CHP Genel Başkanı yine Selahattin Demirtaş oldu

Türkiye’de iktidar kadar muhalefet de güçlü olmalı!

Özellikle “dış politika ve güvenlik” hususlarında hiçbir ayrılık olmaması elzem!

Ama öyle olmadı, Kemal Bey ve ekibi TSK’nın sınır ötesi tezkeresine “hayır” dedi.

Özgür Özel bu tezkereye “evet” mi dedi?

Yok, o da “hayır” dedi.

O vakit “değişen” nedir?

Bu nasıl değişim?

Değişen şey “isimler” oldu ki buna “değişim” değil “koltuk devretme” denir.

“CHP’de bir dönem kapandı” ifadesi doğru değil, sadece “aktör” değişti.

Özgür Özel kimi yendi?

Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 defa yendiği Kemal Bey’i bu kez kendi ekibinden olanlar tasfiye etti. Başkan Erdoğan ilk önce “Bay Kemal” dedi, sonra “Bay Bay Kemal” dedi ve hakikaten dediği gibi oldu ve Kemal Bey siyasete “Bay bay” diyerek veda etti.

Ekrem İmamoğlu da rahat bir nefes aldı.

Meral Akşener biraz daha ferahladı.

Dikkat edin; kurumsal değil “şahıssal” bir rahatlama var!

Sayın Akşener partisinin Genel İdare Kurulu’nda aldığı “81 ilde kendi adayımızı çıkaracağız” kararına uyacak mı?

Göreceğiz!

Özgür Özel’e karşı önyargılı değiliz; ancak eski söylemleri olduğu gibi duruyor. Kemal Bey’den daha iyi bir söylem geliştirebileceği siyaset kulislerinde öngörülmüyor.

Selahattin Demirtaş’la ilgili söylemleri de Kemal Bey ile aynı!

“Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyorsanız bize oy vereceksiniz” söylemi devam ediyor.

Özgür Özel müstakil mi yoksa İmamoğlu’nun izdüşümü mü?

Mesela; HDP ile ilgili tavrı ne olacak?

HDP’lilere dönüp; “Bakın biz PKK’ya terör örgütü diyoruz, siz de terör örgütü deyin ve yolumuza beraber bakalım” diyebilecek mi?

Yoksa yine “gözlerimi kaparım, koltuğuma bakarım” mı diyecek?

Özgür Özel müstakil davranabilecek mi? Yoksa İBB Başkanı’nın yönlendirmelerine mi tâbi olacak?

“EKREM İMAMOĞLU’NUN SEÇİM STRATEJİSİ”

Bırakın İstanbul’u birleştirmeyi, bırakın Türkiye’yi birleştirmeyi, CHP’yi bile ortadan ikiye böldü.

CHP’de “genel başkanlık” tartışması bitti, ancak “liderlik” tartışması bitmeyecek!

İBB Başkanı neredeyse tamamen “ideolojik” bir seçim stratejisi izleyecek!

“Mağdurum, hakkımı alamadım, hakkımı almam için beni seçin” duygularının öne çıktığı bir yol izleyecek.

Hizmetler, altyapı, üstyapı söylemleri sadece “dostları alışverişte görsün” şeklinde olacak!

Ak Parti ne yapacak?

Henüz aday belli değil; ancak strateji çerçevesi çiziliyor.

“Bir hak varsa bu İstanbul halkınındır” duygusu öne çıkarılacak.

“SUUDİ ARABİSTAN”

Gazze bombalanırken Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’da vur patlasın müzik festivali yapılıyor.

Ebu Cehil ölmedi, kıtalar dolaşıyor.

“Araplar bile…” diye söze başlayacaklara gelince!

Biz Filistin’i bir kavim için değil, mazlumlar için savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz; tâ ki Filistin özgürleşene dek!

Sürecin sonunda orta ve uzun vadede kaybeden İsrail olacak.

SON SÖZ: Türkiye’yi kendi şahsi ikbali için merdiven altı siyaset yapanlar değil, dümdüz milletin içinde olanlar ileriye taşımaya devam edebilir.