Bugün artık yarındır!

Yanlış bir kararın neticesi ise şimdiden bellidir:

Yarın çok geç olur…

Kaosu, beceriksizliği, topal ördek ve tek ayaküstünde kırk yalan söyleyen bir Cumhurbaşkanı’nın seçilirse ülkeyi nasıl bölünmeye götürdüğünü, mavi vatanın ve milli savunma sanayimizin emperyalistlere peşkeş çekildiğini, kentsel dönüşümün kentsel çöküşe dönüşünü, deprem bölgesine yapılan yatırımların bitişini, FETÖ’cülerin ve PKK’lıların toplumsal hayatımızı nasıl gasp ettiğini, tüm yatırımların bitirildiğini bir KORKU FİLMİ gibi seyredeceğimizi eskaza bu kararı verecek olanlara şimdiden “müjdelemek” isterim.

Kentsel Dönüşüm için hükümetin attığı adımlardan en büyüğü “YARISI BİZDEN” kampanyasına başvuran 900 bin kişinin umutlarını bağladığı geleceği bir belirsizliğe, kargaşaya teslim etmek mi yoksa istikrar, huzur ve güven mi?

Sokaklarda terörün gölgesi olmadan dolaşmak mı yoksa örgüt militanlarının kurtarılmış bölgelerinden vize ile geçmek mi?

Topraklarımızın içinde cirit atacak PKK sürüleri mi yoksa Cudi’de, Şırnak’ta, Van’da rock konserleri mi?

Gabar dağında PKK eşkıyaları mı yoksa petrol rafinerileri mi?

Evlerimize bedava gelen doğalgaz mı yoksa vanaları kapatılacak Karadeniz doğalgazı mı?

Sığınmacılar üzerinden provokasyonlar yapıp iç savaşın fitilini ateşleyenlerle girdaba sürüklenmek mi yoksa o provokatörlerin hamilerini Meclis kürsüsünden dinlemek mi?

Edebiyle bir muhalefet yapmak varken, her türlü ahlaki normu bir kenara bırakarak hedefe odaklı Makyavelist bir delirme halinin tüm örneklerini gördük Sekizli Masa’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nda.

Son olarak geçen akşam söyledikleri hakikaten seçmene hakaret boyutundaydı. Kendisine oy vermeyen AK PARTİLİLERİ AHLAKSIZLIKLA SUÇLADI, bir de “Bana oy vermeyecekseniz sandığa gitmeyin” çağrısında bulundu. Kulaklarıma inanamadım.

Yapmadığı bir tek bu kalmıştı.

Çiftçilere “AK Parti’ye oy veriyorsanız her şeyi hak ediyorsunuz” dedi.

Öğretmenlere “Hâlâ AK Parti’ye oy verene ben öğretmen demem” dedi.

PKK’ya karşı mücadele veren askerlerimize moral destek için Hatay’a giden sanatçılarımıza “Onlar sanatçı filan değil yalaka” dedi.

İşadamlarına, işçilere, memurlara, bürokratlara hep bu tarz tehdit dilini kullandı.

Ama bu kadarını beklemiyordum doğrusu.

“Müslüman adam ahlaklı olur” girişini yaparak Erdoğan’a oy verecek olanları ahlaklı olmaya davet etti.

Buradan meydan okuyorum.

Ben Erdoğan’a oy vereceğim ve ahlakımı sorgulayanın alnını karışlarım. Hele bir yalancının hiç.

Müslümanım, dindar değilim, sekülerim, Çerkesim ve oyumu Erdoğan’a vereceğim. Şimdiye kadar tek bir oyum Kılıçdaroğlu için ziyan olmadı şükür ki.

Böyle birine ülkeyi teslim etmemek yarınki en büyük görevimiz.

Bu satırları yazarken profesör unvanlı bir kadın doktorun; Esin Davutoğlu Şenol’un Twitter’da hakaret dolu saldırısına uğradım. Gereken cevabı verdim tabii çakma bilim insanına. Ama bir baktım herkese hakaret etmiş. Emre Esfer kendisine ettiği hakareti yollamış bana, “Ulannn gerzek” diye başlıyor tweet’ine.

Peki, kimden görüyorlar ve ilham alıyorlar dersiniz?

Yukarıda anlattım.

Bu güruha onların iplerini elinde tutanlara BUGÜN vereceğimiz ders öyle ağır olmalı ki YARIN çok geç olmasın.