CHP içi kavgada mecbur kalsam kimi desteklerim?
Öncelikle söyleyeyim; ben çok sıkıldım artık CHP içindeki bu “muhabbet”ten.
Partililer ve CHP’nin medya silahşorları şerbetli tabii. Onlar adeta tartışmalardan, kavgalardan besleniyorlar.
Ama bu iş o kadar uzadı ve iki taraf da öyle birbirine girdi ki artık herkeste “bitse de gitsek” havası oluştu. Tabii bunu söyleyenlerin çoğu, CHP ve medyası dışında olan benim gibi gazetecilerle bizzat CHP seçmenleri. Kim kazanacaksa kazansın da önümüze baksak diyoruz. Örgüt içi hesaplaşmalarda, ilçelere varıncaya dek her kongrede, öncesinde ve sonrasında kendilerini yeniden şarj eden taraftarlar ise hiç pes edecek gibi değil. Onlar tam tersine “Biz bitti demeden bitmez” diyorlar.
Alacakaranlık kuşağı gibi.
Tabii gazeteci olduğumuz, haftanın belli günleri yazı yazdığımız için mecbur, olayları takip ediyoruz. Misal, aslında Kurultay’da bana göre genel başkan adaylığını açıklayacağını öngördüğüm Ekrem İmamoğlu’nun, bugün seçim olsa yüzde 63 oy aldığını gösteren anketin arkasındaki isim kimdir diye merak etmiştim iki gündür. Sabah gazetesinden öğrendim:
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÖZGÜR KARABAT
Kendisi İETT bakım ve onarım ihalelerini 19 ayrı ihaleyle toplam 4 milyar liraya alan Ulaşım İç ve Dış Ticaret A.Ş'nin Mali Müşaviri oluyor.
Şimdi size 10 puanlık soru:
Siz de 4 milyar liralık ihale alsanız böyle bir anket yaptırıp açıklamaz mısınız?
Hadi ama, samimi olun lütfen.
O bitti, bu sefer Kartal Belediyesi’ndeki skandal patladı. Belediyenin Mali İşler Müdürü Oğuzhan Dumlu istifa etti. Ne var bunda diyeceksiniz? Çok şey var, Kartal Belediyesi’nde tam ilçe kongresi ve CHP Kurultayı öncesi 90 kişi işe alınmış. Aniden. Ama daha ilginç olanı şu ki işe girişi yapılanların 25’i İmamoğlu’nu (Değişimci) destekleyen delegelerin yakınları.
Böyle bir akraba kayırmacılığı zor bulunur hakikaten.
Daha neler var acaba?
İlçe kongrelerinde dolarların ve para destelerinin havalarda uçtuğunu söyleyenlere inanmak istemiyoruz ama öyle şeyler anlatılıyor ki dehşete düşüyoruz.
Tabii başta İBB olmak üzere tüm belediyelerin elinde çok geniş mali kaynaklar mevcut. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu o parayı son yağışlarda Şişli’den akıp giden yeni nehir yataklarını değiştirmeye harcayacak değil ya. Zaten nehrin yatağını değiştirmek doğru değilmiş, Ekrem Bey bunu bilmez mi? En iyisi Şişli’de feribot seferlerini hazır tutsun bu tür zamanlarda.
Peki, bir taraf tüm mali kaynaklarını seferber ediyor da Kemal Bey boş mu duruyor? Elinde o kadar çok finansal kaynak olmasa da (Battal İlgezdi ve arkadaşlarını saymazsak) kurumsal imkânlarını tepe tepe kullanıyor kaçın kurrası olduğunu tekrar tekrar kanıtlayarak.
Ama Kemal Bey'in gözden kaçırdığı, neredeyse 20-25 yıldır teşrik-i mesaide bulunduğu oyun kurucuların da onu çok iyi tanıması. Kemal Bey hakkında bildiklerini şimdi Ekrem İmamoğlu’na öğretmekle meşguller. Bu yüzden CHP’de mevcut Genel Başkan’ı devirmek üzere çok ciddi rakip haline gelen biri ortaya çıktı.
Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nun arasındaki fark ne diyecek olursanız cevabım net:
Sadece YAŞ farkı.
Doğru, İmamoğlu için devlet adamlığı nosyonu yok, öngörülemez, kibirli, muhteris, yalan söylemeyi çok seven, ama buna karşılık çalışmayı hiç sevmeyen, sırtını küresel oyun kuruculara dayayan, üstelik de yeteneksiz ve beceriksiz diyen çok sayıda insan var.
İstanbul’u 4,5 yıl önce aldı, şimdi bir mega köy olarak teslim edecek.
İyi de ondaki bu özelliklerin hangisi Kemal Kılıçdaroğlu’nda yok?
Yalnızca şunu söyleyebilirim.
Ben Kılıçdaroğlu’ndan korkarım.
Onun kadar intikam yemeğini soğuk yiyen siyasetçi az bulunur.
Kimileri CHP’yi bugünkü haline dönüştürerek ta 1938’deki Dersim’in rövanşını aldığını söylerken aklım bu hikâyeye kaymıyor değil açıkçası doğru olabilir diye.
Ekrem İmamoğlu nedir ki onun için, çerez.
Ama işte hayat bu, hiç belli olmaz.
Dediğim gibi sıkıldım ama yine de 5 Kasım’daki Kurultay’a ışınlanmak istiyorum. Sonucu merak ediyorum çünkü.
Diyeceksiniz ki BAŞLIKTAKİ SORUYA CEVAP vermedin.
Evet, vermedim.
Mecbur kalırsam kimi desteklerim?
Vallahi ben CHP’de birini desteklerim ama o ne Kemal Kılıçdaroğlu ne de Ekrem İmamoğlu.
AYTUĞ ATICI olur kendisi. Çok dürüst ve prensip sahibi bulduğum, hiç anlaşamasam da gerçek CHP’li olarak takdir ettiğim bir isim.
Ama aday olup olmamaya hâlâ karar veremedi bildiğim kadarıyla.