CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Cambaza bak oyununu oynadılar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis cezası ve siyasi yasak kararına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Millet isyan etmeye başladı. Bu kadar adaletsizlik, bu kadar hukuksuzluk olmaz diye. Bu sefer döndüler 'ya biz naptık' dediler. 'Yok bu bir komplodur, şöyledir, böyledir' dediler. Cambaza bak oyununu oynadılar." ifadelerini kullandı. Öte yandan toplantıya, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Toplantıda, dün Kılıçdaroğlu'nun davet ettiği İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da yer aldı. 

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Devlet intikamla yönetilmez. Devlet adaletle yönetilir. Eğer insanların 85-90 yaşında biz sizi hapislerde öldüreceğiz derseniz, insan haklarının olmadığı açıkça ortaya çıkar. İktidar sahiplerine sesleniyorum: 85-90 yaşındaki insanlar hapiste kalmasın diyorsanız her türlü desteği vermeye hazırız.

"İktidara geldiğimizde kadro sözünü buradan veriyorum"

Taşören işçilere kadro sözü verdim. Ve kadrolarını en sonunda hükümet teslim etmek zorunda kaldı. Hala 150 bine yakın taşerön işçisi var. Bunlarda kadro bekliyor. İktidara geldiğimizde size kadro sözünü buradan veriyorum.

6 yaşındaki bir çocuğa sistemli tecavüz edilmesi ve bunun karşısında iktidarın suskun olması... Bunlarda vicdan yok, ahlak yok, erdem yok. Küçük bir çocuk sistematik tecavüze uğrar. Bakan geliyor diyor ki 2 yıldır haberimiz var. Devleti çalıştırmadılar, savcıları çalıştırmadılar, polisleri çalıştırmadılar. Sahte raporlar aldırdılar. Arkasındaki güç kim cevabını kimse vermiş değil. Devleti çalıştırın dedin, Adalet Bakanlığına yürüdüm. 6 yaşındaki çocuğun hakkı hukuku için gittim ben oraya. Sonra ne oldu? Devletin refleksi çalışmaya başladı. Demekki bu kardeşiniz haklı.

Kadınların ve kırsaldaki gençlerin sosyal güvenlik primlerini biz ödeyeceğiz. Orada çalışacaklar, üretecekler, alın teri dökecekler yeri zamanı gelince de emekli olacaklar.

"Kanun çıkarsa Anayasa Mahkemesine götüreceğiz"

Örgütlü bir toplum güçlü bir toplumdur. Örgütlü bir toplum haksızlıklara karşı direnci geliştiren bir toplumdur. Böyle bakmak lazım. Yüzde 2 örgütlenme barajı getiriyorlar. Neye göre? Yandaşa göre getiriyorlar. 400 bine yakın kamu görevlisi var. Oradan haklarını almak istiyorlar. Devlet kamu çalışanları ayrımcılık yapmaz. Ayrımcılık yaparsa herkes farklı düşünür. Yüzde 2 barajı getiriyorlar, kanuna koyuyorlar. Aslında daha önce yüzde 1 barajını toplu sözleşmeyle sözleşmeye koymuşlardı. Danıştay bunu doğru değil diye iptal etti. Şimdi kanuna getiriyorlar. Çıkarsa kanunu Anayasa Mahkemesine götüreceğiz. Çıkmaması için de mücadele yapacağız.

Son günlerde yaşadığımız tabloya geleyim. Herkesin anlayacağı dilden özetlemeye çalışayım. Önce soru, önce düzmece bir dava açtılar mı? Açtılar. Sonra saray bu mahkemeye müdahale etti mi? Etti. Asla çıkmayacak çıkarılamayacak kararı çıkardılar mı, çıkardılar. Herşeyi alanen yaptılar. 85 milyonun önünde adaleti açıkça katlettiler.

"Sen kimsin, Ekrem İmamoğlu kim?" 

Bunlar olurken malum sarayın bir de foto romanı var. O da başka bir pisliğin içinde. Bakıyoruz o da cesaretlenmiş. Neymiş, 16 milyonun sevgilisini görevden alacakmış. Beyefendiye bakın. Sen kimsin, Ekrem İmamoğlu kim? Sen Ekrem İmamoğlu'nun tırnağı bile olamazsın. Ekrem İmamoğlu'nun adını ağzına almak için önce ağzını yıkayacaksın.

Ben senin neler çevirdiğini biliyorum. Kripto dolandırıcıları senin yanında, uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirirsin, kirli paranın da bir numaralı adamısın. Ben bunların tamamını biliyorum. İmamoğlu, size büyük lokmadır. Boğazınıza takılır. Boğarız sizi.

Dava zaten düzmeceydi. İstedikleri gibi karar çıkaramayacaklarını önce gördüler, sonra malum hakimi görevden alıp başka bir yere sürdüler. Daha sonra sarayın tercih ettiği, yargıçlık cübbesi giyen ama asla hakimlik statüsü olmaması gereken kişiyi oraya oturttular. Karar sarayda yazıldı, o da okudu. Kararı okurken savcı da orada yoktu. Hakim zaten savcının olmadığı bir ortamda kararı okuyamaz. Ama hakim hakim değil ki. Ona öyle talimat verilmiş, o da öyle yapıyor.

"Cambaza bak oyununu oynadılar"

Millet delirdi, isyan etmeye başladı. Bu kadar adaletsizlik, bu kadar hukuksuzluk olmaz diye. Bu sefer döndüler ya biz naptık dediler. Derhal Fahrettin'i devreye soktular. Yok bu bir komplodur, şöyledir, böyledir dediler. Cambaza bak oyununu oynadılar. Eskiden cambaz çıkar, gösteri yapar. Ondan sonra yankesici milleti soymak için gider yanına bak bak, cambaza bak derken cebinden parayı çalar. Bunların yaptığı numara aynı. Ama millet bu numarayı yemedi. Belediye başkanına da sahip çıktı, adalete de sahip çıktı.

Sonraki Haber