Biz aslında "yoğuz"
Geçenlerde terapistim bana "Nihilist babanın nihilist kızı" dedi. Siz de böyle kendinize sövdürmek için üstüne para veriyor musunuz? Bakın bir deneyin, şahsen benim en rafine zevklerim arasındadır.
Terapistimin adı Gülseren Budayıcıoğlu olmadığından olsa gerek seanslarda annemi değil babamı gömmeyi tercih ediyoruz. Üstesinden gelemediğimiz her konuda b.ku annemize ya da babamıza atmanın şifalı etkisini evrene pozitif enerji olarak iade ediyoruz.
Babamın iflah olmaz bir nihilist olmak dışında da bir günahı yok aslında. Diğer günahı da Nihilizmin kelime anlamını bile bilmemek olabilir. "Baba sen Nihilistmişsin" diyorum. "Hayır ben Ecevit'çiyim" diyor. Ah benim tombul kurabiyem nasıl bir belaya bulaştığınla ilgili en ufak bir fikrin yok değil mi?
Bilmeyenlere kestirmeden şöyle anlatmış olayım: Nihilizm "Hiççilik" demek. "Ben aslında yoğum" demek bir nevi... "Süreçlerde de yokum, sonuçlarda da yokum" demek. "Hayatınız yalan beni yalnız bırakın kahrolası pislikler" demek.
Ya madem öyle bu durumda bütün erkekler nihilist değil mi? diye sormak istesem de bu yaştan sonra Feminizmi kafam kaldırmıyor, ben erkekleri bile seviyorum.
Bu düşüncelerle babama dönersek, bizim orada nihiliste Abdurrahman Çelebi derler ve babamım da göbek adı bilin bakalım ne? Hı hı, aynen....
Kendisindeki bu maraz bana "alaycılık, ölümüne muhalefet, hiçbir şeyin sahiliğine inanmamak" olarak sirayet etmiş. Önüme çıkana "Siz hepiniz ben tek" demekten kendimi alamıyorum.
Geçen günkü yazımda ölüme bile hafiften kafa tutmuşum; ki benim Azrail'le hiçbir problemim olamaz. Benim azrail arkadaşlarım var. Saygıdeğer Azrail gelip de bana "Ben senin hiçbir şeyi ciddiye almayan, sarkastik, kekremsi alaycılığını yerim" dese altıma etmek dışında bir savunma mekanizmam da yok. Güvendiğim bir şey de yok. Yükseklerden tanıdığım da yok. Yok oğlu yok! Hiç yani... Hah bak işte yine hiç.... Hiççiymişim ya ben işte, ondan annem. Hem de böyle en büyüğünden...
O halde ne diyelim, Azrail gelene kadar "Siz hepiniz ben hiç"....