Kılıçdaroğlu'ndan önemli açıklamalar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Gezi Parkı davasında beraat eden Osman Kavala'nın tekrar tutuklanmasına tepki gösterdi. CHP lideri, "Artık hakimler savcılar alçak kurulu diyebiliriz. Hemen toplanıyorlar o yargıç hakkında hemen soruşturma açıyor" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Sorunlarımız giderek katmerleşiyor, ama bu ülkeye baharı getirmek mümkün. Bu ülkeye adaleti getirmek için hep beraber savaşacağız. Dünya adalet üzerine inşa edildi.

Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. O nedenle adalet mülkün temelidir diyoruz.

Adaletin son 18 yılda kayıplar verdiğini biliyoruz. Adaletin son 18 yılda çok büyük kayıplar verdiğini biliyoruz. Güven kaybı yaşadığını biliyoruz. Adalete duyulan güvenin yerlerde süründüğünü ben söylemiyorum hâkimler söylüyor. Yargıtay başkanına, Anayasa Başkanı'na sorun, aynı şeyi söyleyecektir; adalete duyulan güven giderek ivme kaybediyor. Haksızlığa uğradığımızda başvuracağımız yer adalet kurumu olmalıydı.

 Adalet kurumu bizatihi adaletsizlik dağıtırsa orada devlette çürüme başlar.

FETÖ'nün en önemli adamları serbest bırakılırken gariban harp okulu öğrencileri hala yargılanıyorlar.

 Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır.

 Osman Kavala tepkisi

Dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez. Bir kişiye yapılan haksızlığı zulmü kabul edemeyiz. Zulüm karşı sesimizi yükseltmezsek, sadece düşüncelerimizi değil insanlığımızı da kaybetmiş oluruz. Osman Kavala için mahkeme oturuyor beraat kararı veriyor.

Odasındaki bütün eşyaları dağıtıyor nasıl olsa beraat ediyorum diye. Cezaevi aracındayken Erdoğan konuşuyor, ‘Dün onu beraat ettirmeye kalktılar’ dedi.

Kimsin sen ya kimsin sen! Bu lafı eden insanda adalet duygusu yoktur.  Hemen harekete geçirdi, cezaevi arasındayken yine hapishaneye götürüldü. Bu mudur hak hukuk? Buna aklı başında olan kişinin itiraz etmesi lazım. Bunun siyasi yönü yoktur arkadaşlar bu insanı, ahlaki bir meseledir. Artık hakimler savcılar alçak kurulu diyebiliriz. Hemen toplanıyorlar o yargıç hakkında hemen soruşturma açıyor. Biz de kalkıp bu ülkede adalet var diyeceğiz! 

"Bunlar hakim mi, Saray’ın köleleri mi?"

Damat Kanal İstanbul projesinin olduğu yerden 13 dönüm arazi kapatmış. Cumhuriyet gazetesinin haberine yayın yasağı getirdiler hemen. Akabinde yayın yasağını eleştiren haberlere de yayın yasağı getirildi! Soruyorum: Bunlar hakim mi, Saray’ın köleleri mi?

"Feriştahınız gelse geri adım atmayacağım"

Yönettiği devlete vergi vermemek için dolarları Man Adası üzerinden dolandırdılar, beş kuruş vergi vermediler. MASAK, bankalar diyor ki, kayıtlar doğru. Bir belgesel yaptık bununla ilgili. Yayın yasağı getirildi. Feriştahınız gelse geri adım atmayacağım.

"Süleyman Şah türbesini kaçıran kahraman olabilir mi ya?"

Dış politika konusunda konuşurken boğazınızda dokuz düğüm olmalı. İyi düşünüp konuşmalı. Dış politika ülkelerin çıkarları üzerine inşa edilir. İktidar muhalefet olmaz dış politikada.

Bugün Filistin bile bizi desteklemiyor, Filistin bile! Herkesle kavga ettiler. Kahramanlık edebiyatı yapıyor. Ya sen kim kahraman kim? Süleyman Şah türbesini kaçıran kahraman olabilir mi ya?

"Tek bir Mehmetçiğimizin tırnağı bütün bir Suriye’den daha değerlidir"

Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu Saray’ın ordusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti devletini egemen güçlerin maşası haline getirmek kadar bu ülkeye yapılabilecek daha büyük bir hıyanet yoktur. Tek bir Mehmetçiğimizin tırnağı bütün bir Suriye’den daha değerlidir.

Eski Dışişleri Bakanımız İhsan Sabri Çağlayangil’in sözüdür: Orta Doğu’da bir toplantıya çağrıldığınızda adınız masada yoksa, bir de mönüye bakın.

"Çocukların var, seni kefenle karşılayanlar var. Gönder onları oraya"

Şehitlerimizden söz ederken çok dikkatli bir dil kullanmaya özen gösteririz. Şehitleri bir eşya gibi görmek, ‘tane’ şeklinde ifade etmek, bir insanlık ayıbıdır. Daha önce Erdoğan, yine şehitler için “kelle” ifadesini kullanmıştı.

Beyefendi diyor ki şehitler tepesi boş kalmayacak. Aynen söylüyorum ben de: Çocukların var, seni kefenle karşılayanlar var. Gönder onları oraya, fakirin fukaranın çocuğundan ne farkı var onların?

İktidar medyası da Saray’dan gelen talimatla bu ‘tane’ sözcüklerini oradan çıkarmış. Erdoğan’a sansürü, Erdoğan medyası uyguluyor. Dün akşam AK Parti’nin internet sitesine girdim. Orada gerçekten konuşma metnin tamamı var mı diye… Orada da çıkarılmış. Çünkü şehitler için ‘tane’ sözcüğünün kullanılmaması gerektiğini AK Parti’liler de biliyor.

Sonraki Haber