‘Bay Kemal’ neye güveniyor?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini, 2020 yılının ocak ayında ve henüz bu tartışmalar başlamamışken söyledim. CNN Türk’te katıldığım bir TV programında, “Kılıçdaroğlu, yapılacak olan ilk seçimde cumhurbaşkanı adayı olacak’’ dedim.

Kılıçdaroğlu, geride kalan süre içinde hem cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin güçlü mesajlar verdi hem de kendisini adaylığa hazırladı. Tabii; partisini ve seçmenleri de… Kılıçdaroğlu, artık bu seçimin iki favori adayından biridir… Ve Kılıçdaroğlu, daha önce de söylediğim üzere “her koşulda aday’’dır…

ERDOĞAN VE BAHÇELİ İSTEMEDEN NE YAPTI?

Kılıçdaroğlu’nun adaylığının toplumda kabul görmesini sağlayan en önemli etkenlerden biri hiç kuşkusuz ki; AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Çık karşımıza, aday ol’’ çağrısıdır.

Yapılan tüm kamuoyu araştırmaları, Bahçeli ve Erdoğan’ın çağrısı sonrası, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına olan ilgi ve desteğin arttığını göstermektedir. Ki; Bahçeli ve Erdoğan da bu gerçeği gördüğü için, Kılıçdaroğlu’na bir daha benzer bir çağrı yapmadılar. Cumhur İttifakı’nın iki lideri, Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusundaki kararlığını gördüğü için, kendi açılarından hata olan bu tutumdan vazgeçtiler.

NE DEĞİŞTİ?

Peki ne oldu da Kılıçdaroğlu adaylık konusunda bu denli kararlı bir tutum aldı?

Bunun en önemli sebeplerinden biri, Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresiyle paylaştığı bir cümlede gizli…

Kılıçdaroğlu, yakın çevresiyle sohbet ederken, “Keşke 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendim aday olsaydım…” diyor. Bilindiği üzere, CHP 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce’yi aday yapmış, İnce’nin seçimi kaybetmesi üzerine büyük tartışmalar yaşanmıştı.  

Kılıçdaroğlu, geride kalan iki cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, edindiği deneyime de güvenerek Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olmayı istiyor. Gününün önemli bir bölümünü, Türkiye’nin sorunları ve çözüm yollarını anlatan brifinglere ve sohbetlere ayırıyor. Ve deyim yerindeyse; Kılıçdaroğlu her yeni güne ‘’Cumhurbaşkanı Adayı’’ olarak başlıyor. Yakın çevresi bu durumu “Kılıçdaroğlu, devleti yönetmeye hazırlanıyor’’ şeklinde tarif ediyor.

KOŞULLAR FARKLI…

Bu kararlılığın en önemli motivasyon kaynağı hiç kuşkusuz ki; 2014 ve 2018’e göre değişen koşullar… CHP lideri, Ekmelettin İhsanoğlu ve Muharrem İnce’nin aday olduğu dönemle bu dönemin koşullarının değiştiğinin farkında.

Bir kere; CHP 2014’te sadece MHP ile ittifak yapabilmişti. 2018 seçimlerinde ise hem İYİ Parti’yi sırtlamış hem de yeni ittifaklar kuramamıştı. İttifak içindeki Demokrat Parti ile Saadet’in oy tabanı, çok sınırlıydı. Ve en önemlisi, ekonomi halkın canını bu denli yakmıyordu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, geride kalan süre içinde dönem dönem sarsıntılar olsa da ittifakı birarada tutmayı ve genişletmeyi başardı. Dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinden dolayı kendisine kırgın olan HDP seçmeninin de gönlünü aldı.  

EKONOMİ CAN YAKIYOR!

Kılıçdaroğlu’nun adaylığındaki en önemli parametrelerden biri ise kuşkusuz ki; ekonominin artık yönetilemez hale gelmesi ve halkın canının daha da yanması… Kılıçdaroğlu, tüm bu koşulları değerlendirmek ve Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanı seçilmek istiyor.

Kılıçdaroğlu’nun önüne konulan kamuoyu araştırmalarındaki bir sonuç ise CHP liderini umutlandırıyor: “AKP çelik çekirdek seçmenine döndü. Oyları 28 – 29 seviyesinde… AKP, bu saatten sonra giden seçmenini geri getiremez. CHP ekonomi alanında güven verirse hem cumhurbaşkanlığı seçiminde hem de parlamento seçiminde sıçrama yapar…”

YOKSULLARA GÜVENİYOR…

Her yeni güne ‘’Cumhurbaşkanı Adayı’’ olarak başlayan Kılıçdaroğlu, halkın AKP eliyle yoksullaştırılan kesimlerinin, bu kötü gidişata son vereceğine inanıyor. Yakın çevresine ailesinin yaşadığı yoksulluk günlerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Biz 7 kardeştik ve çok yoksulluk çektik. Yoksulların yaşadıklarına tanık oldukça canım yanıyor. Bu yüzden ülkeyi yönetmek ve yoksulluğu yok etmek istiyorum’’ diyor.

Kılıçdaroğlu, bu seçimde yoksulların ‘’makus talih’’e son vereceğine inanıyor.