Candaş Tolga Işık: Cep telefonunda, otomobilde ÖTV kalkar mı?
Hükümet, seçim sathı mahaline girilirken gençlere ve düşük gelirli vatandaşlara yönelik bir adım attı ve bir konut projesi açıkladı. Sandıktaki yansımasını henüz bilmiyoruz.
Muhalefet bu projeyi gerçekleşmesi mümkün olmayan hayali vaatler olarak görüyor ve eleştiriyor. Ancak Ankara’daki kaynaklarımızdan duyduklarımız o ki AK Parti tarafından ekonomiye dair artık herkesin kabul ettiği yaşadığımız büyük yıkıma dair bir dizi hamle daha gelecek.
Maliye Bakanlığı'nda şu sıralar hummalı bir çalışma var. Maliye Bakanı Nureddin Nebati direksiyonda ama bu sürecin perde arkasındaki esas isim Berat Albayrak. Duyduklarımı teker teker yazayım.
Kredi Garanti Fonu’nun kesesi açılıyor. Özellikle işletmelere yönelik ciddi kredi destekleri getirilmeye hazırlanılıyor. Bu kapsamda yeni bir vergi affı ve yeni bir düzenleme de gündemde.
Maliye kaynakları otomobilden cep telefonuna kadar birçok kalemde başta ÖTV olmak üzere çeşitli vergi indirimleri hatta bazı vergileri kaldırmaya gidecek kadar adımlar için çalışıldığını ifade ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maliye’ye yılbaşına kadar hazırlıklarınızı tamamlayın talimatı vermiş. Muhtemelen bu takvime sadık kalınırsa yılbaşından hemen önce ya da hemen sonra ekonomiye dair direkt vatandaşın cebine yönelik paketler açıklanacak.
Açıklanacak açıklanmasına da herkes gibi benim de merak ettiğim şu: Bunların kaynağı ne? Diyelim ki cep telefonunda, otomobilde ÖTV’yi kaldırdınız ya da kayda değer bir azaltmaya gittiniz Türk ekonomisi bunu nasıl finanse edecek? Daha doğrusu edebilecek mi? Karadeniz’de bulunan doğalgaz hepimizi çok mutlu etti ama memleketin tüm illerinde bir o kadar daha doğalgaz bulsak ancak bu açığı finanse edebiliriz. Peki o zaman tekrar soralım kaynak ne?
Fatih Terim gibi bir markanın iletişimi ancak bu kadar kötü yapılır!
Yakın çevremdeki herkes bilir, Fatih Terim de ailesi de benim kıymetlimdir. Hoca’nın Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi ve en büyük kariyerine sahip teknik direktörü olduğu kesin. Ama Netflix’teki “Terim” belgeseli bir kez daha ortaya çıkardı ki Terim gibi büyük ve güçlü bir markanın iletişimi kelimenin tam anlamıyla berbat yönetiliyor.
Fatih Terim’i herkesten saklayan, asla hoşuna gitmeyecek sorulara muhatap etmeyen bir iletişim danışmanlığı Hoca’nın markasına büyük kötülük ediyor. Fatih Hoca’yı üç senedir Az Önce Konuştum’a davet ediyorum. Hoca’yla her konuşmamızın sonunda, “Bir gün seni arayıp, ben geliyorum diyeceğim ama bugün değil” der. Ben de, “Hocam siz gelmeseniz de dostluğumuz baki” der kapatırım.
Galatasaray’dan gönderildiğinde Hoca’nın çevresindeki herkese dedim ki, “İstemiyorsanız, Hoca da istemiyorsa bana çıkmasın ama ona sahici sorular soracak bir gazetecinin karşısına canlı yayında çıksın olanları anlatsın.” Dinlemediler.
O süreçte Hoca’nın karşısına kamera koyup Youtube videosu çekmeye filan niyetlenildiğini duydum. Az kalsın Fatih Hoca ulusa seslenecekti! Akıllara zarar. Allah’tan vazgeçmişler.
Netflix’teki “Terim”de aynı kafanın ürünü olmuş. Kötü mü? Bence değil. Ciddi bir emek var. Haksızlık eden taş olur. Ama buna belgesel derseniz bugüne kadar yapılmış tüm belgesellere ayıp etmiş olursunuz!
Ben Terim’i yıllardır tanırım. Yıllardır da her konuda sohbet ederiz. Hoca’nın kaçacağı, cevaplayamayacağı hiçbir soru, konu yok. Kendi programıma gel gel yapmak için asla söylemiyorum. Kime istiyorsanız ona çıkarın ama Fatih Terim çıksın ve sahici sorulara her zamanki sahici tarzıyla çatır çatır cevap versin.
Fatih Terim’in yıllarca tırnağıyla kazıyarak büyük zaferlerle yarattığı markası büyük iletişim hatalarına kurban ediliyor. Terim ileride yeniden teknik direktör olabilir, Galatasaray başkanı olabilir, bu kariyerle ülke futbolunda söz sahibi olacağı birçok önemli göreve talip olacaktır. Hakkı da… Ama bu facia iletişimle değil.