Biz de girelim şu HDP işine!
Gerek ekranlarda gerekse yazılarımda hep şunu söyledim; bugünkü HDP, PKK terör örgütünün siyasi kolu değildir, PKK’nın kendisidir. Seçmenin verdiği büyük şanslara rağmen terör örgütü ile arasına mesafe koymayan tam tersine giderek militarist bir hale bürünen HDP, diğer partiler tarafından kullanışlı hale geldi. Hiçbir politika üretemeyen, seçmenine ışık veremeyen bu parti, seçimden seçime akla gelen, oylarını artırmak isteyen diğer partilerin önce kullandığı, sonra da bir kenara fırlattığı bir oluşum haline dönüştü.
Ne demek istediğimi merak ediyorsanız son birkaç seçimdir yaptıkları ittifaklara ve bu ittifaklar sonucunda kimlerin kazançlı çıktığına bir bakın!
Tabii ki bütün görüşler Meclis çatısı altında temsil edilsin, tabii ki her kesim Meclis’te temsil edilsin, tabii ki parti kapatma olmasın… Ancak, bu tanımların hiçbiri HDP’ye uymuyor. HDP’nin, Kürt seçmeni temsil ettiğini, onun görüşlerini savunduğunu falan mı sanıyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız bu ülkedeki Kürt seçmene büyük haksızlık etmiş olursunuz. Hiçbir Kürt seçmen HDP’ye, PKK terör örgütüyle aynı yatağa girsin, onun uydusu olsun hatta terör örgütünden daha ileri tekniklerle terör estirsin diye oy vermez… Seçmen, benim sorunlarımı dile getirsin, bunlara çözüm bulsun, terörü bitirsin, terör örgütüne ağız dolusu haykırsın, dağa kaçırılan çocukları getirebilsin diye oy verir.
Gidin Diyarbakır’da HDP binası önünde aylardır eylem yapan annelerle babalarla bir konuşun. Oturduğunuz yerden ahkam kesmeyin. O anne ve babalar, seçimlerde HDP’ye oy verdikleri için oradalar. O yüzden HDP önünde eylem yapıyorlar. Çocuklarının dağdan dönmesi için HDP’nin harekete geçmesini istiyorlar.
Peki, annelerin aylardır süren bu sessiz çığlığına rağmen HDP ne yapıyor? Bir ismin vekilliği düşürülünce sözüm ona ‘demokrasi yürüyüşü’ yapmaya karar veren HDP yönetimi, gözü yaşlı anneler için neden kılını dahi kıpırdatmıyor?
Bu sorunun cevabı çok basit!..
Bütün talimatları Kandil’den alan HDP eşittir PKK’dır…