Bu kadar İç içeyken izolasyon nasıl olacak?

Korona virüs vaka sayısının en fazla olduğu İstanbul’da iç içe geçmiş binalar ve nüfus yoğunluğunun temastan uzak yaşamayı zorlaştırdığını söyleyen uzmanlar, bu şekilde etkin karantinanın zor olduğunu belirtiyor.

Türkiye genelinde korona virüs salgını dolayısıyla vatandaşlara evlerinde sosyal izolasyonu sağlayarak kendi karantinalarını oluşturması çağrısı yapılıyor, ancak salgının merkezihalindeki İstanbul’un bazı semtlerinde iç içe geçmiş binalar ve dar sokaklar, etkin bir karantina ortamını zorlaştırıyor. Sıkış tıkış yapışık bölgelerde karantinanın sorunlu olacağını belirten uzmanlar, normal şartlarda dahi yaşam koşulları son derece alt düzeyde olan bu bölgelerde insanların kendilerini karantinaya almasının zorlaştığını belirtiyor.

 Milliyet'in haberine göre binaların ve nüfusun iç içe geçtiği yerlerde çok istenildiği ölçüde etkili bir karantina olmayacağını belirten İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Erk, “İnsanlar arasında en az bir metre hatta 2-3 metrelik bir güvenli fiziksel mesafe aralığının olması lazım. Dip dibe yaşanılan alanlarda karantina uygulamasının çok etkili olması beklenmez. Çok yoğun bir şehir olmasının bu hastalığın yayılması açısından önemli etkileri var. Bloklarda yaşıyor insanlar. 25 katlı apartmanlar. Her katta 4-5 tane daire var. Sıkış tıkış yapışık yerlerde karantina işlemleri de sorunlu. İstanbul’da yaklaşık 20 milyon insan var. İstanbul’un yüzölçümü oldukça küçük, nüfus yoğunluğu ve nüfus hareketliliği son derece fazla olan bir şehir. Aynı zamanda da dünya kenti, ticaret merkezi, ulaşım merkezi. Tıpkı New York gibi. Bütün salgının merkez üssü burası” ifadelerini kullandı.

 İLK ETKİLENEN YERLER

Sıkışık ve yoğun kentsel dokuda bireysel karantinanın zor ve sıkıntılı olacağını söyleyen TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Orhan Sarıaltun da şunları söyledi:

 “Bu alanların kentsel ve sosyal altyapısı sıkıntılı. Bu bölgelerde yaşam koşulları normal şartlarda dahi son derece alt düzeyde. Bir de böyle bir salgın çıktığında ilk etkilenen bu alanlar oluyor. Böylesi yerlerde insanların kendilerini karantinaya alması zorlaşıyor. Binalar birbirine çok yakın olduğu gibi bitişik yapılmış binalar da sıkça var. Sokaklar zaten darken yapılar yükseldi. Dolaysıyla bu yetersizliklerin içerisinde insanların sokakta yürürken dahi birbirlerinden uzak kalması imkansızlaşıyor. Aynı şekilde marketlerin ve ticari ünitelerin çoğu son derece kısıtlı, uygun olmayan dükkanlara yerleştirilmiş durumda. Son derece küçük, ölçeksiz ve sıkışık. Dolaysıyla buraları kullanırken insanların temastan uzak kalması son derece zor.”

 ‘Yaşam koşulları belirleyici

Yaşam koşullarının karantina açısından çok belirleyici olduğunu belirten halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ise, “Kentlerin kilometrekare başına düşen nüfusu arttıkça bulaşıcı hastalıklara karşı mücadele zorlaşıyor. Bu dip dibe yaşam virüsün doğrudan geçmesi değil ama gündelik yaşamın daha dar koşullarda sürdürülmesi yüzünden sıkıntıya uğrama potansiyeline sahip” diye konuştu.

Sonraki Haber