Botoks sonrası ölüm davasında yeni gelişme: 1 kişi tahliye edildi
Geçtiğimiz yılın Ekim ayında İstanbul Beylikdüzü'nde yaptırdığı botoks sonrası hayatını kaybeden Kübra Boyraz'ın ölümüne ilişkin yürütülen davada tutuklu bir sanık tahliye edildi.
Bir güzellik merkezinde botoks yaptırdıktan sonra hayatını kaybeden Kübra Boyraz'ın ölümüne ilişkin davada yeni bir gelişme yaşandı.
Büyükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Erdal Doğruya, Öner Özsoyeri, tutuksuz sanık Ömer Elmalı, maktulün babası müşteki Ekrem Solmazgül ve maktulün annesi tanık Aysel Solmazgül Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Duruşmada, tutuksuz sanık Bülent Bostancı, tanık Nalan K., tanık olarak dinlenen maktulün kız kardeşleri N.Y., E.G., ile tarafların avukatları da hazır bulundu.
"Çocuğumu eve bir kadın getirdi"
Maktulün babası müşteki Ekrem Solmazgül beyanında, "Çocuğumu eve bir kadın getirdi. Biz ne olduğunu sorduğumuzda kadın bize 'Tansiyonu düştü' dedi. Biz kızıma sorduğumuzda ‘Ne tansiyonu kalçama dolgu yaptılar, çok fenayım, beni hastaneye götürün dedim götürmediler' dedi. Kızımı hastaneye eşim götürdü." diye konuştu.
Anne Solmazgül ise "Bana iğneyi doktor olmayan ancak doktorla beraber olan Melik isminde kişinin vurduğunu kızım söyledi. Sanıklardan şikayetçiyim. Davaya katılma talebim bulunmaktadır. Sanıklar kızımı bilerek ve tasarlayarak öldürmüşlerdir. Bu nedenle ağır ceza mahkemesinde yargılanmaları gereklidir.” dedi.
Tanık Nalan K. de beyanında, "Ölümün olduğu gün orada değildim. Sonrasında bana yapılan uygulamalar neticesinde baş ağrısı çekmeye başladım. Doktora gittiğimde bana bilinmeyen sıvılar enjekte edildiğini bunun sebebiyet verdiğini söyledi. 5-6 ay boyunca ağrı kesici aldım, halen kullanıyorum. Ben de ilgili kişiler hakkında dava açacağım." ifadelerini kullandı.
"Operasyona iki kişi girdi"
Maktül Boyraz’ın kardeşi N.G. ise operasyonlara 2 kişinin birlikte girdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Uygulamayı 2 kişi beraber yapıyormuş. Ablama 2 operasyon yapılmış. 3. operasyon sonucunda ise ablam öldü. Hastaneye kaldırıldıktan sonra telefonla konuştum. Ablam, bana 'İğne yaparken o kadar çok bastırdılar ve acıdı ki bağırdım ancak durmadılar, yapmaya devam ettiler. Operasyondan sonra kalbim çok çarptı, midem bulandı ancak hastaneye getirmediler.' dedi. "
Maktulün diğer kardeşi E.G. de "Ablam, ‘Beni hastaneye kaldırın ölmek istemiyorum’ diyordu. Annem, 'Ne yaptırdın, nasıl bu hale geldin?’ diye soruyordu. Ablam yaptırdığı işlemden bahsetti. Babam ambulansı aradı. Ablamı devlet hastanesine kaldırdılar oradan özel hastaneye sevkini yapmışlar." diye konuştu.
Deliller tam olarak toplanamadı
Tanık beyanlarının ardından söz verilen sanık ve sanık avukatları aleyhte olan beyanları kabul etmediklerini dile getirdi. Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, delillerin henüz tam anlamıyla toplanmamış olduğunu kaydederek sanıkların ayrı ayrı tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklardan Öner Özsoyeri’nin tutuklulukta geçen sürenin tamamlanması, delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle ‘yurt dışına çıkmama’ adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, tutuklu sanık Erdal Doğruya’nın ise tutukluluk halinin devamına hükmederek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.