Bakan Mehmet Özhaseki tv100'e konuştu: Türkiye’de 6 milyon riskli yapı var! Kentsel dönüşüme mani olmak büyük bir vebal

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, tv100 Gündem Özel'de yaptığı açıklamada "30 milyon civarında Türkiye'de konut var. 7,5 milyon civarında ise iş yeri var. Bunların neredeyse yüzde 20'si risk taşıyor. 6 milyon civarında riskli yapı var. Bunların büyük bir bölümü 2000'den önce yapılmış." dedi. Kentsel dönüşüm noktasında vatandaşa en yakınındaki evi vermeye çalıştıklarını vurgulayan Bakan Özhaseki "Kentsel dönüşüme mani olmak büyük bir vebal" ifadelerine yer verdi.

This browser does not support the video element.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Başak Şengül, Pınar Işık Ardor, Deniz Gürel'in sorularını yanıtladı.

Bakan Özhaseki'nin açıklamalarından satır başları:

KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASININ İÇİNDE NELER VAR?
- İnsanların iktidara niye gelir? Vatandaşa hizmet için. Vatandaşa zulmeden bir iktidar Türkiye'de yaşayabilir mi? Mümkün değil. 12 yıldır kentsel dönüşüm yasası uygulanıyor. Kimin evi elinden alınmış ki? Kim sokağa atılmış ki? Bu yasa niye çıkıyor? Çok net olarak söylüyorum 1900'lü yıllardan itibaren aletli ölçümler başlamış. 6 üzerindeki yıkıcı deprem sayısı 231. Her sene yıkıcı şiddette 2 deprem oluyor. Ölen insanlarımızın sayısı 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar. 

"BU ÜLKE DEPREM ÜLKESİ"
- Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın çok koyu renkte olmasının sebebi hareketli fay hattı olmasından dolayı. Şu anda Türkiye coğrafyası üzerinde 500 civarında hareketli fay hattı var. Hiç kimse kendisini emin görüp rastgele binalar yapmasın. Bu ülke deprem ülkesi. Her ne yapıyorsak şu gerçeği bilerek hareket etmeliyiz. Yapılması gereken bir şey va o da kentsel dönüşüm. Eğer bizler kentsel dönüşümü hakkıyla yaparsak emin bir vaziyette evlerimizde oturabiliriz. 99 depremi olduğunda mevzuatta değişiklik yapılmış. 2001 yılında yapı denetim firmaları gereğini yerine getirmiş. Yeni mevzuata göre statik hesaplarına uygun bir şekilde ev yapılmışsa o evlerde herkes rahatlıkla oturabilir. 8,5-9 şiddetinde bir deprem bile olsa hiçbir sorun olmaz. 

"TÜRKİYE'DE 6 MİLYON CİVARINDA RİSKLİ YAPI VAR"
- 30 milyon civarında Türkiye'de konut var. 7,5 milyon civarında ise iş yeri var. Bunların neredeyse yüzde 20'si risk taşıyor. 6 milyon civarında riskli yapı var. Bunların büyük bir bölümü 2000'den önce yapılmış.



"RANTSAL DÖNÜŞÜM DİYEREK SORUMLULUKTAN KAÇMAYIN"
- Sürpriz hiçbir şey yok. Bu coğrafya böyle, ona göre hareket etmeliyiz. Tedbirimizi önceden alırsak dizimize vurup ağlamayız. Bunu unutmak istersek karşımıza felaket gelir. En son kırılan Maraş'tan aşağıya doğru inen fay hattı. Ne yazık ki bu işlerle ilgili kentsel dönüşüm yapmak lazım dediğimizde bir grup karşıya çıkıp çok basit bir şey öğrenmişler; kentsel dönüşüm değiş, rantsal dönüşüm diyorlar. Bunu söyleyenlere diyorum ki rantsal dönüşüm yapmayın. Plan, Bütçe Komisyonu'nda o arkadaşlara yemin veriyorum "Allah'ınızı seviyorsanız rantsal dönüşüm yapmayın, kentsel dönüşüm" yapın dedim. "Rantsal dönüşüm diyerek sorumluluktan kaçmayın" dedim.

"KENTSEL DÖNÜŞÜME MANİ OLMAK BÜYÜK BİR VEBAL"
- 2016 yılında Antakya Belediye Başkanı beni davet etti. İnsanları ikna ettim, kentsel dönüşüm yapacağız diyerek bize yardım edin dedi. Hatay'a gittik, alana vardık. Bir soğukluk var, pankartlar protestolar var. Arkadaş kürsüye çıktı, küfürler uçuşmaya başladı. Adam ne diyeceğini şaşırdı, tadı kaçtı. Ben kürsüye çıktım, hiç selam sabah vermeden kalabalığa dedim ki 'siz kentsel dönüşüm istemiyor musunuz?' dedim. 'Hayır' istemiyoruz dediler. Tamam yapmıyoruz' dedim. Rızasız lokma haram, siz istemiyorsanız bırakırp gideriz. Protesto pankartlarını tek tek okudum. Herkesi sakinleştirdim. Bakın Doğu Anadolu Fay Hattı var diyerek uyardım. Burada süreler dolmuş, Hatay 8 sefer yerle bir olmuş. 'Bir deprem geliyor' dedim. Onlarca insanı tek tek dinledim, ikna etmeye çalıştım. Protestocular galip geldi, yaptırmadılar. Çok üzgün oradan ayrıldım. Hatay depremi olduğumda ilk baktığım yerlerden birisi orasıydı. tamamen yerle yeksan olmuş. O konuştuğum insanlardan kimse yok. Bana mani olmasalardı bu 5 senede tamamının evi yapılmış olacaktı. Bu işe mani olmak büyük bir vebal. 

"BİRKAÇ TANE ART NİYETLİ ÇIKINCA YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI ALDIRMAK İÇİN DEĞİŞİK MAHKEMELERE DAVALAR AÇIYORLAR"
- Bu yasayla biz ne getirmeye çalıştık? Cumhurbaşkanın talimatıyla bu yasa çıkarıldı. O günden bugüne kadar Türkiye'de 2 milyon 200 bin konut yenilenmiş. 400 bin konutun inşası devam ediyor. Bunun birkaç mislini yapmamız lazım. Niye bu kadar hızlanamadık? Bunları tek tek tespit ettik. Büyük bir çoğunluk hakkına razı, küçük evlerde oturmak istemiyor, az borçlanma istiyor. Bunlara itirazımız yok. Birkaç tane art niyetli çıkınca yürütmeyi durdurma kararı aldırmak için değişik mahkemelere davalar açıyorlar. Dışarıya hisse satışı yaparak işi engellemeye çalışıyorlar. Bunları aşacak şekilde Kentsel Dönüşüm Yasası'nda kolaylıklar getirdik. Muhtarlıklara asılır, e-devlet üzerinden bildirilir, kapının üzerine asılır şekilde düzenleme yaptık. Böyle yapınca öğrenememesi mümkün değil. Kötü niyetlilerin önünü kesebilmek için tebligat kanununda değişikliğe gittik. 

 "EN ÇOK İTİRAZ EDİLEN MADDE REZERV ALANI"
 - Yeni yerleşim alanı deyince şehrin dışında meskul alan gibi algılıyorlardı. Şehrin içerisinde bizim kullanacağımız bir alan varsa bunun ne mahsuru var? Bu tabiri çıkardık, rezerv alanını kullandık. En çok itiraz edilen madde bu oldu. Bunlar iyi niyetli değiller. 

"HERKESE EN YAKININDA EV VEREN SORUNU ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ"
- Riskli alanda bir hesap yapılıyor. İçerisinde bulunan herkese bulunduğu yerden ev verelim deyince bir hesap yapılıyor. İki misli inşaat yapmanız gerekiyor. Bunu bu kadar yoğunlaştırmak doğru değil. Otopark, yeşil alan, okul inşaatları var. O zaman yapılması gereken çevredeki yerlerden rezerv alanları oluşturmak. Eskiden mahkemeler rezerv alan dediğinizde şehir dışı olarak bakıyordu. Çevrede hazine alanlarına bakılıyor. Herkese en yakınında ev veren sorunu çözmeye çalışıyoruz. Devlet vatandaşa kira parası veriyor, inşaatta yardım ediyor, rezerv alan veriyor. Her türlü hakkını karşılamaya çalışıyor. Burada bir kötülük yok. 

"VATANDAŞA HER TÜRLÜ KOLAYLIK VERİLİYOR"
- Kanuna açıkça yazdık, ödeme imkanı olmayanların tapusuna şerh düşülür, evi verilir. Vatandaş evine oturur, ne zaman öderse tapudan bu şerh kaldırılır. Tapudaki şerh parayı ödeyinceye kadar sürüyor. Satamıyor, kiraya veremiyor, oturuyor. Parası olmayana dönüşümü noktasında da yardımcı oluyoruz. Vatandaşa her türlü kolaylık veriliyor. 

"9 ŞİDDETİNDE BİR DEPREM BU EVLERE ZARAR VERMİYOR"
- İlk etapta deprem bölgesinde 200 bin konuta başladık. 50 bin civarında şehir merkezinde başlıyoruz. 250 bin konutun ihalesi başladı. Çelik evler ihalesine başladık. 9 şiddetindeki bir deprem de bu evlere zarar vermiyor. 6 ay içerisinde köy evlerini bu şekilde yapmış olacağız. 

 "46 BİN HAZIR KONUT VAR
- Şu anda hazır 46 bin konut var. 250 bin civarında da şehir merkezlerinde inşaata başlamışız ve başladığı günden itibaren 1 sene içerisinde teslim edilecek. Depremden başladık, 2 yıl içerisinde hak sahipliği olarak AFAD’dan kendini ispatlamış olan herkesin hakkını vermiş oluruz. 

Sonraki Haber