Emekliye kredi tuzağı... Milyonluk vurgun yaptılar!

Sosyal medya ve yerel gazetelerden verdikleri ilanlarla dolandırıcılık yapan çete, binlerce emekli vatandaşı mağdur etti. Yaptıkları planlar 390 sayfalık kararname ile ortaya çıktı.

Kredi borcu, çocuğunun düğünü, günü geçen taksitler derken birçok emekli bu tuzağa düştü.  Yerel gazete ve sosyal medya hesaplarından emeklilere ulaşan şebeke, 6-7 bin lira verdiği emekliyi 20-25 bin lira borçlandırdı. Tokat, Zonguldak, Ordu, Kocaeli, Sakarya gibi illerden kalkıp İstanbul’a gelen emekliler, attıkları imza nedeniyle maaşlarının şebekeye gittiğini öğrendiklerinde esas şoku yaşadı. Dolandırıldığını fark eden emeklinin şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma, şebekenin tüm faaliyetlerini ortaya çıkardı.

Nasıl dolandırdılar?

İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen savcı Mehmet Güler imzalı 390 sayfalık iddianame şebekenin işleyiş biçimini ayrıntılı bir biçimde ortaya koydu. Şebeke, yaptıkları işe önce hukuki kılıf hazırladı. Büyükçekmece’de ve Beylikdüzü’nde iki şirket kuruldu. Birçok ilde yerel gazetelere ilan verildi ve Facebook hesapları üzerinden paylaşımlar yapıldı. İlan ve paylaşımlarda “İcralık emekliye kredi”, “Kredi mi? Kara kara düşünme, bir de bizi dene”, “Mutluluğunuza gölge düşürmeyin anı yaşayın” gibi ifadeler kullanıldı. 

Kahvaltı ikram etmişler

Şebeke ile çalışan ve getirdikleri emekli başına 500 ile 1000 TL para alan komisyoncular, temasa geçtikleri emeklileri İstanbul’a gelmeye ikna etti. Esenler veya Alibeyköy Otogarı’na gelen emekliler gruplar halinde, telefon satıcısı görünümendeki şebekeye ait Beylikdüzü’ndeki binaya götürüldü. Gelen emeklilere kahvaltı ikram edildi. Yemek faslından sonra kimin ne kadar emekli maaşı aldığına bakıldı. Aldıkları maaş miktarına göre bu kişilere, telefon satışı yapılmış gösterildi.

İmzalar atıldı, en az 12 aylık maaşlar şebekeye!

Şebeke, piyasadan 2 bin liraya aldıkları telefonları, 7-8 bin liraya, emekliye satılmış gibi fatura düzenledi. Ortalama 3-4 cep telefonu satılan emekli 20-25 bin lira borçlandırıldı. Şebekeye ait şirketten çıkan emekli, iki sokak ötedeki başka bir telefoncuya götürülerek, ellerindeki telefonlar nakit paraya çevrildi. İşlemin son aşaması adliyede yapıldı. Gruplar halinde taşınan emekliler, İstanbul Adliyesi’ndeki icra müdürlüklerine götürüldü. Burada, muvafakatname veren emekliler, en az 12 ay maaşlarının şebekeye aktarılacağını fark etmeden imzalar atıldı. İmza işlemi sonrası bir kez daha şebekeye ait şirkete getirilen emekliye, altına girdiği borcun dörtte biri kadar nakit para verilerek memleketine gönderildi. Günü geldiğinde maaşını almak üzere bankaya giden emekli gerçeği öğrendiğinde ise iş işten geçmişti. 

'Kahveye git yakala, tuttuğun emekliyi getir'

Dava dosyasına göre, şebekenin şoförleri kişi başı 50-100 lira kazanırken, komisyoncular 500-1000 TL aldı. İddianameye göre paranın en büyük kısmını şebeke lideri kazandı. Dolandırılan emekliler üzerinden aylık elde edilen para 3-4 milyon seviyesinde. Sanıklar Demet Kurt Bingöl ile Eren Küçük arasındaki telefon görüşmesi ise durumu özetledi. Kendisine müşteri ayarlamasını isteyen Kurt, Küçük’e, “Kahveye git yakala, tuttuğun emekliyi getir” diyor. Küçük ise, “Tamam senin için yapayım” diye yanıt verdi.

Avukatlar da işin içinde
Davaya katılma talebi kabul edilen özel bir bankanın avukatı Dağıstan Sincar, şebekenin binlerce emekliyi zarara uğrattığını kaydetti. Emeklilerin dolandırılma sürecine, bazı icra avukatlarının da destek olduğunu kaydeden Av. Sincar "Binlerce emeklinin maaşları aylarca bunların hesabına aktarıldı. Kazandıkları para oldukça büyük" diye konuştu.

İcra takibini yapan avukatın da emekli başına bin 500 TL kazandığını belirten Karakoç, neler yaptığını soran kişiye “Telefon işi devam ediyor. Emeklilere telefon veriyoruz. Biz garanticiyiz abi... Emeklilerin maaşına şey koyuyoruz muvafakatname yapıyoruz. Böylece bankaların önüne geçiyoruz. Tokatçının modern hali tamam mı… Her şeyi kanunen yapıyoruz” diyor.

Sonraki Haber