CHP HDP'ye neler vaat etti ve sopanın ucundaki havuç
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra ABD Türkiye’ye parasını ödediği Fantom uçaklarını vermedi.
2021 Nisan’ında ABD, Türkiye’yi F-35 Savaş Uçağı Programı'ndan çıkardı. Türkiye bu uçakların da parasını ödemişti. Gerekçe, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzelerini almasıydı. Oysa Türkiye, ABD’den Patriot Füzeleri istemiş ama vermemişlerdi.
Amerika Türkiye’yi terbiye ediyordu.
“Sen kimsin ki bana sormadan Kıbrıs’a çıkabiliyorsun...”
“Sen kimsin bana sormadan S-400’leri alabiliyorsun...”
1974-2021 arasındaki tarihlerde Türkiye üzerinde buna benzer çok Amerikan baskısı görebilirsiniz. Daha geriye gidip, 1947 Marshall Planı ve yardımlarıyla, Türkiye’nin nasıl bir Amerikan peykine dönüştürüldüğünü de araştırabilirsiniz. Türkiye’yi Rusya tehdidiyle korkutup, yüzyıl boyunca kalkınmasının nasıl engellendiğini anlatmaya bile gerek yok.
Nuri Demirağ uçak yaptı, ürettirmediler. Nuri Killigil silah fabrikası kurdu, kapattırdılar.
Türk mühendisleri yüzde 100 yerli Devrim otomobilini yaptılar ama depolarda çürümeye bıraktırdılar.
Bu ihanetlerin içerideki müsebbipleri hiçbir zaman yargılanmadı. Çünkü Türkiye’yi hep onlar yönettiler. Daha doğrusu onlar aracılığıyla Türkiye’yi hep Amerika yönetti.
Geldiğimiz noktada, Menderes’i ipe götüren, yerli ve millî kalkınma, savunmada dışa bağımlılıktan kurtulma hayalleri gerçek oldu. Bundan sonra bu kazanımlar ya ileri doğru gidip Türkiye makus talini yenecek ya da Nuri Demirağ’ın, Nuri Killigil’in başına gelenler, Bayraktar ailesinin de TUSAŞ’ın da kaderi olacak.
1970’ten itibaren Türkiye’yi terörle terbiye etmeye çalışan ve tüm enerjisini sömüren Amerika, şimdi yeni projeler peşinde.
ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI VE MUHALEFETİN KOLTUK KAVGASI
CHP’nin yirmi yıldır AK Parti karşısında seçim kazanamadığı için bir İttifak kurmasını anlarım. Ancak bu İttifak'ın Türkiye için neler yapabileceğini irdelemek de önemli değil mi?
Baktığınız zaman İttifak bileşenlerinin öncelikli amacının koltuk kapma olduğunu görüyorsunuz.
Bir cumhurbaşkanına yedi yardımcı! Biri “Evet” demez ise karar alınamayacak. Her partiye en az bir bakanlık, oy durumuna göre birkaç bakanlık verilecek. Akıl alır gibi değil. Eğer konu memleket olsa, Türkiye’nin çıkarları ve sorunsuz yönetimi olsa, bir cumhurbaşkanı adayının etrafında toplanıp, hiçbir beklenti içine girmeden yola devam etmezler mi? Böyle bir anlayışla Türkiye nasıl yönetilecek? “Hele bir Erdoğan’ı devirelim de sonrasına bakarız” demek, hangi siyasal ve sosyolojik gerçeklerle açıklanabilir.
Türkiye’nin en önemli sorunları karşısında politika üretemeyen ve bunu kamuoyuna sunamayan bir İttifak'tan söz ediyorum. Varsa, yoksa, “Et kaç lira, patates kaç lira” söylemiyle giden bir kervan, yoldaki tehlikelerden söz edip tedbir almıyorsa, geleceğe nasıl güvenle bakacak? Suriye, Irak’ın kuzeyi, PKK/PYD/YPG, Akdeniz, Ege, Karadeniz’deki sorunlardan söz etmeyen, Türkiye’nin geleceğine dönük bir perspektif ortaya koyamayan bir muhalefet var.
Hepsinden öte, “yerel yönetim özerklik şartı”nı getirme sözü veren bir Cumhurbaşkanı Adayı var. “Kayyum atamalarına son vereceğim” diyen, ancak kayyum atanma gerekçelerinden hiç bahsetmeyen ve bu gerekçeleri görmezden gelen Kılıçdaroğlu, HDP ile seçim desteği almak için görüştü. Tamam, görüşsün de neler vaat edildiğini, HDP’nin neler istediğini de açıklasınlar. Sadece yerel yönetim özerklik şartı bile, HDP’nin hayallerine giden kapıyı aralamaya yeter.
Kılıçdaroğlu, bütün KHK’lıları da görevlerine iade edecekmiş.
İyi de o dosyaları incelemeyecek mi hiç? Kemal Bey, hâlâ 15 Temmuz’un bir tiyatro olduğuna inanıyorsa KHK’lıları affetmesi doğal. Ama 15 Temmuz’da Türkiye’nin uçurumun eşiğinden döndüğünü görüyorsa, bu yaklaşım neyle izah edilebilir?
İttifak’ın CHP dışındaki beş partisi de milliyetçi/muhafazakâr tabana sahip. Kılıçdaroğlu’nun ve beş liderin göremediklerini, bu taban görmeyecek mi? Cumhurbaşkanı yardımcılığı ve bakanlıklar havucuyla bu tabanı konsolide etmeye çalışıyorlar ama bunu ne kadar başaracaklar göreceğiz. Erdoğan karşıtlığı ile CHP tabanını ikna etmekte sorun görünmüyor. Ancak İYİ Parti, DEVA, Gelecek, Saadet Partisi ve DP tabanı çantada keklik değil.