CHP, Erdoğan bitti; LEPOİNT, Erdoğan dünya lideri
Hakikati söyleyen ve ülkeye katkı sağlayan bir muhalefete hasret kaldık.
Sürekli ideolojik dokundurmalar, aynı söylemler, çözüm yolu göstermeyen uzun konuşmalar...
CHP'ye göre Recep Tayyip Erdoğan'ın artık ülkeye vereceği bir şey yok...
Ama Fransa'nın Le Point dergisi “Dünyanın dört liderinden biri” olarak Trump, Putin ve Şi Jinping ile beraber Erdoğan'ı gösteriyor.
Biz “Le Point” dergisini referans almıyoruz. Ama rakip ülkelerin Türkiye liderini nasıl gördüğünü bilmek önemlidir. Aynı dergi Erdoğan için “diktatör” başlığı da atmıştı.
Önemli olan sizin istikametten şaşmadan ilerlemenizdir.
Seçimler 2027'de olacak.
Normalde 2028 Mayıs olmalıydı, ancak “öne alınmış seçim” olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Daha yıllar var..
Yapılacak işler var..
Deprem bölgesine bu sene 252 bin konut daha yapılarak toplamda 453 bin konut teslim edilecek.
Konutlar 3+1 ve lüks inşa ediliyor. Yani parkesinden mutfak dolaplarına her şeyi kaliteli yapılıyor.
Eksikler elbette vardır, ama bunlar not alınıp gideriliyor.
"Evi aldık ama camı kırık" diyenler var mesela.. O kırık cam kontrole gelen ekiplerce değiştiriliyor.
Ve enflasyon düşmeye devam edecek.
Emekli maaşlarındaki adaletsizlik giderilecek...
Başıboş sokak köpekleri toplanacak..
Suriye'de yeni nizama öncülük edilecek.
Ukrayna'dan Balkanlar’a, Afrika'dan Arap Dünyası’na, Avrupa’dan Rusya’ya dünya denkleminde Türkiye’nin çıkarları korunacak...
Kim yapar bunları?
Daha kendi içindeki tartışmaları çözemeyen CHP yapabilir mi?
Mansur Yavaş’ı oyun dışı bırakmak için CHP Genel Başkanı ile el ele veren Ekrem İmamoğlu yapabilir mi?
CHP’ye göre Türkiye’de hukuk yok, ekonomi sıfır, insanlar açlıktan ölüyor.
Kafanızı yan tarafa çevirince yılda 1 milyon sıfır araç satıldığını görüyorsunuz.
Yüzbinlerce konut yeni sahipleriyle buluşuyor.
Herkes zengin değil, ama 20 sene önce "zenginim" diyen adamların yaşantısını şu anda orta halliler yaşıyor.
Biz 1990'ların gecekondu çocuklarıydık.
Apartmanda oturan herkes bize göre zengindi.
Hayatımda bir apartman dairesine misafirliğe gittiğimde 13-14 yaşlarındaydım. O güne dek apartman dairesi görmemiştim.
Bugün birçok evde doğalgaz var, bizim merkez mahallede kanalizasyon yoktu.
Bunları ben yaşadım, lakin birilerine “hikâye” geliyor. Anlat Hacı anlat, masal anlat modundalar... Çünkü böyle hayat olabileceğini tasavvur edemiyorlar.
Bizim de yaşadığımız hayattı kardeşim...
Neyse, tabii şimdi eskiyi anlatmak özellikle 18-30 yaşlarındaki gençlere hikâye geliyor. Yani 43 yaşındaki birinin anlattıkları 30 yaşındaki biri için "inanılmaz" gelebiliyor.
Çünkü Türkiye 2002 sonrası hızlı gelişti.
Bu hızlı gelişme kuşak çatışmalarını ve aile hayatını etkiledi. Bunun sebebi, ekonomik gelişmişlik ile kültürel gelişmişliğin paralel ilerlememesidir.
Refaha kavuşanlar aile saadetini unutmaya başladılar.
Milletçe bu derdi çözmek zorundayız.
‘18 yaşında evlilik erken” diyenler şimdi gençlerin 30'lu yaşlarında evlendiğini görüp üzülüyor.
İnsanlar ne kadar geç evlenirse o kadar erken boşanıyor.
Bu hususta kimseyi zorlayacak değiliz, lakin devletin daha etkin teşvikler oluşturması elzemdir.
Laf lafı açtı...
Konu nereye geldi, ama gördüğünüz gibi yapılacak çok iş var.
Bunu ancak güçlü bir lider yapabilir.
Türkiye’de liderler bitmez, ancak Erdoğan varken de lider aranmaz.
Fransız Dergisi Başkan Erdoğan'ı sevmiyor, çünkü Türkiye’nin çıkarlarını önceleyen birini istemiyorlar.
Buna rağmen Erdoğan’ı “dünyanın 4 etkili liderinden biri” olarak görüyorlar.
CHP ise, "Erdoğan bitti, zaten diktatör" falan demeye devam ediyor.
CHP'nin farklı olması gerekiyordu.
Özgür Özel çok güzel başlamıştı, ama devam ettiremedi.
Sayın Özel siyaset tarihine altın harflerle yazılabilirdi. Ama olmadı, olacak gibi durmuyor.
“FAHİŞ FİYAT DEMEYELİM ARTIK”
Bence tamamdır.
3 yıldır “fahiş fiyatlar” diyoruz.
Artık bu hususta ya net çözüm bulunmalı yahut “fahiş fiyatlar” denilmemelidir. Aksi durumda vatandaş, “Yıllardır neden çözemediniz?” der.
Bu mevzu “sarmal haline” gelirse inandırıcılığı kalmaz.
SON SÖZ: Güya “kabine değişimi kulisleri” verenler yine, yeni, yeniden yanıldı. Milleti yanıltmayı bırakın. Eğer bana net bilgi gelirse herkesten önce duyurma gayretine girerim. Lakin net bilgi olmadığı halde sırf dikkat çekmek için konuşanlar yüzünden ortalık “yanlış bilgilerle” kirleniyor.