Biz "Kardeşim, dostum, komşum" diyoruz da...

Bugün size Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerinin “Kardeşim, dostum, komşum” dediklerine Türk halkı olarak neler yaptığımızdan, karşılığında da bu sözde kardeş, dost ve komşulardan nasıl kardeşçe, dostça cevaplar aldığımızdan örnekler vereceğim.

İNSANİ YARDIMDA DÜNYADA BİRİNCİYİZ

Bakın, İngiltere merkezli "Development Initiatives" kuruluşu tarafından hazırlanan Küresel İnsani Yardım 2022 Raporu'na göre, Türkiye, 2021'de gayrisafi millî hasılasına oranla en çok insani yardım yapan ülke sıralamasında dünyada birinci oldu.

Kaynak: Global Humanitarian Assistance Report 2022

Bu rapora göre 2021 yılında Türkiye brüt millî gelirinin [1] yüzde 0,86’sı olan 7,2 milyar doları insani yardımlara harcamış…

2021 yılında Türkiye’nin brüt millî gelirinin 839 milyar dolar olarak açıklandığını hatırlatalım...

Rapora göre Türkiye’den sonra en fazla insani yardımda bulunan ikinci ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri, 659 milyar dolarlık [2] brüt millî gelirinin yüzde 0,21’ini yani 1,3 milyar dolarını insani yardımlara harcamıştır.

Listenin yedinci sırasında bulunan Suudi Arabistan, 775 milyar dolarlık[1] brüt millî gelirinin yüzde 0,08’i olan 620 milyon dolarlık yardımda bulunmuştur.

Listenin sekizinci sırasında yer alan Almanya, 4,2 trilyon[2] dolarlık brüt millî gelirinin yalnızca yüzde 0,08’i oranında olan 3,4 milyar dolarlık insani yardımda bulunmuştur.

Listenin 19. sırasında bulunan İtalya ise 2,1 trilyon dolarlık brüt millî gelirinin[3] yüzde 0,04’ünü yani 850 milyon dolarını insani yardımlar için harcamıştır. 

Bu rakamlara göre Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 5,5, Suudi Arabistan’ın 11,6, Almanya’nın 2,1, ve İtalya’nın 8,4 katı insani yardımda bulunmuştur.

Elbette insani yardım yapılmalı ama bence haklarımız, çıkarlarımız gözetilerek yapılmalıdır.

YARDIMLAR VE DOSTLUK GİRİŞİMLERİMİZ KARŞILIĞINDA NASIL CEVAP ALDIĞIMIZ ÖNEMLİ

Bu yardımlar Türk Milleti’nin cebinden çıkan paralar ve ödediği vergilerle yapılmaktadır. Bu nedenle de bu yardımlar karşılığında Türk Milleti ve devletimizin nasıl bir cevap aldığı da önemlidir.

Bu durum Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerinin “Kardeşim, dostum, komşum” diyerek diyalog talep ettikleri, kardeşlik, dostluk ve barış eli uzattıkları bazı muhatap devletlerin ve yöneticilerinin verdikleri cevaplar için de geçerlidir.

İşte yöneticilerimizin “kardeşim, dostum, komşum” diye hitap ettiği devletler arasında Irak ve Yunanistan’da vardır.  

Bakın bunlar yaptığımız yardımlara, uzattığımız dost eline ne cevaplar vermişler ve veriyorlar…

“Ama efendim bizim de Irak ile ticaretimiz iyi” diyenleri duyar gibiyim... Unutmayalım her şey ticaret değildir.

Devletin bekası, halkın ve soydaşlarımızın güvenliği herhalde ticaretten önemlidir.

Beka ve güvenlik sağlanamadıktan sonra neyleyim ticareti...

KARDEŞİMİZ IRAK’A YAPTIKLARIMIZ…

-  Türkiye 2014 yılında büyük bir insani yardım operasyonu başlatmış, 2015 yılında Irak’a yapılan yardımlar 11 milyon doları aşmıştır[4].

-  İlerleyen yıllarda da Türk Kızılay’ı, Irak için yıllık 10 milyon dolar üzerinde bütçeler ayırmıştır.

-  AFAD da ayrıca sürekli yardımlar yapmaya devam ediyor…

-  Daha birçok ayni ve nakdi yardımlar da bulunuyoruz…

KARDEŞİMİZ IRAK YÖNETİMİNİN BİZE CEVAPLARI

-  PKK’yı terör örgütü saymadığı gibi, topraklarında barındırıyor

-  PKK helikopterleri hava sahasında uçuyor

-  Türkiye’nin PKK’ya yönelik operasyonlarını ise “Irak’ın egemenlik haklarını ihlal” olarak niteliyor.

Irak Anayasası’nda Irak Türklerine tanınan hakları birer birer kaldırıyor ve Irak Türklerini yok sayma noktasına getiriyor. Öyle ki;

* Başta Kerkük olmak üzere Türk illerine Kürt etnik kökenli Irak vatandaşı göç ettirilmiş,

* Bu hızlı ve ani uygulanan göç politikaları neticesinde Kerkük şehrinin nüfusu ve demografik yapısı da ani bir değişime uğratılmış, şehrin yönetimi de de facto olarak Peşmerge'nin eline geçmiş,

* Dahası Peşmerge, DEAŞ'ı bahane ederek 2014 sonrası (2017'ye kadar) Kerkük'te nüfusunu daha da artırmış,

* Şubat 2015'ten Ekim 2017'ye kadar ki süreçte, Kerkük'teki petrol kuyularına Peşmerge el koymuş,

* Bu dönemde Kerkük'te Türkmen doktorlar, mühendisler, iş adamları ve varlıklı ailelere yönelik suikast, kaçırma ve şantaj eylemleri yapılmış,

Şimdi de “kardeşimiz” Irak yönetimi yine “kardeşimiz” Irak’ın Kuzeyi Bölgesel Yönetimi’nin (IKYB) baskısı ve talebi doğrultusunda 2007 yılında yürürlükten kaldırılan “bölgelerin güncel statülerinin etnik nüfusa göre yeniden belirlenmesini” içeren Irak Anayasası’nın 140'ıncı maddesini tekrardan gündeme getiriyor… Böylece kasıtlı göç akınları ile demografisi değiştirilen kadim Türk şehri Kerkük’ün Peşmerge kontrolüne girmesinin önünü açmaya çalışıyor…

* 1 Mart 2023’de, Kerkük’te resmi yazışmalarda Türkçenin (Irak Anayasası’nın ifadesiyle Türkmencenin) kısıtlanmasını öngören karar alıyor. (Ancak Türkiye’nin ve Irak Türklüğünün dirayeti sayesinde bu girişimden hemen vazgeçildi, fakat yara bir kere açıldı…)

* 3 Mart 2023’de Irak Türkmen Cephesi (ITC) Güvenlik Dairesi eski Başkanı Ahmet Tahir PKK’nın bombalı saldırısıyla şehit ediliyor, ancak Irak Türkü vekiller haricinde hiçbir Iraklı siyasi bu terör saldırısını kınamıyordu…

* Kerkük’teki seçmen kütüklerinin incelenerek Kerküklü olmayan seçmenlerin Kerkük içerisinde oy vermemesini, Kerkük’te en fazla milletvekiline sahip kesimin Kerkük’ün geleceğinde ve yönetiminde tek söz sahibi olmamasını düzenleyen Irak Seçim Yasası’nın 35. maddesi taslağı IKYB milletvekillerinin baskıları neticesinde önceden bu maddeyi onaylamış olan hükümeti kuran Şii ve Sünni Arap grupları tarafından 19 Mart 2023’de sildiriliyordu.

GELELİM BAZI YÖNETİCİLERİMİZİN “DOSTUMUZ, KOMŞUMUZ” DEDİĞİ YUNANİSTAN’IN YAPTIKLARINA

Biz “Dostum” diyerek Yunanistan ile 30 Ekim 1930’de Türk-Yunan Dostluk, Tarafsızlık, Uzlaştırma ve Hakemlik Antlaşması imzalıyoruz...

Fakat dostumuz Yunanistan 1931’da karasuları 3 mil iken hav sahasını 10 mile çıkarıyor, yetmiyor 1936’da da karasularını tek taraflı olarak 6 mile çıkartıyor…

Biz dostumuz, komşumuz diyerek Yunanistan’a İkinci Dünya Savaşı’nda yaşadığı büyük kıtlıkta Kızılay aracılığı ile Yunanistan’a her türlü tehlike ve tehdidi göğüsleyerek, hem de biz de yokluk ve kıtlıkla mücadele ederken, 1941’den 1946’ya gemilerle aralıksız insani yardım yapıyoruz (öyle ki sadece gıda yardımımızın değeri dahi o günün parası ile 60 milyon Amerikan doları üzerinde).

Dostum dediğimiz Yunanistan ise 1947’de Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını talep ediyor, 1952’de gayri askeri statüdeki adaları silahlandırıyordu...

Biz dostum diyerek Yunanistan’ın isteği doğrultusunda 1948 yılında Kuzey Amerika Başpiskoposu olan Athinogoras Spiru, Türk vatandaşlığına geçirtilerek Fener Rum Metropoliti ilan ettik [7]...

Fakat dostum dediğimiz Yunanistan 1950’den itibaren Kıbrıs’ta Türk soykırımına girişiyor, 1952 yılında belirlenen Uçuş Malumat Bölgesi’ni egemenlik alanı gibi kullanmaya başlıyordu…

Biz dostum diyerek ve gerçekleşmeyen Rogers Planlarıyla Yunanistan’ı 1980’de tekrar NATO’nun askeri kanadına dönüşüne onay veriyorduk…

Dostum dediğimiz Yunanistan ise;

- 1987 yılında Türkiye’nin haklarını hiçe sayarak Adalar Denizi’ni bir Yunan gölü haline getiren kıta sahanlığı taleplerini ortaya atıyor,

- Arama-kurtarma sahası ve FIR hattını kesiştirme iddiaları ile Adalar Denizi’nde hâkimiyet tesis etmeye çalışıyor;

- Batı Trakya’da Müslüman Türk Azınlığa olmadık eziyetler yapıyor, seçilmiş müftüleri hapse atıyor, ibadetin Yunanca yapılmasını şart koşuyor, Türk isminin kullanımını yasaklıyordu...

- Üstelik FETÖ ve PKK başta olmak üzere Türkiye’ye karşı tüm terör örgütlerine ev sahipliği yapıyordu…

Bizim yöneticiler “Dostum Nikos, Dostum Niko” dedikçe, Yunanistan:

- Egemenliği Antlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmeyen 152 grup Ada, Adacık ve Kayalık’ı (EGAYDAAK) sahipleniyor,

- Karasularını artırma talepleri ile Adalar Denizi’nde Türk Münhasır Ekonomik Bölgesi’ni (MEB) gasp etmeye çalışıyor,

- Sevilla Üniversitesi sözde haritasına göre Türkiye’yi Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz’de karasularına hapsetmek istiyor,

- Türkiye-Libya MEB Antlaşması’nın yok sayılmasını ve Türkiye’nin Libya’dan çekilmesini talep ediyordu.

Bizim yöneticilerin “Dostum Nikos, Dostum Niko” dediği Yunan Dışişleri Bakanı ve Millî Savunma Bakanı:

- Fransa gibi ülkelerin nükleer silahlarıyla Türkiye’yi tehdit ediyor,

- Lozan Antlaşması’na göre sadece İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki Rum Ortodoksların dini hizmetlerini sağlamakla sınırlı yetkisi olan Başpiskoposa (ya da hadi diyelim Patrike) Lozan’ı çiğneyerek evrensel nitelik kazandırmak amacıyla “Ekümenik Patrik” diyor, Yunan Devlet uçakları ile seyahatlerini düzenliyor, Ekümenik Patrik Devleti hayallerini çekinmeden davranışları ile dile getiriyor,

- İstanbul’a “Konstantinapol” diyor,

- Fener Rum Ortodoks Metropolitliği’ni “Yeni Roma” ismiyle dünyaya duyuruyor…

- Kıbrıs’ta Türkiye’yi işgalci olarak tanımlıyor,

- KKTC’yi ise asla tanımayacaklarını söylüyor,

- Kıbrıs Helenizm’inden yani Yunanlaşmasından asla vazgeçmeyeceklerini ilan ediyor,

- Türkiye ile ancak Yunanistan’ın istediği konuları müzakere edeceklerini, Türkiye’nin müzakere edilmesini istediği konuları (Gayri Askeri Statüdeki Adalar, EGAYDAAK, Batı Trakya vs.) asla müzakere etmeyeceklerini söyleyerek adeta Türkiye’yi aşağılıyordu…

DOST VE KARDEŞ DEDİKLERİMİZ BAŞKALARININ DA YAPTIKLARI VAR…

Türkiye’nin dostlukla karşılık bulmayan diplomatik tutumu ne yazık ki sadece Yunanistan ya da Irak ile de sınırlı değil…

Örneğin biz dostumuz diyerek Ukrayna’ya üç Bayraktar TB2'nin bedelsiz olarak veriyor, yetmiyor Ukrayna’ya tüm dünyada en fazla maddi yardımda bulunan 13. ülke oluyoruz…

Biz dostumuz diyerek 6 Haziran 2020 tarihinde Ukrayna’ya 205 milyon liralık yardımda bulunmayı taahhüt ediyoruz…

Fakat dostumuz dediğimiz Ukrayna ise Fener Rum Metropoliti Bartholomeos’u “Ekümenik Patrik” sıfatıyla 24 Ağustos 2021 tarihinde kendi bağımsızlık gününe davet ediyor…

Dostumuz dediğimiz Ukrayna’nın Devlet Başkanı Zelensky, 19 Ocak 2023 tarihinde Yunan Dışişleri Bakanı Dendias’ı ağırlıyor ve burada Türkiye’nin işgalci Rusya’ya benzetilmesine sessiz kalıyor…

Mısır’a dostluk ve barış elini uzatıyoruz, o bize ancak;

-  Doğu Akdeniz’de Yunan taleplerini kabul ederseniz,

Libya’dan çekilirseniz, dost olabilirsiniz diye şart koşuyor.

İsrail’e dostluk ve barış elini uzatıyoruz, o ise 19 Mart 2023’de Hayfa’da bir meydana sözde Ermeni Soykırım Meydanı adı vererek cevap veriyor.

Bu örnekleri daha çok artırabiliriz.

İşte tüm bu örnekler Türkiye’nin diplomatik olarak “karşılıklılık” yani “mütekabiliyet” ilkesinden uzak bir politika yürütmesinin sonuçları olarak görünüyor...

Maalesef biz sanıyorum uluslararası ilişkilerdeki realizmi yani gerçekçiliği henüz yeterince kavrayamamışız.

Hâlâ duygusal olarak dış politika yürütüyoruz anlaşılan...

Gerçekçi açıdan bakıldığında, uluslararası ilişkilerde dostluk, çıkarların uygun ve uyumlu olduğu sürece var olan bir durumdur.

Devletler diğer devletlerle elbette dostane ilişkiler kurabilirler ve kurmalıdırlar da ancak bu dostluk, çıkarlarının zarar görmemesi durumunda devam eder.

Bu nedenle uluslararası ilişkilerde temel ilke devletlerin daimi dostluk ve düşmanlıkları yoktur, menfaatleri vardır. Menfaatleriniz uyumlu olduğu zaman dost olursunuz, menfaatleriniz çatıştığı zaman da mücadele ederseniz.

Üstelik uluslararası ilişkilerde “mütekabiliyet yani karşılıklılık ilkesi” son derece önemlidir. Kısaca size nasıl davranılıyorsa öyle davranırsınız!

Bizim haklarımızı çiğneyen, hükümranlık haklarımıza saygı duymayan, içişlerimize karışan, anlaşmaları yok sayan devletlere “Dostluk elimi uzatıyorum” demek, Türkiye Cumhuriyeti’ni küçük düşürür, hak ve çıkar kaybettirir.

Unutmamak gerekir ki, bu konular şahsi dostluk ve arkadaşlık konusu değildir, Türkiye Cumhuriyeti’nin hakları ve çıkarları konusudur!

Önce Türkiye!

Kaynaklar:

[1] Gross National Income (GNI) veya Brüt Milli Gelir (BMG), bir ülkedeki tüm vatandaşların veya şirketlerin belli bir dönemde (genellikle bir yılda) elde ettikleri toplam gelirdir. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ülkenin ekonomik bölgesinde üretim faaliyetleri sonucu elde edilen geliri ifade ederken, Brüt Milli Gelir (BMG) ülkenin sakinlerinin elde ettiği, yerli veya yabancı kaynaklı olsun, geliri ölçer.

[2] https://knoema.com/atlas/United-Arab-Emirates/topics/Economy/National-Accounts-Gross-National-Income/GNI#:~:text=In%202021%2C%20GNI%20for%20United,average%20annual%20rate%20of%2014.76%25

[3] https://www.macrotrends.net/countries/SAU/saudi-arabia/gni-gross-national-income

[4] https://www.macrotrends.net/countries/DEU/germany/gni-gross-national-income

[5] https://www.macrotrends.net/countries/ITA/italy/gni-gross-national-income

[6] https://www.kizilay.org.tr/Haber/HaberDetay/2017

[7] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1336962