Başkan Erdoğan'ın dönüştüremediği tek alan

Her şeyi “yüzde yüz” başarmak neredeyse mümkün değil; burada önemli olan “değişim ve dönüşümün" önünü açarak geleceğe dönük uzun vadeli ivmeyi sağlamak!

Bu “değişim” Kemal Bey ve Ekrem Bey'in sahte illüzyonu gibi bir şey değil...

Küçük düşünmeyin, daha büyük okumalar yapın...

Mesela terörle mücadele... Terör bitmedi; ama mücadele öylesine değişti ve dönüştü ki içeride “terörist sayısı” bitme noktasına geldi. Dağa çıkmalar neredeyse bitti...

Bazıları vahameti göremiyor, zira Türkiye büyük tehlike cenderesinden geçti.

Az kalsın sınır ötesi operasyonlar toptan iptal ediliyordu.

Ekonomi muhakkak düzelir, rayına girer; ama küresel ölçekli kayıpların telafisi kuşaklar boyu sürer.

Sırf bu sebeple bile Türkiye’de artık muhalefetin de dönüşmesi gerekiyor.

Kırgınlıklar, kızgınlıklar, ideolojik ayrılıklar bir kenara konulmalı!

Mustafa Kemal de Yavuz Sultan Selim de kimse için tartışma konusu olmamalı!

Tarihten ibret almak, varsa hatalar tekrar etmemek elzemdir. Ancak “bir tarihe” takılıp kalmak bize vakit kaybettirir.

Beş vakit ezanlarımız ve dinimiz üzerinden kirli propagandalar olmamalı!

Millete ve değerlerine hakaret edenler, farklı düşüncelerden şiddet peydahlama derdinde olanlar toplumun önünden ve içinden çekilmeli!

Konser verdiğini zanneden son dönem şarlatanların maskesi düşmeli!

Türkiye’de sağ sol, Türk Kürt, Alevi Sünni çatışması yok; millî ve gayri millî unsurlar var. Aslı Baykal’ın altını çizdiği bu tespite sonuna dek katılıyorum.

Eziklik psikolojisi gerilerde kalmalı!

Savunma sanayiinde ülkemize çağ atlatan Recep Tayyip Erdoğan’ın dönüştüremediği tek alan muhalefet partileri oldu.

Yanlış anlamayın; “dönüşmek" derken birbirine benzemeyi kastetmiyorum.

Terörle mücadele, dış politika, insanî hak ve özgürlükler noktasında artık derin ayrılıklar olmamasını kastediyorum.

Başkan Erdoğan ötelenmiş ve ezilmiş bir halkı ayağa kaldırdı.

“Yok sayılanlar” örselenen varlıklarının bilinciyle yeniden uyandı.

“Kızıl Elma” idealinde sağcı solcu demeden millet birleşti.

Ama yerli ve millî bir muhalefet oluşamadı, oluşturulamadı.

Bence Türkiye'nin ekonomik ihtiyaçlarının yanında muhalefet ihtiyacı da var.

Artık bu muhalefet ihtiyacı da giderilmek zorunda!

Bu iş Kemal Bey ve Ekrem Bey sergüzeştine kalırsa arpa boyu yol alamayız.

Kemal Bey; "Gerekirse 16'lı masa kuracağım" diyerek CHP'nin başında sonuna dek duracağının altını kalın harflerle çizmiş oldu.

6'lı masayla CHP'ye epey zarar verdi.

16’lı masayla CHP'yi imha eder artık!

Kemal Bey çok başarılı ve istikrarlı ilerliyor.

Maşaallah diyelim…

SON SÖZ: Sayın Mansur, Ankara’da milletvekili adayı için oyunu hangi partiye verdi? Açıklasın! CHP’ye mi oy verdi Sayın Yavaş yahut İyi Parti'nin adayına mı? Neden bunu gizleme ihtiyacı duyuyor?