişkilerle malul olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiyi tehdit mesajı vesayetçi bir söylemdir. Bürokraside hata yapan çıkacaktır, bunlar tespit edilip ayıklanır. Ancak şerefli Türk bürokratını tehdit etmek müstevli üslubudur. Bu üslubun faili ateş olsa cürmü kadar yer yakacaktır. FETÖ stratejileri CHP’yi kavramış, İP’i kasnağa çevirmiştir. Okyanus ötesinde zillet ittifakının lobi çalışmasını üstlenen, Türkiye husumetini kamçılama arayışında olan vatan hainlerinin itibarsız dayanışmasıyla siyaset yapanlar, PKK’nın kanlı emelleriyle rota tayin edenler bu milletin şamarını eninde sonunda kafalarına yiyeceklerdir. Tıpkı Humeyni gibi, Türkiye’ye gelmesini bekledikleri Fetullah Gülen’e fazla umut bağlamasınlar, çünkü teröristbaşı Gülen’in geldiği gün, öldüğü gün olacaktır.
"Kılıçdaroğlu, bürokratlara değil, İBB Başkanı'na kafa yormalı"
İkazla söylemek isterim ki; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bürokratlara değil, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na kafa yormalı, onu fazla serbest bırakmaktan sakınmalıdır. Sadece boş zamanlarında belediye binasına ve İstanbul’a uğrayan bu şahsın gezmediği, gitmediği yer neredeyse kalmamıştır. Gözümüzden kaçtığı sanılmasın, sipariş bir senaryo devrededir. Görev sahası İstanbul’la sınırlı olan bu belediye başkanının il il, ilçe ilçe gezmekteki amacı nedir? Varmak istediği yer neresidir?
Hatta Yunanistan ziyaretine niye ihtiyaç duymuştur? Neyin hazırlığı içindedir? Kimlerin dolduruşuna gelmiştir? Başbakanlık hülyaları eşliğinde eve dönme kulvarına giren İP Başkanı, 'Fatih' benzetmesiyle taltif ettiği şahsı nereye, hangi girdaba çekmeyi planlamıştır? CHP ve İP oyun içinde oyundur. Birbirlerine güvenmeyen bir ittifaka bu millet hiç güvenir mi? Birbirlerine çalım atmak için fırsat kollayan fikirsiz, hedefsiz, ruhsuz ve samimiyetsiz curcuna ittifakına Türkiye teslim edilir mi? Cumhur buna asla 'tamam' demez, millet kökü dışarıda, özü yabancı başkentlerde olan CHP’sinden İP’ine, HDP’sinden diğerlerine kadar zilletin bütün ortaklarına demokrasiyle direnir, geldikleri gibi de yollamasını mutlaka bilir."